64. [Piknik]

5.8K 593 376
                                    

Nikah bitince yerimden doğrulup ben Murat'ın, Murat'ta benim annemin ve babamın elini öptü. Herkesin yüzü tebessümle doluydu. İmam efendiyi abim uğurlarken dua görevini Devran baba almış devam ettiriyordu.
Bize ve geleceğimize dair güzel dualar ediyor salondakilerin aminleriyle noktalanıyordu.
Devran baba duraksamıştı ki dua devrini benim babam aldı ve o da güzel temenniler içten dualarla konuşmayı sürdürüp sonlandırdı. Tüm bunlar olurken ben ve Murat sessiz sessiz kafamız önümüzde bekliyor, aminlere eşlik ediyorduk.

Dua faslı bitince Devran baba biz kalkalım dedi fakat babam izin vermedi, akşam yemeğini beraber yiyelim diye teklifte bulunup kabul ettirdi.
Biz hanımlar yemek hazırlığı için mutfağa geçerken beyler salonda oturup konuşmaya devam ettiler.

Elim ayağım tutmuyordu, güya yardım edecektim ama tabaklar elimde titriyordu.
Merve yavaşça yanıma gelip tabakları elimden aldı ve annemler duymasın diye kulağıma eğildi.

"Sakin ol... Stres bitti. Artık Allah katında evlisiniz."

Dönüp Merve'nin gözlerine bakıp kaldım. Bir kaç saniye geçti ve sonra cevapladım.

"O kadar şaşkınım ki, ama haklısın bitti, evliyiz artık..."

"Hadi sen balkona çık biraz hava al, ben yardım ederim."

Gerçekten temiz, dolu dolu bir havayı teneffüs etmeye ihtiyacım vardı. Mutfak balkonuna çıktım, iki elimle şişlere tutunup başımı kaldırıp gökyüzüne bakarken uzun derin bir nefes aldım.
Hava kararmıştı ve ay yüzünü göstermeye başlamıştı.
Temiz havayla yüzüme değen tatlı bir esinti vardı. Gözlerimi kapadım havayı tekrar içime çektim. Evlendim. Evet gerçekten evlendim...

Annemler içeriden seslenince tekrar mutfağa gidip yemeğe yardım ettim, erkeklere solandaki masada, kadınlara mutfaktaki masada güzel bir sofra kurduk. Abim sağolsun sofra kurulmasına yardım etti ve erkeklerin masasını o hazırladı. Biz bayanlar ikide bir erkeklerin oturduğu salona girip çıkmak zorunda kalmadık.
Kurulan sofraların ve huzurla tebessümlerle yenilen yemeğin ardından kahve saatine gelmişti sıra kahvelerde içilince içeriden Devran babanın sesi geldi "Artık bize müsaade." diyerek teşekkür etmeye başlayınca Hale annede ayaklandı.

Nikahtan sonra Muratla yanyana gelmek şöyle dursun göz göze bile henüz gelmiş değildik. Uğurlama faslında da yanımızdakilerin hep aramıza girmesiyle yine ne yanyana ne göz göze gelemeden gitti... Ama ben biliyorum ki eğer bir yolunu bulsaydı gelip kulağıma bir şey fısıldamadan ya da bir bakış atmadan gitmezdi.

Onların ardından Merve'de Melih'le beraber çıktı. Mutfaktaki kalan işleri halledip kendimi odama attım.
Üstümü değiştirip yatağıma uzandıktan sonra uzun bir süre tavana sırıtarak baktım, bu sırıtışı engellemek elimde değildi. Çok şükür bütün badireleri bütün inişli çıkışlı anıları geride bırakıp helal bir sayfa açabilmiştik.

Artık liseli değildim ve artık bekarda değildim. Kulağa sorumluluğu büyük bir görev gibi geliyordu. Her genç kızın hayali olan evlilik ben de biraz erken olsada çok ama çok mutluydum.
Beni çok seven ve benim için çabalayan bir eşe sahip olmuştum.
Bu çok güzel bir kaderdi benim için ve bu kadere de şükrettim.

Yorgunluğum heyecanıma baskın çıkınca kapanan gözlerim sabah alarmı sesiyle açılınca güne elhamdulillah deyip sabah namazımı eda ederek başladım.
Huzurlu bir başlangıcın ardından tekrar uyuyup gün tamamen aydınlanınca annemin "Kahvaltı hazır." diye seslenişi ile uyandım. Üzerimi değişip banyoda yüzümü yıkayıp sofradaki yerimi aldım.
Herkesin yüzü gülüyordu, sorunsuz ve güzel geçen nikah günü ardından huzur ertesi sabaha da yansımıştı.
Tatlı sohbetlerimiz eşliğinde kahvaltımızı yaptık. Sofrayı kurmak annemden toplamak benden oldu.
Bizimkiler koltuklara geçince ben de topladığım sofranın ardından mutfaktaki temizliği halletmiştim ki odamda bıraktığım telefonum çaldı.
Hızla ellerimi kurulayıp odama gittim, telefonumu açınca Merve'nin sesi hoparlördeymiş gibi odayı kaplayan neşesiyle doldu.

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin