Kraliyet sarayında birkaç gündür hazırlık telaşesi vardı. Ming elçileri, eski kralın uyanmasından dolayı tekrar Joseon'a gelecekti. Öyle ki, Kral Hyun Joon'un gözü beni görmüyordu bile.
Nihayet Ming elçilerinin geleceği gün teşrif etmişti. Kraliyet töreni için yerlerimize oturup beklemeye başladık.
Geleneksel müzik aletlerinin müziği bütün sarayda yankılanırken Ming elçisi ve eşi görünmüştü. Kral Hyun Joon, eşlik etmek için oturduğu yerden inip onlara doğru yürürken bizde ayağa kalkmıştık.
Eski kralın yüzüne baktığımda oldukça şaşkın ve endişeli görünüyordu. Bir şeyler olduğu belliydi.
Bu arada Ming elçisi ve eşi, kendilerine özenle süslenerek hazırlanmış yerlere oturdular. Önlerine Joseon'un en pahalı yiyecekleri sunulmuştu.
Ming elçisi, kendilerine hazırlanan yiyeceklerden yerken Kral Hyun Joon ile de sohbet ediyordu. Ming elçisinin eşi ise tuhaf bir şekilde Kral Hyun Joon'u dikkatle izliyordu. Çok fazla anlam yüklemesem de tuhafıma gitmişti.
Tören, geleneksel dans gösterileriyle devam ediyordu. Herkesin keyfi yerinde görünüyordu, eski kral hariç.
***
Kraliyet töreni bittiğinde çoktan hava kararmıştı. Ming elçisi ve eşi, kendilerine özenle hazırlanan konağa yerleştirilmişti.
Biz ise Kral Hyun Joon ile birlikte konağıma doğru yürüyorduk.
"Seni özledim."
Kral Hyun Joon gülümsedi. Hizmetlilere bakıp geride beklemelerini söyledi.Hizmetliler birkaç adım geride beklerken Kral Hyun Joon bana sımsıkı sarıldı.
"Özür dilerim. Birkaç gündür seninle ve bebeğimizle ilgilenemiyorum."
Başımı göğsüne iyice yasladım.
"Hep yanımızda kal."
***
Ertesi gün Kral Hyun Joon ve Ming elçisi birlikte görüşürken Ana kraliçe ve bende Ming elçisinin eşi QianYi ile birlikte Joseon çayı (şimdiki geleneksel Kore çayı) içerek sohbet ediyorduk.
"Bizim dilimizi bu kadar iyi konuşabilmeniz oldukça şaşırtıcı. Gerçekten iyi öğrenmişsiniz."
Hanımefendi Qian Yi oldukça zarif ve hoştu. Güler yüzle Ana kraliçeye bakarak "İltifat ediyorsunuz. Teşekkür ederim." diye yanıtladı.
Biraz daha sohbet ettikten sonra bana dönüp "Kral majesteleri ile birbirinize aşkla bakıyorsunuz. Böyle uyumlu bir evlilik eminim ki Joseon'a şans ve bereket olarak dönecektir." dedi.
Başımı eğip gülümseyerek "Böyle düşündüğünüz için minnettarım." diye yanıtladım.
Ana kraliçe bana bakarak "Mide bulantıların devam ediyor mu hâla?" diye sordu.
"Hayır. Hamileliğim ilerledikçe azalıyor."
"Hamile misin?" diye şaşırdı hanımefendi QianYi.
Şaşkınlığını fazla belli ettiğini anladığında "Tebrik ederim." diye konuyu kapattı.Bu kadında garip olan bir şey vardı.
***
Konağıma geldiğimde hala hanımefendi QianYi'yi düşünüyordum. Tuhaf olan bir şeyler vardı.
"Kraliçe majesteleri."
Düşüncelerimi aralayan baş nedime olmuştu. Saygıyla başını eğdi ve devam etti.
"Hanımefendi Qian Yi'ye hizmet etmesi için görevlendirdiğiniz nedime ile konuştum.""Devam et."
"Bugün hanımefendi Qian Yi'ye yıkanması için yardım ederken sırtında ginseng dövmesi görmüşler."
(Gisaeng: Joseon zamanının köle fahişeleri olarak bilinmektedir. Ayrıca bu kadınlar çeşitli sanatlarla da ilgilenmişlerdir. Geleneksel müzik-dans, resim gibi.)
(Not: Eski zamanda dövmeler ateşli ince çubukla vücudu yakma yoluyla kazıyarak yapılırdı. Gisaenglerin de ömür boyu aynı kimliği taşıyacakları ve hatta kızları olursa gisaeng olmak zorunda kalacakları gibi katı bir sınıf kuralı vardı. Bu yüzden de vücutlarına bu sınıfı belli eden can yakıcı bir dövme kazınırdı.)
"Ne diyorsun sen?"
Bu, hanımefendi Qian Yi'nin Joseonlu olduğu anlamına geliyordu. Böyle bir şey nasıl olabilirdi?
Onun buraya gelmesi tesadüf değildi. Ya arkasında bir şey bırakıp onu almaya gelmişti ya da birinden intikam alması gerektiği için gelmişti.
O, bir şey yapmadan önce ben, onun kim olduğunu ve amacını öğrenmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joseon: İntikam
Historical Fiction1600'lü yıllarda Joseon Kralı Lee Dong Joon hastalığı nedeniyle vefat eder. Oğlu, veliaht prens henüz 13 yaşındadır. Ölen kralın kardeşi, Büyük Prens Lee Dae Joon, onun tecrübesizliğinden yararlanarak tahta geçer. Buna rağmen veliaht prens ve yandaş...