62. [Kader ve Tevekkül]

7.5K 768 312
                                    

Abimin eve döndüğünü unutunca düşünmeden ve seslice kurduğum cümleyi duyması tepeden tırnağa beni utandırdı, yüzümün kızardığını  hissedebiliyordum.
Cevap vermeden sessizce mutfaktan kaçarken başım utançtan yerdeydi.

Odama gidip kapıyı ardımdan kapatıp yatağıma oturdum.
O gelmeden isteme yapıldığı için sanırım Murat'ın burnundan getirecek ve kendini böyle rahatlacaktı.
Ne yapacağı konusunda hiçbir fikrim olmasada yinede kötüyü düşünmek istemiyordum.

Yatağımın kenarında penceremden, uzun yolu olan, kaldırım kenarları çiçekli sokağımızı hüzünle izlemeye dalmışken annemin seslenişi ile son buldu.
Kahvaltıya çağırıyordu.
Sadede babamları dinleyerek hiç konuşmadan sessizce yaptığım kahvaltının ardından tekrar odama gittim.

Babam masada Murat'ı arayıp buluşma adresini verdiğini söylemişti, abimde başıyla onaylamıştı.
Bir kaç saat sonrasını merak içinde düşünürken tekrar penceremden dışarıya dalmıştım, annem kapıyı tıklayıp içeriye girince uykudan uyanır gibi baktığım manzaradan kapıya çevirdim başımı.

"Hadi kalk hazırlan kızım gidiyoruz."

"Nereye?"

"Cuma sohbeti bu hafta Nalan teyzenlerde erkenden gidelim yardım ederiz."

Başımla onaylayıp ayağıya kalktım.
Annem kaşlarını çatarak bana baktı.

"Ne oldu niye böyle durgunsun kahvaltıda da hiç konuşmadın?"

Dolabın kapağını açıp önünde ne giyinsem diye düşünmeye başlarken cevapladım.

"Hiç."

Annem yanıma gelip kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Çatılan kaşları yumuşamış, yerini tebessümlü yüze bırakmıştı.

"Korkma, abin Muratla sözünüzü bozmaz, sadece sana abilik yapmak istiyor, biliyorsun Salih küçüklüğünden beri hep seni korur kollar şimdi senin evleneceğin kişiyi tanımadan onu sorguya çekmeden içi rahat etmediği için böyle davranıyor."

Dolabı açık bırakıp yatağa oturdum, annemde yanıma oturdu. Gözlerimi halıya dikmiş izlerken en kısık sesimle mırıldanır gibi konuştum.

"Anne sana bir şeyler anlatsam ayıp olmaz değil mi?"

"Niye ayıp olsun kızım ben senin annenim, benimle her şeyi paylaşabilirsin."

"Yani sana daha önce hiç böyle şeyler anlatmadım o yüzden biraz utanıyorum." Bir süre sessiz kaldıktan sonra yavaşça annemin dizlerine uzandım, annem narin narin saçlarımı alnımdan başlayıp saç uçlarıma doğru okşayınca yavaşça anlatmaya başladım.

"Murat uzun zamandır bizim okulda polisti, bunu zaten biliyorsun, ama beni ilk gördüğü andan beri peşimden koştuğunu bilmiyorsun." annemin saçımı okşaması bir iki saniyeliğine durdu ne düşündü bilmiyorum ama sözümü kesmedi, sessizce saçlarımı okşamaya devam etti.
"Merak etme ben ondan kaçtım, yani hep kaçmaya çalıştım.
Senin öğrettiğin gibi elimden geldiğince islamın kızı olmaya çabaladım.
Onun dini bilgisi pek olmadığı için kaçma sebebimi anlatınca anladığını söylediği halde her seferinde yine aynı şeyleri yapmaya devam etti.
Neden nasıl olduğunu anlamadığım bir anda hemen yanımda buluyordum onu, bazen o yanımda olmayınca bir şekilde benim yolum ona çıkıyordu.
Başlarda o yanıma gelince benimle konuşunca ki hislerim anlamsızdı ama gün geçtikçe bu anlamsızlık yerini sevgiye bıraktı.
Artık o yanıma yaklaşmadan görüş hizama girdiğinde bile göğüs kafesim hızlanıyor.
Kalbim gülüyor. 
Bu duyguyu ilk defa yaşamamın şaşkınlığı sanki beni ona görünmez bir bağla bağlıyor.
Mesela Murat çok komik biri hep güldürüyor, romantik biri kimsenin aklına gelmeyecek şeyler söylüyor, sürprizler yapıyor, şaşırtıyor, konuşkan biri ama onu dinlemek hiç sıkmıyor, şimdi ne söyleyecek diye meraklandırıyor.
Tüm bunlara rağmen ben haram olduğu için günah işlememek için onun komikliklerine gülmemeye, romantikliklerinden etkilenmemeye, konuştuklarını dinlememeye o kadar çok çabaladım ki.
Artık ben de ona gülmek ben de ona sürprizler yapmak ben de onunla doya doya konuşmak istiyorum.
Bunca zaman sonra aramızda ki haramlar artık bana helal olmaya yaklaşmışken, abim ya onu sevmezse ve onunla araları kötü olursa bu huzursuzluk bizi etkilerse diye düşünmek beni o kadar çok üzüyor ki."

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin