15. [Mukaddes Kitap]

10.6K 1.4K 157
                                    

Gözlerimin önünde, terleyen avuçlarımın içindeki pakette duran hediye, sınıfın tümünün aldığı hediyelerin hepsinden değerli hepsinden önemliydi benim için. Bunun sebebi Murat'ın almış olması değildi. Bunun sebebi Murat'ın bu hediyeyi seçmiş olmasıydı.
Yeşil kapaklı, üzerinde kabartmalı gold renginde arapça Allah yazılı, açık sarı renkteki mat sayfaları, gül kokusu ve simsiyah yazılarıyla evet elimde duran hediye Kuran-ı Kerim'di. Gözlerim doldu. Paketi açınca etrafa gül kokusu yayılmasına rağmen Kuran-ı Kerim'i kaldırıp gözlerimi kapatarak bir daha kokladım. O kadar mutlu olmuştum ki mutluluğumu saklayamıyordum.

"Ben, ben çok teşekkür ederim. Allah razı olsun. Bana hediye almanıza gerek yoktu ama böyle değerli bir hediye seçtiğiniz için çok mutlu oldum." titreyen ellerim paketin üzerinde gezinirken gözlerim ellerimi takip ediyordu.

"Mukaddes insana Mukaddes kitap."  dedi ve sesindeki tını gülümsüyordu.

Kızaran yüzümü saklamak için başımı biraz daha eğdim.

Cevap vermediğim için konuşmaya devam etti.
"Yeşil kapaklı aldım çünkü Peygamber efendimizin (sav) en sevdiği renktir, huzur verir, ayrıca benim gözlerimin rengi de yeşil olduğu için her gördüğünüzde beni hatırlarsınız." dedi ve durdu, elini nereye koyacağını şaşırdı, önce sakalını kaşıdı, sonra elini ensesine götürdü en son yer bulamayınca cebine soktu.

"Hediyenin asıl sebebi hatırlanmak yani öyle mi?" gözlerim yine ellerimde ki Kuran-ı Kerim'deydi, hafifçe gülümsüyordum ama başım eğik olduğu için muhtemelen görmüyordu.

Cevap vermeye hazırlanırken hızlıca elini cebinden çıkarıp saçıyla oynayıp tekrar cebine koydu.

"Hayır tabii ki, ama, fena olmaz yani..." sırıtan sesi muziplik katıyordu.

Konuşmayı uzatmak istemiyordum. Teşekkür edip içeriye girmeliydim biliyordum ama böyle değerli bir hediyeyi seçen kişinin bu değeri okuyup okumadığını merak ettim.

"Peki, hatim ettiniz mi Kuran-ı Kerim'i?" dayanamayıp sorduğum için sorduktan sonra biraz utanmış gibiydim.

Durdu, bu soruyu beklemiyor muydu yoksa cevabımı düşünüyordu bilmiyorum.
"Hayır, malesef daha nasip olmadı. Zaten namaza da yeni başladım çok kısa bir süre önce, değer verdiğim biri sayesinde."

"Anladım. Rabbim tez zamanda hatim etmeyi nasip etsin inşallah. Naçizane tavsiyem, ertelemeyin hemen okumaya başlayın, muhtemelen sizi namaza teşvik eden kişi Kuran'ı Kerim de biliyordur ondan yardım alın, bir an önce başlayın."

"Çok isterim ama yardım edeceğini sanmıyorum."

Kaşlarım çatıldı, merakım yeni bir soru sormama neden oldu.
"Neden? Namaza teşvik ederek başladığı sevabı taçlandırmak isteyecektir bence."

"Çünkü benimle konuşmak istemiyor, tersliyor, mesajlarıma cevap vermiyor, yüzüme bile bakmıyor, sizce öğretir mi?"

Çatık kaşlarım düzeldi, durdum, anlamaya çalışıyordum, üzerime alınmak istemesemde sanki, hayır sanki değil apaçık beni tarif ediyordu.

"Siz...?" dedim kelimeyi uzatarak.

Hiç beklemeden cevapladı.
"Evet. Sizin sayenizde namaza başladım. Sizi ilk gördüğüm de onca kalabalığa ve eğlence tarzı yerlerde namaz kılmaya üşenen erteleyen kişi olmasına rağmen namazınızı ihmal etmeyip kılmanız dikkatimi çekmişti. Okula geldiğim günden beride namaz vakitlerinde çok az öğrencinin gittiği mescide sizin hep gittiğinizi fark ettim. Çok etkilendim. O yüzden iki gündür ben de her vakit namazımı aksatmadan kılıyorum."

Kalem ile KelepçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin