KİTABIN ADI : TEXASDA BİR TÜRK KIZI
KİTABIN YAZARI : Gerçek Masallar
KİTABIN TÜRÜ : Romantizm
OKUNMA SAYISI : 5,4 M
ELEŞTİRMENİN YORUMU
öncelikle hepinizi masum kedi bakışlarıyla selamlıyor,kıkırdayarak ,yer yer olumlu anlamda başımı sallayarak saygılarımı sunuyorum.henüz kaşlarımı dükkan kepengi gibi indirip kaldıramadığım için bu eylemi gerçekleştiremiyorum.ayna karşısındaki çalışmalarım devam ediyor.doktorum sol kulak mememde menisküse bağlı yan çapraz bağların kopukluğundan mütevellit akut ödem oluştuğu için tek kaşımı kaldıramadığımı söyledi.ben onun yalancısıyım.
işte sonunda ağır bir romanla karşınızdayım.bitirene kadar canım çıktı.beyin hücrelerimin genelde töre ve mafya kitaplarına karşı bağışıklığı olduğu için endoplazmik retikulumlarım ilk okumada hemen algılayamadı.nöronlarımın ne kadar dil döksem de ölürüz de okumayız sen bize git töre kitabı falan getir ,olmadı mafya kitabı demeleri üzerine ilkokulu on iki senede pekiyle bitiren amcaoğluma okuttum.sonuç ailecek penguen gibi geziyoruz.üniversiteyi tek dersten beş yıl uzatan amca kızım ise bir beş sene daha diploma yolu gözleyecek gibi. evlendirme programına gidip de eski karısıyla tekrar nikah kıyan koca gibi çok mutluyum.
günümüz edebiyatçılarından suzanne collinsin milletten gizli gizli okuduğu,ünlü yazar down brown' un kitaplarımı yazarken bu kitaptan ilham aldım dediği,ünlü yazar phlippa gergorynin gece yarısı bunu okumazsam zinhar uykum gelmiyor dediği şaheseri okuduğum günden beri resmen ispanyol edebiyatına küstüm.yazar bu eserinde amerikanın meşhur divan edebiyatından o kadar çok etkilenmiş ki bizim kitaplar bunun yanında çekyat edebiyatı kalıyor.
ünlü japon atasözünün dediği gibi "dünyada son kalan kadın eğer bir türk kızıysa,bacımsın de geç".zira dünya kadınlar arası trip atma şampiyonası yapılsa bizim türk kızları tüm madalyaları toplar üstüne de bu madalyaların üstünde 24 ayar yazmıyor diye bir de trip atar.o yüzden bu kitaptaki peri adlı kızımız da amerikalıları canından bezdirip ,hayatlarını zindana çeviriyor (eh işte) yazarın fazla prodüksiyon masrafı olmasın diye fazla mekan ve karakter kullanmaması tasarruf açısından isabet olmuş.şu ana kadar yazılan kitabın yarısı karavanda,dörtte biri babasının barında kalan dörtte biri de texasdaki evde geçmiş.
evet itiraf ediyorum.kalan son beyin hücremle,kalması için güç bela ikna ettiğim son nöronu da bu kitap yüzünden kaybettim.tıbben beyin ölümüm gerçekleşmiş durumda.kafamda bir kavanoz nutellayla kafamdaki boşluk hissini kapatmaya çalışıyorum. evet texsasda bir türk kızı peri,amerikalı aile fertlerinin ilk bölümlerde ingilizce konuşup sonraki bölümlerde vahiy gelmiş gibi şakır şakır türkçe konuşup müslüm gürses şarkıları dinleyip ne olacak bu texasın hali,ses ver colorada,bizimle yürü california diye naralar attığı bir kitap olmuş.
okumasını bitirdiğimde sadece şunu mırıldandım "bu perinin amerikalı ailesinin hiç biri normal değil ve hepsinin içine bildiğin çorumlu kaçmış.elli yaşındaki adamların bile gülmek yerine kıkırdadığı ve bu kıkırdamaların artık histeriye dönmesi yüzünden kıkırdamaktan tiksinmemize sebep olması da cabası.kıkırdamak ne arkadaş.kitapta kıkırdamayan bir insan evladı yok.herkes kuş gibi cıvıldıyor.
herşey peri adlı kızın dedesinin ölümünden sonra ona kalan konağın çatı katısına çıkması ve orada bir hatıra kutusu bulmasıyla başlıyor.içindeki ses hele bir çatı katına çık da belki bir kutu falan bulur neşemizi buluruz diyince.iç sesine olumlu anlamda başını sallayan peri kutunun içinde bazı mektuplar ve tanımadığı bir adamla annesinin samimi durduğu bir fotoğraf bulur.adam her ne kadar jackie chanie andırsa da gözünü belertip yandan baktığında texas kökenli yakışıklı bir adama da benzemiyor değil yani.