Kalp atışlarım hızlandı, ellerim titredi istemsiz. Kocaman açılan gözlerim mesajda takılı kaldı. Okudum, durdum, bir daha okudum. Yanımdaki kişi kardeşim dediğim biri olmasına rağmen bu imayla kendimi çok kötü hissetmiştim. Sağa sola bakındım, onu bulmaya çalıştım ama göremedim. Telefonuma bir mesaj daha geldi.
*Beni aramayı boşver, sen yanındaki ile ilgilen... Sohbetiniz, gülüşmeleriniz yarım kaldı konuşmaya devam et...*
Ne yapmaya çalışıyordu bilmiyorum ama beni her mesajında biraz daha sinirlendiriyordu.
*Nerdesin!*Tekrar sağa sola bakındım. Bora farkedip neyim olduğunu sordu bir şey yok deyip geçiştirdim. Şaşkınlıktan yürümeyi bırakıp yerimde donakaldığımı Bora kolumdan tutup 'hadi' dediğinde fark ettim. Yürümeye devam ederken bir mesaj daha geldi.
*Benim nerde olduğumun bir önemi yok önemli olan şuan senin nerde olduğun.*
*Sen bana hesap mı soruyorsun?*
*Yoo... Sen hesap sormamı mı isterdin?*
*Bana laf cambazlığı yapma!*
Mesajı çektikten sonra Bora beni dürtükledi. Kaşlarım çatılmış fak etmeden, yüzüme yansımış mesajlara ve çekene karşı oluşan sinirim. Bora bunu fark edince tedirgin olmuştu.
"Alooo! Jery neyin var? Kim o mesajlaştığın, canını sıkan bir şey mi var?"
"Yok, yok bir şey." dedim kısık bir sesle.
Yok bir şey desem de bir gariplik olduğunu anlamıştı.
"Gel şuradaki bankta oturalım biraz."
Bora banka oturalım deyince başımı telefondan kaldırdım ve o an gördüm. Murat tam çaprazdaki bankta oturuyordu. Üstelik yalnızda değildi, yanında Havva'nın nişanlısı İlker de vardı.
Meğer az önce bir iki adım geride olduğumdan basket sahasının arkasında kalan Murat'ın oturduğu bank, benim bulunduğum yerden tam gözükmediği için onu görememiştim. İyide o nasıl beni görmüştü? O nasıl göz öyle?
"Mukaddes? Aloo?"
"Hıı... Ne? Ne oldu?"
"Otursana..."
"Haa evet..." otururken göz ucuyla baktım Murat'ın gözü hala bizdeydi.
"En son bu parka geldiğimde bu basket sahası yoktu Jery. Yalnış mıyım?"
"Yok doğru... Bir kaç ay önce belediye başkanı yaptırdı."
Bora'yı dinliyordum ama gözümü telefonumdan ayırmıyordum, Murat daha ne kadar saçmalayacak diye yeni mesajını bekliyordum.
"Ama baya güzel saha olmuş park iyice güzelleşmiş değil mi?"
İstemesem de aklım Murat'ta kalmıştı, bize hala bakıyor mu diye çaktırmadan tekrar kontrol edeyim derken Bora'nın söylediğini duyamadım.
"Hıı? Ne dedin?"
"Sen nereye bakıyorsun?" dedi Bora benim baktığım yöne dönüp. Ben onu engellemeye çalışana kadar çoktan gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem ile Kelepçe
Spiritualİslam, aşk, mizah ve aksiyon dolu bir kitap... "Hayır! Lütfen kelepçe takmayın! Ben kaçmam zaten, lütfen takmayın." "Sana uzat elini dedim!" diye sert şekilde tekrar etti memur. Onun tekrarına karşı bende tekrar rica edip takmamasını istedim ama d...