74. [Bela Paratoneri]

6.5K 752 327
                                    

Planı kurup telefonu kapatınca işe koyulma vakti gelmişti. Hazırlanır hazırlanmaz Merve'nin kapısının önünde bittim. Birlikte konuştuğumuz gibi ilk olarak bankanın yolunu tuttuk. Mahallenin girişindeki bankaya girip fişimizi alıp sırada beklerken benim gözüm kapıdaydı. Merve taksitler için annesinin nakit yüklü para istediğini, yüklü para atmden çekilemediği için bankaya gelmek zorunda kaldığını bana anlatırken ben Murat'a mesaj yazıyordum. Onu dinlemediğimi sanınca bozulup kaşlarını çatarak bana baktı. Onun için uğraştığımı bilse eminim bozulmazdı. Ama yine de gönlünü almak için dinlediğimi kanıtlayacak cümleler kurunca kaşları normal haline dönmüştü.
Bu sırada Murat mesajıma cevap yazınca bildirim sesiyle tekrar telefona baktım.

*Melih'in başka işi vardı anca ikna ettim, geliyoruz.*

Ben mesajı okurken Merve ayağıya kalktı, başta niye kalktığını anlamadım ama karşıya bakınca Merve'nin sıra numarasının geldiğini gördüm. Banka sakin olduğu için sıramız çabuk gelmişti. Görünüşe bakılırsa Muratlar yetişemeden bankadan çıkacaktık.

*Biraz çabuk ol çünkü çıkmak üzereyiz.*

Ben mesajı yolladıktan iki dakika sonra Merve'nin işi bitmiş başımda dikilmişti. Kafasıyla kalkmamı işaret etti ama yerimden kalmak istemiyordum, kalkmadığımı görünce bana garip garip bakıp "Hadi çıkalım." dediğinde sırıtıp ayağıya kalktım.

*Biz bankadan çıktık.*

Mesajı yollayıp bankanın aşağısına doğru baktım görünürde yoklardı.

*Biraz oyalasaydın.*

Kafamı kaldırıp sağa sola baktım bankanın hemen ötesindeki mağazaya diktim gözümü.

"Merve şu mağazaya girelim mi?"

Merve'yi bankanın yanındaki mağazaya sokarken Murat'a mesajı devam ettiriyordum.

*Oyalasam anlardı. Bankanın üst tarafındaki Havalı mağazasına girdik. Siz de oraya gelin.*

*Tamam çiçeğim, beş altı dakikaya oradayız.*

Mağazada elbise reyonunda göz gezdirirken bu seferde plan aksamasın diye gözüm yine kapıdaydı, ben Melihle Murat'ın girmesini beklerken birden içeriye hızla kafasında kar maskesi olan üç kişi girdi. Birinin elinde silah diğer ikisinin elinde bıçak vardı. Bağırmaya başladılar.

"Kimse kıpırdamasın! Aç kasayı aç aç aç!" diye hiddetle bağıran silahlı adam namluyu kasiyerin kafasına uzattı.

Diğer iki bıçaklı soyguncu da magazadikilere dönüp "Ellerinizi havaya kaldırın hareket eden olursa gözünün yaşına bakmayız!" diye bağırdılar.

Mağazada ben ve Merve ile birlikte yedi kişiydik, soyguncular günün en sakin saatini seçmişlerdi, herkes olduğu yerde kaldı. Önce bir an ne olduğunu anlamayıp afalladık ama silahı görünce herkes bir anda ciddileşti. Kimse kıpırdayamıyordu. Benle Merve ellerimiz havada birbirimize yapışık durmuştuk.

"Mukaddes ne yapacağız?"

Merve'nin kulağıma fısıldayışı gibi ben de ona fısıldadım.

"Hiç hareket etmeyelim kasayı boşaltınca kaçarlar zaten."

Kasiyer elleri havada tirtir titriyordu. Kasayı açmakla açmamak arasında düşünürken tam çaprazındaki göz teması kurduğu iyi giyimli göğsünde mağazanın yaka kartı olan bir adam kaşlarıyla hayır işareti yaptı. Muhtemelen mağaza müdürü olduğunu düşündüğüm adam hayır deyince kasiyer daha fazla titremeye başladı. Silahlı soyguncu kasiyer kızın kasayı açmayışından sinirlenip daha fazla bağırınca kasiyer kız müdürünü dinlemeyip hemen kasayı açtı.
Bu sırada da elinde bıçaklarla etrafın kontrolünü sağlayan adamlar bize doğru döndü.

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin