51. [Şair Fısıltısı]

8K 934 222
                                    

Annemin dediği gibi henüz ayılamadım herhalde çünkü saçmaladığımın kendim bile farkındaydım. Rüyanın içinde rüya olmayacağına göre şu an gerçekti, ben sınava gitmemiştim ve biri ölmemişti.
Daha önce bir rüyanın rüya olmasına hiç bu kadar sevinmemiştim. Gözlerimi kapatıp elimi kalbimin üstüne koyarak derin bir oh çektim.

Sınavın stresi sınav sabahına böyle bir rüya ile uyandırarak beni sınava demotive olmak yerine tam tersi gerçek olmadığı için motive etmişti. Hızla kalkıp önce gardırobumdaki boydan aynada kendime bakıp sünnet işleyerek başladım güne, ardından banyoya gidip abdest aldıktan sonra feracemi giyinip üstüne de haki başörtümü takınca son bir kez aynada kendimi kontrol edip gözlerimi kıstım, evet, hazırdım.

Odamdan çıkınca annem mutfaktan seslendi.
"Hadi kızım çayın soğuyor." dedi neşeli sesi evde yankı yaparcasına.

"Geldim." dedim onun gibi neşeyle ve hızla gidip beyaz mutfak masamızın tatlı küçük beyaz çiçekli, su yeşili renginde mutfak dolaplarıyla uyumlu sandalyesine otururken.

"Hayırlı sabahlar kızım." dedi babam çayından aldığı yudumun ardından, normalde pijamalı yaptığı kahvaltıya üstünü giyinip oturmuştu.

"Hayırlı sabahlar babacım."

Annemde kendi çayını doldurup çaydanlığı masanın üzerine bırakıp babamın hemen yanındaki sandalyeyi çekerek oturdu, annem hala pijamalıydı.

"Baban bırakacak seni sınav yerine, ben de gelmek istedim ama gerek yok diyor." dedi annem babama kızmış gibi bakarken.

"Gerek yok tabii hanım, orda yapılacak tek şey beklemek, dışarda bekleyeceğine evde bekle Kuran oku kızımız için."

"Babam haklı anne." dedim babam cümlesini bitirince ve devam ettim "Canım annem boşver sen yorulma gidip hayırlısı ile sınavımı olup geleceğim inşallah."

"İnşallah kızım inşallah... Diplomalı kurs hocası ol, tatlı tatlı talebelerin olsun inşallah."

"Ne kursu hanım? Benim güzel kızım İlahiyat mezunu olup akademisyen olacak üniversitede yeni nesillere gerçek islamın izini öğretecek inşallah."

"Kuran kursu hocalığıda aynı şey değil mi bey?"

"Hayır tabii ki, amaç aynı olsada talebelerin kafası aynı değil, biri öğrenmek için ilim için geliyor diğeri sırf diploma almak ve bu yolla ekonomik özgürlük kazanmak için geliyor. Yani diploma asıl amacın önüne geçmesin diye yeni nesile islamı yaşayarak öğretmeyi çabalayacak kızımız."

Onlar konuşurken hızlı hızlı yediğim az pişmiş haşlanmış yumurtamın üstüne çayımı yudumlarken araya girdim
"Anne... Baba... Bunları konuşmuştuk şimdi bu tatlı sohbetiniz bittiyse ben hangisi olacağım henüz belli olmayan ama neticede aynı meslek olan bu mertebeye erişmek için girmem gereken bir sınav var ve geç kalmak üzereyim." deyince babam çayını kafasına dikip sandalyeden kalktı.

"Haydi bismillah." dedi kapıyı göstererek.

Ben de kalkmadan ağzıma küp şeklinde doğranmış bir tane peynir atıp ardından çayımın sonunu da içince kalkıp annemin elini öptüm en son tatlı niyetine okunmuş pirincide annem ağzıma tıkarken bir yandan yaptığı hayır duaları eşliğinde tükürüğümüde yiyince dua tamamlanmıştı, rüyada olsa gerçekte olsa anne tükürüğü değişmez.

Giriş kağıdım ve nüfus cüzdanımıda alınca evden çıkma vakti gelmişti. Tam çıkarken Merve'yi aramak geldi aklıma rüyamda aynı okulda sınava girdiğimizi görmüştüm ama maalesef gerçekte aynı okulda girmiyorduk.

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin