"Artık söyleyecek misin, yoksa ben çıldırayım mı? Normalde ben seni sustururum ama bugün sen konuşmuyorsun." sağlık ocağından çıkmış eve doğru yürürken, Nalan ve Nermin teyzenin bizden ilerde yürümesini fırsat bilip Merve'ye sordum.
Merve unutmak istercesine gözlerini sıkıca yumup geri açtı, elini nereye koyacağını bilemez halde dolandırdıktan sonra işaret parmağıyla kaşını kaşıyıp bana döndü.
"Hani sana demiştim ya pastahaneci herkesin içinde bilerek para vermiyorum zannedip bana bağırdı diye.""Evet... Ama şu an o terbiyesizin konumuzla alakası ne?"
Sözlerine devam etmek için "Sonra..." dediği an gözlerim ve ağzım kocaman açık halde yerimde durdum. "Dur bir dakika! Yoksa o! O şey miydi? Hani para fırlatan!?"
Ben yerimde durunca Merve de durdu, dudağını utanırcasına büktü ve yavaşça başını yukarı aşağı salladı. Elimle açık ağzımı kapattım, hala şaşkındım.
"Sübhanallah! Tevafuka gel...""İşte ben de senin gibi şaşırınca orada öyle kalakaldım ama aslında şaşkınlık dışında onu görünce tekrar utandım, konuşamadım." dedi Merve gözlerini tekrar sıkıca yumdu.
Durum Merve için ciddiydi ama kendimi tutamayıp sırıtmaya başladım.
"Haa şimdi anlıyorum, doktor ya, para bol tabii ondan hiç gözüne gelmeden fırlatmış."Merve hızla açtı gözlerini ve kaşlarını çatıp adımı bastırarak uzattı.
"Mukaddesss!"Hala sırıtıyordum ama elimde değildi. Koluna girdim yürümeye devam ettik.
"Tamam tamam seni kendine getirmek için şaka yapmam lazımdı."
Merve de dayanamayıp hafiften gülünce amacıma ulaşmıştım.Ama kısa bir süre güldüğü yüzü aklına gelen şeyle tekrar asıldı ve saydırmaya başladı.
"Bir de teyzemle annem inadıma yapar gibi karşı dairemize kiracı yaptılar onu iki dakikada." dedi Merve sözleri istemiyormuş gibi gözüksede, hatta sesi sinirli bile olsa yine de dudağındaki hafif kıvrımı ve gözlerindeki ışıltıyı sezebiliyordum.
İnsan en yakın arkadaşından düşündüğü gerçeği saklar mı, tabii ki ben de saklamadım ve pat diye söyledim.
"Hadi ordan nerdeyse göbek atacaksın."Merve bir an yakalanmış gibi oldu yüzü değişti sonra çaktırmamaya çalışarak "Mukaddes ya! Yok öyle bir şey. Bana ne ondan..." dedi biraz sinirli, başını dikleştirmiş kararlı sözlerle beni inandırmaya çabalıyordu.
"Yoo öyle deme Mervecim komşu komşunun külüne muhtaçtır." dediğimde Merve'nin aksine gülüyordum. Sözümü bitirir bitirmez Merve beni cimdiklemeye yelteniyordu ki, kaçar gibi hızlanıp önde ilerleyen Nalan ve Nermin teyzelerin yanına ulaştım.
Merve yanlarında bir şey yapamayacağı için bize yetişip kaş gözle 'sonra görürsün' tehditleri yaparak sessiz sessiz yürümeye devam etti. Evin önüne vardığımızda birbirimizi öpüp vedalaşarak dağıldık.Anahtarla kapıyı açıp eve girdiğim de annem namaz kılıyordu. Ben de hemen üzerimi değiştirip abdest alıp namaza durdum. Ben namaz kılarken kapı zili duyuldu, babam gelmişti.
Namazımı eda edip mutfağa annemin yanına gittiğimde annem tezgahtaki poşetleri yerleştiriyordu. Anlaşılan babam yine eli kolu dolu gelmişti, hatta poşetlerden birinin pastahane poşeti olduğunu görünce tabii ki önce onu açtım, gözlerim bayram etti babam çayın yanına en sevdiğim tatlı olduğunu bildiği için tulumba tatlısı bile almıştı. Dayanamayıp şerbeti aka aka bir tane alıp ağzıma attığım sırada annem erzakları dolaba yerleştirip arkasını döndüğü ana denk gelince ağzım açık yakalanmıştım. Hızla ağzıma atıp iki parmağımı yalarken sırıttım."Yine dayanamadın tulumba görünce değil mi?" dedi annem, o da gülüyordu halime.
İkinci tatlıyı yesem mi diye düşünürken aklıma geldi.
"Hıı anne bak aklıma gelmişken sana söyleyeyim, benle Merve okul çıkışında apar topar sağlık ocağına gittik, Nalan teyzeyi kardeşi sağlık ocağına götürmüştü, tansiyonu fırlamış baya paniklemişlerdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem ile Kelepçe
Spiritualİslam, aşk, mizah ve aksiyon dolu bir kitap... "Hayır! Lütfen kelepçe takmayın! Ben kaçmam zaten, lütfen takmayın." "Sana uzat elini dedim!" diye sert şekilde tekrar etti memur. Onun tekrarına karşı bende tekrar rica edip takmamasını istedim ama d...