SEN BENİMSİN / Yelomi

4.1K 317 183
                                    

Bir televizyondaki dizilere bakıyorum bir de wattpaddeki kurgulara.Televizyondaki dizilerin senaryolarını  wattpad yazarları mı yazıyor yoksa  wattpad yazarları mı o dizilerden esinlenip kurgu yazıyor belli değil.Her iki olasılık da mümkün.

Çok dizi takip eden biri değilim.Arada denk geldikçe bir kaç dakika baktığım oluyor.Dizi izlemememdeki temel sebep, hepsinin konu ve işleniş bakımından neredeyse aynı olması.Ben henüz yakışıklı bir adam,güzel bir kız ve olayların geçtiği lüks bir ofisin yer almadığı bir dizi konsepti görmedim.Hemen hemen hepsinde olaylar reklam ajansını andıran mekanlarda geçiyor ve temel karakterler yakışıklı bir patron, hafif saftirik güzel bir kız ve onun yancısı olan orta düzey güzellikteki bir kız ve en sonda da  genç patronu hala seven ve onu yeniden elde etmek isteyen kötü kalpli güzel bir başka kız.

Gelsin olaylar,gelsin entrikalar ,izlenmesi garanti 13 bölüm ve seyircinin tansiyonuna göre yeni bölüm antlaşmaları.Bu dizilerin bir kısmını serdar ortaçın besteleri gibi sürekli aynı türden eserler yazan bazı badem bıyıklı ablalar ve menapozdan emekli hanım ablalar yazıyor.Genelde hep aynı şeyleri yazdıkları için de tüm diziler aynı konseptde gidiyor.Gariban seyirciye de bir kanalda hazanla tarıkın aşkını izlerken bir başka kanalda alevle suatın aşını izlemek düşüyor.Konu aynı, karakterler aynı ama oyuncular farklı.

Şahsen ben hint dizi ve filmlerini bizimkilerden daha sağlam ve mantıklı buluyorum.En azından adamların fakir karakterlerinin kolunda bizim fakir karakterlerin kolundaki gibi rolex saat, pierre cardin elbise, luis vitton çanta yok.Adamlar fakiri bile oynasalar rolü hakkıyla veriyorlar.

Bizimkilere bakıyorum.Sözde fakir bir ailenin fedakar kızını oynayan karakterin elinde luis vitton çanta, ayağında dolce gabbana ayakkabı,gözünde rayban gözlük.Sanırsın babası, sırf kızı iş yerine gariban gitmesin diye esnaflıktan ya da bekçilikten arta kalan zamanlarında eroin ticareti yapıp sahte para basıyor.

Zaten çoğu dizi daha 13 bölüm olmadan yayından kaldırılıyor.Gelsin yeni dizi,gelsin yeni Cast,gelsin aynı senaryonun hafif yamultulmuş hali.Değişen tek şey oyuncuların yeni isimleri.Gerisi aynı.Hıyarın o mevsim favori sebze olması gibi her sezon da hep aynı dizi konuları popüler oluyor.

Hollywood yıldızları bile yüzleri eskimesin,şöhretleri zarar görmesin diye bir kaç yılda bir film ve dizi çekerken bizimkiler kimi zaman aynı sezon içinde farklı iki dizide ve farklı iki veya üç filmde birden oynuyor.

Bu yüzdendir amerikan dizilerinin en kötüsü 3 sezon sürüp senede 10 bölüm bilemedin 15 bölüm yapıp milyonlarca dolarlık bütçe ayırırken biz kendimize çevirdiğimiz dizilerde bir tane konak veya lüks villa kiralayıp koskoca bir sene orada dizi çekiyoruz.

Ve aynı kafada kitaplar yazıp dünya edebiyatına gireceğimizi sanıyoruz.Burada girebilecek tek yer DR kitap marketleridir.Öbürlerine ne çapınız ne de yazarlık kumaşınız yetmez.

Evet geleneksel çemkirmemizi de yaptık.Gelelim kitabımızın eleştirisine

Bugünde her ihtimale karşı evinde nikah memuru ve fazladan ne olur ne olmaz diye nikah şahidi besleyen , kaçırdığı kıza aynı gün resmi nikah kıyıp zorla karısı yapan bir mafyatik tipin ve ona başlarda sen kötüsün,sen pissin,hainsin diyip sonradan körkütük aşık olan saftirik bir kızın acıklı ve de bir o kadar trajik hikayesini eleştiricem.

Bu kitabı okuduğum sırada kaç paket mendil tükettim,kaç paket tuvalet kağıdı harcadım bilmiyorum.Tek bildiğim evde gözyaşlarımı silmek için bir şey kalmayınca babamın günlük gazetesiyle suratımı sildiğim ve yüzümde " DARBEYDİ DABBE OLDU"  manşetinin suratımda film jeneriği gibi belirdiği.

WATTPAD KİTAPLARINA ELEŞTİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin