#35#

1.6K 121 17
                                        

Hava kararmıştı. Ben ise Binbaşı Shin'in dediklerini düşünüyordum;
---"Eski Kral Lee Dae Joon kötü biri olsa da, zeki adamdı. Bir gün, bu saraya intikam için geleceğini bildiği halde sana iyi bakmamı istedi." ---

Derin bir nefes aldım. Ne fark ederdi ki? Ailemin katili olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ama neden sadece beni korumak istedi?

Kral Hyun Joon'un gelmesiyle düşüncelerimi araladım. Hiçbir tepki vermedim, soğuk bir tavır takındım. Yanıma oturdu ve elimi sıkıca tuttu.

"Özür dilerim. Sürekli benim yüzümden zor günler yaşıyorsun. Ben gerçekten..."
Birden "Beni gerçekten seviyorsun, değil mi?" diye sordum.

Gülümsedi ve beni kendine doğru çekip sarıldığında başım, Kral Hyun Joon'un sol göğsündeydi.
"Gerçekten kalbimi hissedemiyor musun?" diye sordu.

Başımı okşayarak "Dinle o zaman. Senin için atıyor çünkü." diye devam etti. Kendi kendime gülümsedim istemsizce.

"Min Young. Seni gerçekten çok seviyorum. Eğer bunda şüpheye düştüysen, iyi bir eş olamamışım demektir."
Saçımdan öptü ve "Bende insanım. Bazen gerçekten anlayışsız ve kaba biri olduğumun farkındayım. Bunun için özür dilerim." dedi.

Kral Hyun Joon'un beni sevdiğine artık inanıyordum. Zaten babasına bıçak dayadığı vakit, gözlerinden bana olan sevgisini anlamıştım.

***

Ertesi gün olduğunda Bakan Kim, konağımı ziyarete gelmişti. Bu beni oldukça tedirgin etse de, belli etmemeye çalıştım.

"Vakit geldi, hazır mısınız?"
"Ne yapmayı planlıyorsunuz?"

İkram edilen bitki çayından bir yudum aldı ve keyifle konuşmaya başladı.
"Bugün kraliyet konseyinde Kraliçenin yetersizliğini konuşacağız. Ana Kraliçenin de bizden taraf olacağını düşünüyorum. Sizin kraliçe olmanız an meselesi. Kral majesteleri, şu sıralar babası yüzünden oldukça hassas ve savunmasız. Karşı çıkabileceğini düşünmüyorum."

Derin bir nefes aldım ve başımla onayladım. Bu durum için yapabileceğim hiçbir şey yoktu.

***

Eski kralın konağına gittiğimde Ana kraliçe yanıbaşındaydı. Bende bir kenara oturup öylece eski kral Lee Dae Joon'u süzmeye başladım.

Daha fazla dayanamadım ve bir şeyleri öğrenmeliydim.
"Hatırlıyor musunuz, beni yeğenine benzettiğinizi söylemiştiniz."
Ana kraliçe başıyla onayladı ve gülümsedi.

"Eski kralın yeğenini neden özlediğini sorabilir miyim? Vatan haini olan kraliyet ailesine mensup bir prenses değil miydi?"
Kraliçe ciddileşti ve bana baktı.

"Bazen göründüğü gibi olmayan şeyler vardır, Cariye Shin."
Konuyu sert ve düz bir şekilde kapatmıştı.

***

Konağıma geldiğimde Kraliçe YeunJa'nın beni beklediğini gördüm.
"Kraliçe majesteleri. İçeri geçseydiniz keşke. Bekletmiş olmalıyım."

Gülümseyerek "Sorun değil, Cariye Shin. Şimdi birlikte içeri geçebiliriz." dedi. Yüzündeki ifadeden bir şeyler olduğu belliydi.

İçeri geçtiğimizde ilk önce başka şeylerden konuşmaya başlasa da, en sonunda gelme sebebi belli olmuştu.

"Kraliyet konseyinde benim kraliçelik statüsü için yetersiz olduğum konuşuluyor."
Derin bir nefes aldım.

"Bu beklenilen bir şeydi zaten. Öyle değil mi?" diyerek çay fincanımdan bir yudum aldım.
Kraliçe başıyla onayladı.

"Aslında sana söylemek istediğim bir şey var."
Biraz duraksadıktan sonra konuşmaya devam etti.
"Saraydan ayrılmak istiyorum."

Birden şaşkınlıkla Kraliçe'ye gözlerimi diktim.
"Bu ne demek, Kraliçe majesteleri?"

"Cariye Shin, küçük yaşta bu saraya girdim ve elimden geldiği kadarıyla Kral majestelerine layık olmaya çalıştım. Lakin onun sevdiği sensin. Bana artık ihtiyacı kalmadı."
Artık Kraliçeyi düşünmek zorunda olmadığım için rahatlamış olsam da, kendimi biraz suçlu hissediyordum.

Dayanamayarak "Kral majestelerini sevdiniz mi?" diye sordum.
Gülümsedi ve "Sevdim." dedi. O an, gerçekten kötü bir kadın olduğumu hissedecektim ki, sözlerine devam etti.

"Dost olarak sevdim. Kral majesteleri ile iyi bir evliliğimiz olmadı lakin iyi bir dostluğumuz oldu. Bu süre zarfında ona gerçekten layık olmaya çalıştım."

**

Kraliçeyi uğurlamak üzere konağın bahçesine çıktığımda Tae Soon ağabeyimin gelmiş olduğunu gördüm. Kraliçe ile yüz yüze geldiklerinde ikisi de gerilmişti.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken Kraliçe zoraki bir gülümsemeyle "Uzun zaman oldu, değil mi... Shin Tae Soon." dedi.
Tanışıyorlar mıydı?

Joseon: İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin