28. [Sınav]

8.5K 1.1K 164
                                    

Merve soruma cevap vermeden telefonu kapattı. Aceleyle telefonumu eve bırakıp hızlıca Merve'nin evine doğru yürümeye başladım. Kafamdan türlü senaryolar geçti. Ama yinede içimden kötü bir şey olmaması için dualar ediyordum.
Kapıyı telaşım gibi hızlı hızlı çaldım, Merve yüzünde büyük bir panik, gözleri ağlamaktan kırmızı kapıyı açtı.

"Ne oldu neyin var?"

"Mukaddes kimliğimi bulamıyorum evi resmen annemle alt üst ettik ama yok! Ben sınava giremeyeceğim!" zaten ağlamaklı söylediği cümlesi biter bitmez gözünden yaşlar döküldü.

"Tamam sakin ol ağlama." deyip sıkıca sarıldım. Tekrar yüzüne bakınca emin ve kızar bir sesle "Birlikte bir daha arayalım daha sınavın başlamasına vakit var hemen öyle pes etme." dedim.

Derin bir nefes çekti.
"Aslında ben de seni onun için aradım, belki bir kez daha birlikte ararsak bulabiliriz diye. Kusura bakma sen de kendi sınavına gireceksin sonuçta senin zamanını da almak istemiyorum ama yani ne yapacağımı bilemedim."

"Saçmalama Merve ne kusuru, biz arkadaştan öte kardeşiz asıl aramasan kızardım. Hadi vakit kaybetmeyelim aramaya devam edelim."

Merve, annesi ve ben birlikte evin her yerini tekrar aramaya başladık. Koltuk minderlerinin altından banyo dolabının içine, Merve'nin tüm çantalarından mutfak dolaplarının altına kadar aranmadık bir yer bırakmadık. Nefes nefese evin koridorunda birbirimize çaresizce bakarken aynı anda duvardaki saate de bakıp zamanı kontrol ettik. Durmak yoktu bulana kadar arayacaktık. Tekrar odalara dağılmak için hareket ettiğimiz anda zil çaldı. Nalan teyze aramaya devam ederken benle Merve dış kapıya yöneldik. Merve önce dürbünden kimin geldiğine baktı, bakar bakmaz kocaman gözlerle bana dönüp kısık bir sesle "Melih!" dedi.

Ben de şaşırdım, Merve kapıyı açınca Melih biraz utangaç bir tavırla  gülümsedi ve yavaşça konuşmaya başladı.

"Kusura bakma Merve dün gecede anahtarlığımı istemek için seni rahatsız etmiştim ama bugün ki sebebim daha önemli."

"Estağfurullah. Buyur?"

"Kimliğin... Kimliğini benim evde düşürmüşsün." dedi ve kimliğini Merve'ye doğru uzattı, bu cümle şu an Merve için dünyanın en güzel cümlelerinden biriydi.

Merve mutlulukta bana döndü, ikimizinde gözleri kocaman oldu, sevinçle birbirimize baktık. Merve kimliği almadan önce bu kez mutluluktan ağlayarak bana sarıldı ardından hızla dönüp kimliğini Melih'ten aldı.

Melih'in Merve'nin saatlerdir kimliğini aradığından haberi yoktu ama sormasa da bu manzara karşısında anlamıştı. Merve'nin stresin ardından döktüğü gözyaşları onun da yüzünü düşürmüştü.

"Sanırım bunu arıyordun. Biraz daha erken getiremediğim için özür dilerim ama ben de yeni fark ettim." dedi.

Merve gözünün yaşını elinin tersiyle iterken "Ne özrü estağfirullah çok teşekkür ederim, tam zamanın da oldu diyebilirim biraz daha geç getirseydin mahvolmuştum." dedi Merve başı yerde kısık bir sesle konuşarak.

"Sınavın var değil mi?" dedi Melih.

Merve başını yukarı aşağı salladı.
Ben hemen araya girdim.
"Evet ve o sınava geç kalmamak için hemen çıkmamız lazım, hadi Merve."

"Ben bırakayım sizi isterseniz." dedi Melih.

Böyle bir teklif beklemediğimiz için Merve ve ben birbirimize baktık birde tekrar saate baktık. Yinede kendimizin gitmesi daha doğru olur diye konuşmadan gözlerimizle anlaştık.

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin