Ne olduğunu anlamak için ikimizde hızla içeriye koşturduk. Merve salonda tekti ve ellerini yüzüne koymuş ağlıyordu, evden hışımla çıkanın Melih olduğunu anlayınca Murat'a döndüm.
"Sen Melih'in peşinden git ben Merve'yle ilgilenirim."
Murat tamam anlamında kafasını sallayıp hemen çıkarken Merve'nin yanına oturdum, kafasını eğmiş yüzünü elleriyle kapatmış için için ağlıyordu. Elimi omzuna atıp sıkıca sarıldım.
"Ne oldu hemen? Daha beş dakika bile olmamıştı siz yalnız kalalı."
Merve başını kaldırıp gözlerindeki yaşı elinin tersiyle iterek hızlı hızlı konuştu.
"Ne olacak böyle!? Basit kavgaların bile üstesinden gelemeyecek miyiz? Ben telefonu suratına kapattım o da evi terk etti. Bu mu yani? İlişki dediğin bu mudur?""Tamam, sakin ol, olur böyle şeyler...
İlişki de tartışma olmazsa o ilişki olmaz zaten, tartışırken insan birbirini daha iyi tanıyor, ölçüyor. Sizin ilk kavganız o yüzden ağır gelebilir ama her şey yoluna girecek ve artık birbirinizi tanıyınca kavga etmezsiniz daha iyi anlaşırsınız.""Bilmiyorum Mukaddes... Gerçekten bilmiyorum..."
"Bak benle Murat nikahlanmadan önce her gün didiştik, kavga ettik, hatta birbirimizi yedik ama şimdi durulduk, iyi anlaşıyoruz, siz ise nikahtan önce hiç kavga etmemiştiniz şimdi kavga etmeye başladınız tam tersi oldu."
Bana döndü kızarmış gözleriyle burnunu çekerek sordu.
"Olması gereken hangisi peki önce kavga sonra iyi anlaşmak mı, yoksa önce iyi anlaşmak sonra kavga mı?"Ellerini tuttum ve gülümsedim.
"Olması gereken diye bir şey yok ki Merve. Her iki seçenekte de arayı sevgi kurtarır, sorunları sevgi aşar.
Her ilişki farklıdır ve her ilişki bir hikayedir bu da sizin hikayeniz.""Melih zor biri... Bir şeyleri üstelemiyor. O gün o hastahanede evlenme teklifine hayır deseydim, ikinci kez sormazdı, hatta artık benimle ilgilenmezdi, hikayemiz başlamadan biterdi. Net biri. Ya hep ya hiç."
"Bence yanılıyorsun, teklifini red etseydin tekrar yine sorardı, senden vazgeçmezdi, şu an sinirlisin diye böyle söylüyorsun ama onun sana olan sevgisini sen banyoda kilitli kalınca onun senin için çok korkuşundan, üzerindeki hırkayı çıkarıp senin üzerine örtüşünden, yalın ayak hastahaneye gelip, sen gözünü açana kadar senin için endişeyle bekleyişinden, anladım ve bizzat gözlerimle şahit oldum. O adam senden vazgeçmez."
Sessizleşti. Başını önüne eğdi, eliyle gözünü ovaladı, sonra tekrar kaldırıp gözlerime baktı.
"Öyle mi diyorsun gerçekten? Ne bileyim, baksana ilk kavgada istemiyorsan vazgeçelim falan dedi bana, o yüzden emin olmama rağmen şüphe duymaya başladım sevgisinden.""Erkekler maalesef çok çabuk sinirleniyorlar ve bazen sinirli anlarında söylememesi gereken şeyler söylüyorlar, hadlerini aşıyorlar. Hatırlasana Murat'ta beni Bora'yla görünce namusuma dil uzatmıştı. Murat'ın ki Melih'in söylediğinden daha ağırdı, ben ona rağmen onu affetmiştim, şimdi sen de Melih'i affedersin... Yani anlayacağın bazen kırılmana rağmen eğer karşındaki kişi affetmeye değerse bazı şeyleri unutmaya çalışabilirsin."
Merve söylediklerime karşı biraz yumuşamış ve ağlaması dinmişti. Derin bir nefes alıp geriye doğru yaslandı.
"Sanırım haklısın... Kırılmama rağmen aşk için, aşkım için bunu sindirip unutmam gerekecek, ancak o zaman eskiye dönebiliriz." duraksadı ve yüzündeki mahcup ifadeyle bana döndü. "Bu arada, çok özür diliyorum senden ve Murat'tan."Ben de onun gibi geriye yaslandım.
"O niye?""Bizim yüzümüzden bu gün mahvoldu, güya güzel bir gün geçirecektik ama her şeyi berbat ettik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalem ile Kelepçe
Spiritualİslam, aşk, mizah ve aksiyon dolu bir kitap... "Hayır! Lütfen kelepçe takmayın! Ben kaçmam zaten, lütfen takmayın." "Sana uzat elini dedim!" diye sert şekilde tekrar etti memur. Onun tekrarına karşı bende tekrar rica edip takmamasını istedim ama d...