Karanlığın etkisiyle nefes alış verişlerim biraz daha hızlandı.
Sanki gözlerim açık olmasına rağmen kapalı gibiydi. Bağırmaya ve asansöre vurmaya devam ettim."Burdayım! Hey! Asansörde kaldım, beni duyan var mı?"
Geri geri adım atıp sırtımı bir yere yaslamak istedim. Sanki yaslayınca daha güvende olacakmışım gibi.
Derin bir nefes alıp asansörü yumruklamaya devam ettim, tüm gücümle yumruklamama rağmen dışardan hiçbir ses yoktu.
Hani sadece asansör dursa neyse de ışığının sönmesi beni tedirgin ediyordu. Kalp atışlarım hızlanınca nefes almakta zorlanmaya başladım. Hızlı hızlı aldığım nefesimi kontrol etmeye çalışıp uzun ve derin alarak iyice içime çektim. Sakin olmalıydım, biliyorum kimsenin dikkatini çekmese bile Merve birazdan geç kaldığımı fark edip beni aramaya gelecekti. Hem, yokluğumu fark edecek biri daha vardı...
Bunları düşünmek içimi biraz rahatlatsada hiçbir şey dua kadar etkili olamıyordu. Karanlığa rağmen gözlerimi kapattım. Küçükken her karanlıktan korktuğumda annemin benim odama gelip okuduğu, her okuyuşunda onunla tekrar ederek ezberlemeye çalıştığım ama uzun olduğu için küçük yaşımda sadece ayetin ilk cümlesini ezberlediğim ve okuyunca içimin rahatladığı ayeti hatırladım.اَللّٰهُ وَلِيُّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۙ يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ
"Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır."
'Bakara suresi 257. Ayet'Arapçasını okuduktan sonra türkçesini yüksek sesle tekrar etmeye devam ettim. Üst üste, üst üste tekrar ediyordum.
"Allah, inananların dostudur, onları karanlıktan aydınlığa çıkarır, Allah inananların dostudur, onları karanlıktan aydın..."
Tam bu an biri ismimi seslendi.
Duraksadım. Doğru mu duydum yanılgı mıydı bilmiyorum ama tekrar duyabilmek için
"Burdayım!" dedim sevinçle."Mukaddes?" dedi tekrar o ses.
Onun sesiydi... Beni sesimden tanımış, asansörün ardından bana sesleniyordu. Her zaman arkamda dolaştığı için şikayet ettiğim, kovduğum, kızdığım halde beni merak etmiş, aramış, sesimden tanıyarak bulmuştu. Bu sefer çıkınca ona kızmayacaktım."Murat! Asansörde kaldım."
"Mukaddes sakin ol, ben burdayım, iyi misin?"
"İyiyim, sadece bir an önce burdan çıkmak istiyorum."
"Merak etme hemen çıkaracağım seni ordan, şimdi asansörün kapısından uzaklaş tutunabileceğin bir yer varsa sıkıca tutun ve sakın korkma."
"Tamam." deyip uzaklaştım. Asansörün aynasının önündeki uzun demir boru şeklindeki tutamaca tutundum.
"Korkma tamam mı?" diye seslendi.
"Tamam." dedim.
O an güçlü bir tekme darbesiyle asansör sallandı. Attığı tekme asansörü öyle bir salladı ki korkmamak elde değildi. İyice tutundum. Asansör kapısı sağ ve soldan gelip ortada kapanan kapılardandı. Murat kapının tam ortasına tekme sallıyordu. Bir sonraki tekme darbesinin ardından bir tekme daha gelmeden hemen önce bağırdım.
"Murat! Böyle olmayacak! Gidip otel görevlisini çağır!"
"Çağırsam ne yapabilirler ki? Asansör tamiri için ekip çağırırlar, o da zaman kaybı demektir! Bu süre içerisinde seni orada bırakamam!"
"Tamam da Murat, demir yığınına tekme atıyorsun! Ayağını kıracaksın, tekmeyle olacak iş mi?"
"Sen korkma, bana bir şey olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem ile Kelepçe
Spiritualİslam, aşk, mizah ve aksiyon dolu bir kitap... "Hayır! Lütfen kelepçe takmayın! Ben kaçmam zaten, lütfen takmayın." "Sana uzat elini dedim!" diye sert şekilde tekrar etti memur. Onun tekrarına karşı bende tekrar rica edip takmamasını istedim ama d...