25. [İmdat!]

8.4K 1.2K 144
                                    

Selamun aleyküm güzel kalpli okurlarımmm. Bölümleri elimden geldiğince erken güncellemeye çalışıyorum lütfen bana kızmayın :) Bu bölüm birazcık az ama bir sonraki bölümü erken yazıcam söz :)
Satır arası yorumlarınızı çok seviyorum bol bol yapmanız umuduyla keyifli okumalar ❣️


___________________

Ben sağa Merve sola doğru tüm gücümüzle koşmaya başladık. Nefesim yettiğince durmaksızın arkama bakmadan koştum. Araba arkamdaysa korkusu ile ya Merve'nin arkasından gittiyse korkusu birbirine karışmış, kalbim ağzımda atıyordu. Nefesim ve kalp ritmim hızlanmaya, istemesem de beni yavaşlatmaya başladı. Saniyelerce koştum, kimin arkasından gittiğini artık bilmem gereken andı. Koşarken hızımı yavaşlatmadan başımı hızla arkama çevirdim. Saçma biliyorum ama bir gülme tuttu. Bu gülüş şansımaydı. Hani insanın sinirleri bozulur ya, ağlarken güler, işte öyle bir gülüş... Aslında arabanın benim arkamdan gelmemesine şaşırmamam lazımdı.
Bir haftadır başıma bir aksilik gelmemişti, geç bile kalmıştı.
Artık tehlikenin benim arkamda olduğu gerçeği nefesime ve kalp ritmime galip gelip koşabileceğim en yüksek hızda koşmam gerektiğini vuruyordu yüzüme.
Ama gel gör ki insan gücü ile makine gücü bir olmadığı için ben ne yapsam da arabadan hızlı olmam imkansızdı. Arabadakiler sanki, bu kadar takip yeter şimdi hareket zamanı, der gibi hızla beni sollayıp tozu dumana katarak güçlü bir fren sesiyle önümü kesti. Ben anında arkamı dönüp aynı hızla geldiğim yöne doğru tekrar koşmaya başladım. Bu kez arkamda ayak sesleri duyunca döndüğümde iki genç adamın arabadan inip arkamdan koştuğunu gördüm.
Korkum cesaretimin önüne geçmişti. Arabadayken net görmediğim insanları şimdi arkamdan koşarken görünce nefesimde kalbimde bu korkuya esir olunca yutkunamaz hale geldim. Yinede koşmaya devam etsemde panik ve heyecan fark etmeden beni yavaşlamıştı.
Yavaşlamamı fırsat bilen kim olduklarını bilmediğim iki serseri kılıklı genç maalesef beni yakalamayı başardı. Sert ve hızlı hamlelerle biri bir kolumdan diğeri öteki kolumdan tutup döndürerek arabaya doğru sürüklemeye başladılar. Can havliyle hem debelenip hem de bağırarak çığlık atmaya başladım.

"Dokunmayın bana! Bırak! İmdaaat! Kimse yok muuu? Yardım ediiiiin!" İmdaaattt!"

Sanki benim inadıma sokakta bir Allah'ın kulu yoktu. Doğal olarak sesimi duyanda... Kestirme olsun diye bir daha ara yolu seçer miyim? Asla! Onlar sürüklüyor ben direniyordum. Tamam bu bir gerçek ki erkekle kadın gücü bir değildi, ama erkek gücüne karşı benim iman gücüm vardı. O kadar kolay baş edemezlerdi. Direnebildiğim kadar direnecektim. Kimse olmamasına rağmen defalarca yardım çığlığı attım, bir yandanda kolumu bırakmaları için onlara tekme atıyordum, debelenip ellerinden kurtulmaya çalışıyordum.
Derken biri sertçe kolumu sıkıp dişlerini bastırarak "Bağırma lan!" dedi.

"Bağıracağım tabii ki pislik! Sen hiç bağırmadan kaçırılan gördün mü? İmdaaaattt!"

"Sus lan kes sesini yoksa yersin kafana yumruğu!" dediğinde yumruk yaptığı elini gözüme sokarcasına gösterip tehdit etti.

Umrumda olmadı yumruğu da tehditide.
"Susmuyorum! Bırakın beni ne istiyorsunuz benden şerefsiz herifler!"

"Düzgün konuş keserim dilini!"

"Bir kızı zorla kaçırmak şerefsizliktir! Bunu duymak zoruna mı gitti şerefsiz!"

Kolumu iyice sıkıp sertçe kendine doğru çekip geri savururdu. 
"Sus dedim sana!"

Susmayıp yardım çığlığı atmaya devam ettim. Ayaklarımı yerde sürütüp kendimi yere doğru ağırlaştırarak beni sürüklemelerine engel olmaya çalışıyordum.
"İmdaaaatttt! Yardım ediiinn!"

"Boşuna bağırma kes sesini!" diye sürüklenmeye devam ederken inadına ayaklarımı yere zamklıyor debelenip yürütmelerine izin vermemeye çalışıyordum.

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin