KİTABIN ADI : EVLATLIK
KİTABIN YAZARI :mavihuzurlu
KİTABIN TURU : GENÇ KURGU
OKUNMA SAYISI : 3M
ELEŞTİRMEN YORUMU
evet yine sizi salya sümük ağlatacak kutu kutu mendil harcatacak,türk sineması tadında bir romanla daha birlikteyiz.ben bu kitabı okurken çok ağladım.bunda tuttuğum takımın yenilmesi ve yıllarca öz diye bildiğim dayımın üvey çıkmasının da payı var.yıllarca halamın görümcesinin kuzenine ,neden dayı dediğimi ben de çözemedim ama sonuçta üvey dayım.biyolojik babama ,dayım neden biyolojik dayım değil lanet olası genlerinde neden bizim DNA larımız eksik diye sorduğumda adam kitlendi kaldı.üç gündür öylece boşluğa bakıp duruyor.tek korkum evlatlık çıkmam.bunu kaldıramam zaten dayım üvey çıkmış bi de ben evlatlık çıkarsam hepten üzülür mahvolurum.bu yüzden gözüme çarpan ve evlatlık konusunu yer yer filiz akın yer yerde nuri alço kıvamında anlatan bu kitabı merakla okudum ve eleştirdim gelelim kitabımıza
buradaki pek çok kitaptaki gibi bu kızımız da küçük yaşta annesini babasını kaybetmiştir.kızımız yıllar önce anne babasını kaybettiğinden beri yaşamıyor sadece soluk almaktadır.bir kaza sonucu anne babasını kaybeden kızımız o günden beri bir travma ile yaşamaktadır.(travma kızımızla yaşamasına rağmen kiraya ortak olmamaktadır)
ailesinin ölümüne zengin bir züppenin yola dikkat etmemesi yüzünden kaza yapması sebep olmuştur.o gün bugündür kızımız kin ve nefretle büyümüş içini intikam hırsı bürümüştür yazar giriş kısmında o kadar gereksiz ayrıntıya ,günlük işlerin detayına o kadar çok girmiş ki giriş bölümünü bitirene kadar helak oldum.yok sofrayı topladım.yok televizyonu izledim yok anam fasulye ayıklıyordu ona yardım ettim.yok sohbet ettik.daha girişin yarısında bana afakanlar bastı.bence bu kadar anlatıma hiç gerek yoktu.kısa birkaç cümle yazarsın sonra ana konuya geçersin.
yazar anne babasının öldüğü trafik kazasını öyle bir anlatmış ki dünyada böyle bir kaza çeşidi yok.hayalimde canlandırmaya çalıştım beceremedim. yazarın anlatımına göre oturdum kağıda çizdim yine olmadı.sinüsü kosinüse vurdum oradan tanjantını aldım yine iki arabayı birbirine vurdurup kazayı gerçekleştiremedim.dedim belki yatayda karşıdan birbirine doğru a şehrinden b şehrine gelen araçla b sehrinden de C sehrine giden araçları baz alayım dedim yok vallahi olmadı.bir türlü kazayı yaptıramadım.kaza aynen şöyle gerçekleşiyor
kırmızı ışıkta durduk.birkaç saniye sonra yeşil ışık yandı.karşıya geçerken aniden önümüze bir araba çıktı.babam direksiyonu kırmaya çalıştı.ancak araba hala üstümüze geliyordu.ani bir sarsıntıyla savrulduk.görüşüm kararmaya başladı.yavaşça gözlerim karardı.
şimdi kırmızı ışıkta duran araba, seyir halinde değil yani hızı yavaş.ayrıca karşıdan bir araba gelmesi tamam da senin karşıya geçmen demek onun tam tersi istikamete girmen demek ki o zaman zaten karşılaşma ihtimali ortadan kalkıyor.yazarın fizik kurallarını ve de trafik kurallarını alt üst eden kaza sahnesi en berbat kaza sahnesi olarak wattpad kaza literatürüne aday.tv lerde o kadar kaza sahnesi var biraz kopya çekeydin
hastane sahnesi evlere şenlik.ben her zaman diyorum bizim yazar arkadaşlar her türlü kazalı durumlarda kahramanlarının gözlerini bağcılar züccade hatun hastanesinde açtırıyorlar.oradaki doktorlar hemşireler evlere şenlik.neyse kızımız ada gözlerini makinenin dıt dıt sesiyle açar.bir bakar ki aha hastanededir.kolu acımaktadır.annesini gözleri arar ama göremez.neyseki yanı başındaki hemşire açıklama yapar.iki gündür komada yoğun bakım servisindedir.ve normal servise yeni geçmiştir.kızımız telefonun titremesiyle irkilir.arayan kankası selindir.(valla bende hastaneye yattım bırak yanı başımda telefonu donuma kadar soymuştu namertler) yalnız kızımızın , arkadaşı selinle yaptığı telefon görüşmesi sanki hasta yatağında değilde evindeki yatağında yapılmış gibi rahat ve relax.ancak selinin adaya iyiyim meleğim hepsi geçecek cenazeye kadar yanındayım demesiyle kızımız feryadı kopartır.( arkadaşın öküzü buna denir.patavatsız selin)
giriş berbat doktorlar dizisini izleseydi belki bir şeyler kapıp daha güzel bir hastane sahnesi yazılabilirdi ama malesef kiraz mevsimi tadında bir hastane sahnesi yazılmış
kızımız ada ve evlat olsa sevilmez o kadar patavatsız olan selinin telefon konuşmasından sonra kızımızın gözü yine kararır ve bayılır.
kızımız hastane işlemlerini yaptıktan sonra taburcu olur.yalnız cidden merak ediyorum bunun hiç mi halası teyzesi dayısı yengesi yok.hiçmi bir Allahın kulu bu kıza sahip çıkmaz.bu bölümde de anasını babasını kaybeden bir kızın dramatik hikayesi o kadar kötü yansıtılmış ki sanki kızın ailesi değil de hamsterı ölmüş.ben kızdan daha çok üzüldüm ailesine.
yalnız yazar burda türk sinemasında hiç işlenmemiş bir konuyu işlemiş prevo doğrusu.efendim olay şu kızımız anasının babasının cenazesine katıldıktan sonra evine döner.daha on yedi yaşında hayatta yapayalnız kalmıştır.birden kapı çalınır.kapıyı açar ki karşısında kürk mantolu zengin kokoş bir kadın.meğer kadın kaza yaptırıp ailesinin ölümüne sebep olan kadındır.kadın itiraf edince ada kızmız celallenir.siz benim ailemi öldürdünüz der.ancak kadın kurnazdır.der ki adacım yavrum sen daha 17 yaşındasın reşit değilsin normalde senin yurda alınman gerekir ama biz seni evlat edineceğiz.bizimle yaşayacaksın.böylece yaptıklarımızın diyetini ödeyeceğiz.bence konu ilginç
kızımız pılısını pırtısını toplar ve ilerde intikam almak için bu ailenin yanına yerleşir.
bu kitapta da yakışıklı çarpık gülüşlü oğlanlar bol bol var.çarpık gülüşlü derken cidden okuduğum kitapların çoğunda kızlar bu çarpık gülüşlü oğlanlara bayılıyor.evde aynanın karşısında yaptığım 124 denemeye rağmen çarpık bir gülüş elde edemedim.az daha deneye deneye yüz felci geçiriyordum.yüz kaslarım deforme oldu.biri bana çarpık gülüşlü bir çocuk fotosu atsın yoksa kafayı yicem.
kitabın sonunda aslında kızımızın anası falan hep yaşıyor.anası kanser olduğu için bu haberle daha fazla üzülmesin diye kendini kazada öldü süsü veriyor.
sonuç olarak sabun köpüğü gibi bir iz bırakan bu kitabın yazarı roman yazacağına lütfen yemek kitabı yazsın daha faydalı olur
okuyucu notu : 1/10
"