Bölüm tatsız ama ben sizin tatlı yorumlarınızı bekliyorum❣️
Özellikle satır araları favorim :)
_______________________Merve kutuyu açınca içinden çok güzel beyaz renkte spor bir kol saati çıktı, saatin üstünde de bir not.
*Yanındayken zamanın nasıl aktığını fark edemiyorum. Belki birgün hep yanyana olursak bu saatle zamanı sen hatırlatırsın bana... İyi ki doğdun.*
Merve notu sesli okudu, son kelimeyi okuyunca donakaldı, ben de ondan farksızdım. Kartın altında bir isim yazmıyordu hızla arkasını çevirdi arkası da boştu.
Hala sessizce nota bakıyordu.
Yavaşça başını kaldırıp bana baktı.
Sonra tekrar nota baktı belli etmek istemesede dudağının kenarı kıvrılmıştı."Şşttt... Hoşuna gitti bakıyorum." dedim kolumla kolunu dürterek.
"Saçmalama ya... Nerden çıkardın? Hem kimden geldiği belli olmayan hediye niye hoşuma gitsin ki?" dediğinde notu izliyordu.
"Bence doktor civanımdan..."
Hızla başını kaldırdı.
"Yok daha neler!""Valla dahasını bilemem ama bence hatta kesin o."
"O benim doğum günümü nerden bilsin ki?"
"Senin leylalığın yine beynine vurdu. Hatırlasana senin kimliğin onun evinde düşmüştü. Değil doğum gününü, sicil numaranı bile ezberlemiştir." dedim sırıtarak.
"Mukaddes..!" diye ismimi bastıra bastıra ve uzatarak söylemişti ama o da gülmüştü.
"Ne ya, haksız mıyım? Baksana fazla hızlı çıktı, doğum günü notu mu evlilik teklifi mi belli değil. 'Bir gün hep yan yana olursak' diyor bak bak bak..." ben düşüncelerimi yeri gelmişken birazda Merve'yi sinirlendirmeyi sevdiğim için sırıta sırıta söylüyordum. Merve de sinirlenince iyice keyifleniyordum.
"Abart abart Mukaddes..."
Ne kadar sinirlense de o da dayanamayıp benimle gülüyordu.Derken gülüşümüz büyük bir gürültüyle yarıda kesildi. İkimizde sesle beraber irkildik, duyduğumuz andan itibaren ses iyice şiddetleniyordu ve üst kattan geliyordu.
"Merve ne oluyor bu ses nedir?" dedim ayağıya kalkarak.
Merve de ayaklandı, dişlerini bastırıp iğrenerek konuştu.
"Yine başladı pislik!""Kim başladı, kim pislik?"
"Kim olacak bizim üst kattaki psikopat Cem! Altı ay önce taşındılar üst kata. Hergün karısını vuruyor. Zavallı Tülay abla da kimsesiz olduğu için bu canavara katlanmak zorunda kalıyor."
Gözlerim hüzünle kocaman açıldı.
"Ne diyorsun sen Merve! Siz de göz mü yumuyorsunuz? Nasıl izin veriyorsunuz, yazık değil mi kadına?""Defalarca apartmandaki erkekler toplanıp Cem pisliği ile konuştu. Ama adam 'benim karım istediğimi yaparım' deyip hiç kimseyi dinlemiyor. Polise haber verdik tutuklandı ama Tülay abla şikayetçi olmayınca tekrar serbest bırakıldı. Tülay abla çok tatlı bir kadın bazen bize kahve içmeye çağırıyoruz ama korkusundan uzun süre oturamıyor.
Bir gün kahve içmeye geldiğinde anlattı. Ailesi o daha küçükken bir trafik kazasında ölmüş, ona sahip çıkan hiçbir akrabası olmamış. Yetiştirme yurduna vermişler, on sekiz yaşına gelince yurttan çıkmak zorunluluğu geliyormuş, bu da çıkınca istenmediği halde amcasının yanına gitmek zorunda kalmış. Çok kısa bir süre sonra apar topar bu Cem pisliği ile evlendirmişler. Ne kadar süredir evliler bilmiyorum, iki yaşında da bir kızları var işte böyle hergün dayak yediği halde kızı için ve gidecek yeri olmadığı için katlanıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem ile Kelepçe
Spiritualİslam, aşk, mizah ve aksiyon dolu bir kitap... "Hayır! Lütfen kelepçe takmayın! Ben kaçmam zaten, lütfen takmayın." "Sana uzat elini dedim!" diye sert şekilde tekrar etti memur. Onun tekrarına karşı bende tekrar rica edip takmamasını istedim ama d...