"Beklenmeyen misafir ..."
Bir yıldız daha uzaydan gitmek istercesine kaydı. İnsanlar ne kadar buna yıldız kayması dese de bu kesinlikle yıldızın gidişiydi. Ama yıldız ne kadar uzağa giderse gitsin hep diğer yıldızlarla aynı yerde olacaktı.
Bizimkilerin kendi aralarında ne dilek tuttun konuşması başlarken abime baktım. "Abi sencede yıldız diğer yıldızlara küstüğü için gitmiyor mu? Bu yıldızın gidişiyken insanlar yıldız kayması diyor, saçma." dedim.
Abim gamzelerini belli edecek şekilde gülümseyip elini omzuma attı."Yıldızlar gitmez, sadece gittiklerini sanırlar."
Biz, yıldız kayarken gökyüzünün altına oturup iç geçiren insanlarız, biz gerçek olmayacağını bildiğimiz halde dilek tutan hala umudu olan sıradan insanlarız. Biraz kalabalık olsakta kocaman bir aileyiz. Biz aynı mahallenin çocuklarıyız. Yedi kişilik bir grubuz. Mahallenin gururu, annelerimizin çocukları, dedelerimizin ise geçmişiydik.
Ne kadar düşündürücü bir şey olsa da biz buyduk. Mahallenin tayfasıydık. Barış Abi ayağa kalkıp üstünü sirkeledikten sonra abime baktı. "Hadi aslanım burada boş boş durmayalım gidelim serseri gibi mahallede dolanalım." dedi heyecanla. Abim başta olmak üzere herkes aynı anda ayağa kalktı. Biz buyduk. İstediğimiz yere gider ordan sıkılınca etrafta boş boş gezen mahalle çocuklarıydık.
Buraya gelme sebebimiz hepimizin birkaç dakika önce aldığı haberdi. Abim duyduğu haber karşısında buraya gelmişti, bizde ona destek için yanına gelmiştik.
Kocaman mahallemiz vardı. Yani eskiden öyleymiş. Dedelerimizin zamanında kocaman bir mahalleye sahipmişiz fakat kocaman mahalle ikiye ayrılmadan önce. Dedem ve Hasan Amca çok yakın dostlarmış fakat o zamanın insanları ile fikir ayrılığı çıkmış ve mahalleyi ikiye ayırmışlar. Ne kadar kulağı saçma gelse de öyleydi. Mahalle meydanda ikiye ayrılmış. Bakkal Mustafa Amca ve Muhtar Amcanın evi ortada kalmış. Öyle olunca karşı mahalle ile ortak noktamız Mustafa Amca ve Muhtar Amca oluyor. Birde futbol sahası var. Futbol sahası da iki mahallenin ortasında. Arada karşı mahalle ile kavga etmişliğimiz oluyordu fakat başka bir zaman yine aynı şeyler oluyordu.
Abim, ailemin verdiği isim ile Deniz. Abim bizim mahallenin reisi.Dedemler mahalleleri ayırdıktan sonra sahip oldukları mahallenin reisi olmuşlar. Durum böyle olunca bizim zamanıma kadar gelmiş bu reislik. Dedemden sonra babam reis olmuş, sonra da abim.Abimden sonra da kim olur bilemem.
Başta reisimiz abim olmak üzere tüm tayfa mahallenin sokaklarında yürümeye başladık. Hepimiz bugün sessizdik, fakat bu sessizlik takım için pek iyi bir şey değildi. Takımımız dört erkek üç kızdan ibaretti. Üç kız olduğumuza bakmayın abilerimizin kardeşi olmasaydık bizi bu takıma almazlardı. Fakat üç kız şanslıydık ki tayfadaki erkeklerin birinin kız kardeşiydik. Ben sanki biraz daha şanslıydım. Reis olan bir abim vardı. Mavi gözlü bir abim vardı desem daha uygun olurdu çünkü ben ona mavişim derdim.
Bahsedecek olursam da ben Nehir. Abim gibi mavi gözlere sahip değilim maalesef. Normal bir kızım. Aslında normal kızlara kıyasla pek normal olduğumu söyleyemem ama neyse. Ailemin bana Nehir ismini vermesi çok değişik bir şekilde olmuş. Annem bana hamileyken bir nehirin kenarında elma yiyormuş. Aniden gelen sancı ile olduğu yerde ben doğmuşum. Babam da Nehir olsun demiş.
"Hadi duvara yazılar yazalım."
Ses Gökhan Abi'ye aitti. Aklı sıra takımı mutlu edecekti. Öyle düşünüyordu kesin. Doğru da düşünüyordu aslında çok güzel olurdu. "Hadi yapalım çok zevkli!" dedim yüksek sesle. Herkes birbirine bakıp kahkaha atmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Mahalleler
ChickLitİki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onl...