2 gün sonra...
Yine alarm sesi ve son kez alarm sesi...
Yarı uykulu halimle gözlerim kapalı elimle yoklayarak bulduğum çalar saati kapatırken sesini hiç sevmediğim hatta nefret ettiğim halde lisenin son gününün son alarm sesi olması sanırım beni duygulandırdı.Çalar saat demişken aklınıza Selim hoca geldiyse ki benim geldi, rahat olabilirsiniz onun aldığı çalar saat değildi.
Çünkü onun aldığı saat çöple buluşalı iki gün oldu. Peki kendisi nerede diye sorarsanız; nezarette.Yapılan aramalar sonucu o ve yardımcısı Rıfat aynı gün bulundu, önce inkar etselerde yapılan sorguda tedirgin ve çelişkili ifadeleri onları ele verip suçlarını itiraf etmelerini sağladı.
Mahkemeye sevk edilmek üzere nezarethaneye atıldılar.
Murat'ın dediğine göre ikimizde şikayetçi olduğumuz için adam kaçırma ve alıkoyma, suçu işlerken silah kullanma, ölümle tehdit, ve suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi de eklenince Selim hoca hapsi boylarmış.
Tahminen iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası alabilirmiş.Üzüldüm mü diye soruyorum kendime, cevabım net değil.
Ama iyi bildiğim bir şey var;
bir insan kendi tercihi ile psikopat olur, o da psikopat olmayı seçmeseydi...
Bir insanı delice sevmekle, delirip sevmek arasındaki farkı kavrayamayınca sonuç böyle oluyor.
Bazen sevilmek mutlu etmiyor.Selim'in son durumunu öğrenince haliyle Duru'yu da merak etmişsinizdir.
O Selim kadar şanssız değil, hukuki bir cezayla karşılaşmadı. Selim sorguda onun adını da verdi ama Duru inkar ettiği ve biz şikayetçi olmadığımız için bu işten hukuki bir ceza almadan yırttı.
Ama tabii Allah'ın adaletinin cezasından kaçamadı.
Merve'nin anlattığına göre
aşk meşk olayları ile ilgilenmekten okulunu aksattığı ve stajına gitmediği için bir dönem okulunu uzatmış.
Ayrıca bu yüzden abisinden ve annesinden büyük bir azar yemiş.
Bitti mi, tabii ki bitmedi.
Ben ve Murat'ta onunla konuştuk. Murat kibarca başlayıp sert bir üslupla ona haddini bildirdikten sonra sıra bana geldi ama ben kibarca başlamadım direkt sert bir üslupla başlayıp daha sert bir üslupla sözlerimi sonlandırırken Duru korkudan ve utancından ağlıyordu.
İlk olarak ona Murat'la konuşma yasağı getirdim, hatta uzaklaştırma cezası bile verdim. Onu ele vermediğimiz için sevinmemesini sırf abisinin hatırı yüzünden böyle bir karar aldığımızı ve bu karara rağmen Murat'a on metreden fazla yaklaşırsa gidip ailesine tüm olanları anlatmakla kalmayıp polise şikayet etmekle tehdit ettim.
Telefonunu çıkarttırıp Murat'ın numarasını gözümün önünde rehberinden sildirdim.
Bir daha yanlışlıkla bile ararsa olacaklardan ben sorumlu değildim. Tabii tüm bunlar olduktan sonra elimdeki tektaş yüzüğü gözüne sokar gibi gösterip kıskandırmayı da ihmal etmedim.
Aranızda 'fazla olmuş yaa yazık kıza' diyenler varsa onlar için bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.Sanırım sıra geldi Merve ve Melih çiftine. Onlarda bildiğiniz gibi düğün hazırlığında. Hatta dün düğün salonu tutmaya gittiler bir ay sonra evleniyorlar.
'Bu ne hız' , diye şaşırmayı bıraktık artık, yapacak bir şey yok iki devre arkadaşı hız konusunda atletizm yarışında altın madalya alacak seviyedeler.Bunlar hepsi iki günde mi oldu? dediğinizi duyar gibiyim, evet iki günde oldu, iki gün deyip geçmeyin aslında insan hayatında iki günde çok ama çok şey değişebiliyor.
Peki tüm bunlar olurken Murat boş durdumu? Hayır.
Evlilik teklifi yaptığı gün istemeye iki gün sonra gelirsiniz diye erteleyince, karneler gününü de atlatıp gelirsinizi kast etmiştim ama Murat bey aynı günün akşamı da iki gün sonraya dahil deyip ertesi güne bırakmaya müsaade etmeyince karneler günüyle isteme günüm aynı gün olmuş oldu.Bu geçen iki günde ailesi ailemden ev izni istedi, bizimkilerde Murat'ı tanıdığı için daha doğrusu babamın gözüne girmeyi başardığı için önce yaşım küçük olduğundan istemeselerde sonra adettendir diye annem gelip bana fikrimi sorunca ee ben de haliyle utansamda bıyık altından istemem yan cebime koy tarzında davranınca annem hemen mesajı alıp babama istekli olduğumu bildirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem ile Kelepçe
Spiritualİslam, aşk, mizah ve aksiyon dolu bir kitap... "Hayır! Lütfen kelepçe takmayın! Ben kaçmam zaten, lütfen takmayın." "Sana uzat elini dedim!" diye sert şekilde tekrar etti memur. Onun tekrarına karşı bende tekrar rica edip takmamasını istedim ama d...