18. [Doktor]

10K 1.3K 160
                                    

Kameraya yakalananı görünce gözlerim büyüdü. Aslında şaşırılacak biri değildi ama yine de bu kadar küçüleceğini düşünmemiştim.

Ekrana dalmış onun ayakkabımın içine suyu dökme anına hayretle bakarken Murat bana döndü.
"Kim bu? Tanıyorsun değil mi?"

Gözlerimi ekrandan çekip güvenlik kabininin penceresinden bakarken dudağımı büktüm üzüntüyle.
"Tanıyorum maalesef."

Kaydı durdurup ayaklandı.
"Tamam, sen dersine git gerisini ben hallederim."

Kaşlarımı çattım, artık beyefendi bana emir de veriyordu, arkamı dönüp kabinden çıkarken
"Ne münasebet? Ben hallederim." dedim.

Arkamdan ilerleyip "Halledersin de ben..." dedi ama sözünü kesip araya girdim.

"Dediğim gibi ben hallederim, çok teşekkür ederim yardımın için." cevabını beklemeden okul merdivenlerine doğru hızlı adımlarla ilerledim, varmak üzereydim ki teneffüs zili çaldı. 

Ben okula girdiğim anda Merve'de merdivenlerden sağa sola telaşlı bakışlarla iniyordu. Göz göze geldiğimiz an dudaklarını bastırıp kaşlarını çattı.

"Nerdesin sen!?" dedi ve hızla inmeye devam ederek yanıma geldi.
"Öldüm meraktan, telefonun da kapalı, neden gelmedin derse, nerdeydin?" diye hızlı hızlı sıraladı sorularını.

Elinden tutup koridorun penceresinin kenarına götürdüm onu. Bütün olanları en baştan ve tane tane anlatmaya başladım, en sonunda bunu bana yapanın ismini söyleyince "Ben şimdi göstereceğim ona!" deyip fırlıyordu ki son anda kolundan tutup durdurdum.

Onunla muhattap olup seviyemizi düşüreceğimize gidip onu müdüre şikayet etmenin en doğrusu olacağı yönünde Merve'yi zor olsa da ikna etmeyi başardım. Birlikte müdürün odasına gittik. Kapıyı tıklatıp "Gir." sesi duyunca içeriye girdik.

"Hocam müsait misiniz?" dediğimde müdür doldurduğu evraklardan başını kaldırıp, dolma kalemini evrakın yanına bıraktı.

"Gel Mukaddes gel, musaitim." derken yüzü tebessümle gülme arasında bir ifadeye bürünmüştü.

"Neden gülüyorsunuz hocam, komik bir durum mu var?" Merve'yle müdürün masasının karşısındaki koltuğa otururken, genelde ciddi olduğu için gülmesinin nedenini merak edip sormuştum.

"Gülüyorum çünkü seni en son çağırdığımda inşallah beni bir daha çağırmazsınız ve iyi ki son senem kurtuluyorum bu okuldan falan demiştin. Şimdi ise çağırmadığım halde kendin buraya gelince..." deyip tekrar güldü.

Kafamı onaylarcasına salladım, hocanın aksine ben çok ciddiydim.
"Haklısınız hocam söylediklerimin hala arkasındayım, birazdan anlatacaklarımı duyunca neden kurtulmak istediğime dair bir neden daha sunmuş olurum size. Ayrıca beni buraya gelmek zorunda bırakan bu saçma insanlar benimle uğraştığı sürece malesef ben bu odaya gelmek durumundayım."

Sözlerimin ve duruşunun ciddiliği müdürüde ciddileşirmiş demin ki gülen ifadesinden eser kalmamıştı. Elinden bıraktığı kalemi tekrar eline alarak oynaya başladı.
"Yine ne oldu anlat bakalım."

"Bir öğrenci ben mescitteyken ayakkabım içine su dökmüş, ve aynı öğrenci ben ayakkabımı ve çorabımı kurutmak için soyunma odasına gidincede kapıyı üzerime kilitledi, ders boyu içerde mahsur kaldım."

Müdür şaşkınlıkla dinledi. Gözleriyle tavana bakıp tekrar bakışlarını indirdi. Okulun garip öğrencileri müdürüde hala yeni şaşkınlıklarla karşılaştırıyordu. Sanırım o da içinden benim soyunma odasında yaptığım gibi durumun saçmalığını sorguluyordu.
"Ciddi misin kızım sen? Kim yaptı peki bunu sana biliyor musun?"

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin