RENDA İKİZLERİ / Siyahlotus

2.6K 147 56
                                    

Öncelikle bu eseri genel anlamda eleştirmeyeceğim.Çok eski bir bölüm.Her fantastik kurguda olduğu gibi bu eserin de kendine göre eksiklikleri var ancak bir çok fantastik kurguya göre biraz daha eli ayağı düzgün bir yapıt olduğu için gerçek bir eleştirisini yapmadım.

Anlayacağınız bu bir parodi eleştiri ve yapıldığı dönemde yazarın hoşgörüsüne sığınılarak yapıldı.SiyahLlotus çok sıkı bir interaktif oyun meraklısı olduğu için renda ikizlerini yazarken büyük miktarda bu oyunlardan ilham alarak yazmış.Kitabı okuduğunuzda eğer daha önce knight online silverroad veya warcraft gibi çoklu interaktif bir oyun oynamışsanız bunu hissedebiliyorsunuz.Ayrıca bol miktarda yüzüklerin efendisinden de sahneler görebiliyorsunuz.Örneğin yüzüklerin efendisindeki baş kötü karakter olan Sauronla Renda ikizlerindeki Analous arasındaki büyük benzerlik gözden kaçmıyor.

Çok özgün aman aman bir yapıt değil ancak eyelineri elinde ,lila rengi donuyla karanlık güçlere karşı savaşan kızların hikayesinden bıkanların yeni adresi olmayı başarmış.Yani kemik bir okuyucu kitlesi edinmiş.Ama dediğim gibi kıyamet önümüzdeki ay kopacak :)

Zaten günümüzdeki fantastik filmlerin çoğu da bu tip oyunların beyaz perdeye konulmuş halleri.Bu kitabın gerçek eleştrisini önümüzdeki ay yapacağım.Dört kitaptan oluştuğu için hepsi bittikten sonra genel olarak bu kurguların hatalarını, eksikliklerini belirteceğim.Çünkü pek çok fantastik kurguda olduğu gibi bu kurguda hatalar ,eksiklikler,çelişkiler var.

Örneğin fantastik dünya karakterlerinin kazandıkları ÜKA adındaki fantastik akademiye otobüsle gitmeleri bunlardan sadece bir tanesi.Muhtemelen önünüzdeki ay yayınlayacağım eleştiriden sonra siyahlotus bana çok kızacak ama gerçekler acıdır.

Neyse büyücülerin akbil basıp özel kraliyet akademisine 500T ile gittikleri , özel güçlere sahip savaşçı adaylarının ÖSYM tarafından sınavla alınıp yerleştirildiği bu kurgunun parodi eleştirisine geçebiliriz

RENDA İKİZLERİ (ÜÇ KRALLIK AKADEMİSİ)

köyün bilgesi olan niyazi dedemin yanına oturmuş koca bir asrı  devirmiş bu bilge adamı inceliyordum.her ne kadar bilge bir adam olsa da son beş seçimdir aday olduğu hiçbir muhtarlık seçimini kazanamamıştı.bu yüzden derin bir eksiklik hisseden gariban,çilekeş ,esrarkeş bilge dedem bir sonraki seçimde adaylığını orta dünyadaki sroben köyünden koymayı düşünüyordu.

bilge dedem onu seyrettiğimi hissedince yüzünü bana dönüp takma dişlerinin verdiği ışıltılı bir gülümseyiş sundu.

-hayırdır evlat ne seyredip durun

-hiç be dedem.hele bir masal anlat da keyfim yerine gelsin diyodum.emme senin pek keyfin yok gibin.

dedemin orta dünya masalları meşhurdu.her ne kadar kendisi bir zamanlar orta dünyadaki elfler tarafından kaçırılıp tutsak edildiğini söylese de köycek kimse inanmıyordu.o da artık işi masala bağlamış biz yeni yetmeleri eğlendirir olmuştu

-anlatcen mi bilge dedem

-sen istersin de anlatmazmıyım gınalı guzum.emme baştan söyliyim hikayeden sonra yoh artık dime.güceniyom valla

-yok dedem vallah öyle bişi dimem

-peki o zaman anlatayım gari

dedem biraz nefes egzersizi yaptıktan sonra her masal anlatışında olduğu gibi gözleri uzaklara muhtarın çayırına daldı

vakti zamanında bizim köyde bir hatce vardı.gınalı hatçe.pek akça pakça gozelce bir gız idi.işte bu ortadünyadan gelen bir savaşçıya varmıştı

WATTPAD KİTAPLARINA ELEŞTİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin