Kraliçenin başında beklerken bir şeyin farkına vardım. O gün ölmediğimize ikimizde pişman olmuştuk. Eğer o gün ölseydik... Belki de o gün ölmeliydik.
Kral Hyun Joon geldiğinde beni gördüğünde "Ne hakla..." dedi ve daha sonra "Çık git buradan!" diye bağırdı.
Ona göre hayatını mahvettiğim kadını bir de utanmasızca görmeye gelmiştim. Belki de haklıydı, hatta tamamen.Çıkmadan önce bir anlığına arkama dönüp baktığımda Kral Hyun Joon'un Kraliçe YeunJa'nın elini sımsıkı tuttuğunu gördüm. Ben sadece basit binlerce yıldızdan biriydim. Onlar ise gökyüzünün sahibi Güneş ve Ay idi.
Konağıma geldiğimde bir köşeye baygın bir şekilde düşüvermiştim. Bir süre sonra uyanınca olanları tekrar hatırlayınca ölmek istemiştim. Belki de o gün, bu oyunu ben kaybetmeliydim.
Bakan Moon'u görmek için zindana gittim. İçeri girdiğimde köşede saçı başı dağılmış, kanlı topraklı beyaz elbiseleriyle duruyordu. Beni gördüğünde öfkelenerek ayağa kalktı.
"Sen nasıl..." diyebildi. Sinirden parmaklıkları kıracak gibiydi.
Gözlerim dolu bir şekilde "Kraliçe canına kıydı." dedim. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.
"Ne diyorsun sen?!"
"Babasının onun yüzünden idam cezasıyla yargılanmasına dayanamadı. O her zaman senin hayırlı evladındı ama bir kez olsun... değerini bilemedin."-"YeunJa, bu yara izleri ne? Çok büyükler."
"Şey... Düştüğümde oldu galiba."
"Yalan söylüyorsun!"
YeunJa birden ağlamaya başladı.
"Babam yaptı, onun için bir leke olduğumu söyleyerek beni dövdü. Az kalsın öldürecekti, annem önüne geçti."
Ona sarıldım.-***
Aradan iki gün geçmesine rağmen Kraliçenin bilinci hala yerinde değildi. Nefes alabiliyordu ama yaşayıp yaşamayacağı meçhuldü. Utandığımdan yanına da gidemiyordum. Kraliçenin canına kıydığı dedikodusu, bütün sarayda çalkalanıyordu.
Bakan Kim, beni görmek için konağıma gelmişti. Bu beni biraz şaşırtsa da tahmin etmek çok zor değildi. Araya çekilen perde eşliğinde konuşmaya başladık. Çok gecikmeden niyetini belli etti.
"Kraliçe her ne kadar babasıyla bağını kopardığını iddia etse de, kan bağı öyle basit bir şey değildir. Kaldı ki, kendisi canına kıyarak kraliyet sarayının itibarını küçük düşürmüştür. Artık sarayın ve halkın sevgisini kazanması çok zordur."
"Ne demeye çalışıyorsunuz, Bakan Kim?"
"Cariye Shin, sizi benim desteğimle tahta geçirmek istiyorum. Kralın kalbinin sahibi olan sizi, Kraliçeliğe yükseltmek için mükemmel bir fırsat."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joseon: İntikam
Tarihi Kurgu1600'lü yıllarda Joseon Kralı Lee Dong Joon hastalığı nedeniyle vefat eder. Oğlu, veliaht prens henüz 13 yaşındadır. Ölen kralın kardeşi, Büyük Prens Lee Dae Joon, onun tecrübesizliğinden yararlanarak tahta geçer. Buna rağmen veliaht prens ve yandaş...