#51#

1.1K 89 25
                                        

Kral Hyun Joon'un konağına geldiğimde baş nedimi uygun olmadığını söyledi. Belki de beni huzuruna kabul etmek istemiyordu. Dün akşam ona karşı oldukça kabaydım.

Fazla ısrar etmeden konağıma dönmeye karar verdim. Konağıma dönerken genç bir hanımla karşılaştım. Saygıyla yere çöküp eğilerek beni selamladı. Kıyafetlerine bakılırsa soylu olduğu belliydi.

"Kimsin?"
Yerden kalktı ve başı eğik bir şekilde konuşmaya başladı.

"Kraliyet müsteşarının kızıyım. İsmim Park Min Hee, majesteleri."

Kaşlarımı dikerek "Burada ne işin var?" diye sordum.

"Kral majesteleri tarafından çağrıldım."

Bir şey söylemeden yoluma devam ettim. Kral majestelerinin neden bu kızı çağırdığını düşünüp durdum. Merakıma yenik düştüm.

Baş nedimeme dönüp "Bu kızın neden buraya gelmiş olabileceğini bul." dedim.

***

Konağıma geldiğimde bahçede Ana kraliçenin beni beklediğini gördüm.

İçeri geçtiğimizde buruk bir şekilde gülümseyerek konuştuğunu fark ettim.

Bir süre konuştuktan sonra "Özür dilerim, kızım. Ağabeyinin ölüm yıldönümü olduğunu bilmiyordum." dedi.

Bir şey söylemeden sadece yüzüne baktım. Üzgün olduğu belli oluyordu.

Ayağa kalkıp "Ben artık gideyim." dedi ve kapıya yöneldi.

Sanırım istemeden etrafımdaki insanları fazlasıyla kırmıştım.

***

Eski kralın konağına gidip olanları eski krala anlattım. Başka anlatabileceğim kimsem yoktu sarayda.

Elimi tuttu ve "Önemli olan birisini üzmüş olman değil. İnsanız. Elbet bazen kaba ve düşüncesiz olabiliriz. Ama gönül almayı bilmek lazım." diye gülümsedi.

Gülümsemesine bende gülümseyerek karşılık verdim.

***

Hava karardığında Kral Hyun Joon'un konağına gittim. Baş nedimi beni gördüğünde şaşırdı ve yanıma koştu.

"Bir şey mi oldu, baş nedim Choi?" diye sordum.

"Hayır, efendim. Üzgünüm ama Kral majestelerimiz şu an uygun değil."

Uygun değil? Beni iki kere geri çevirecek kadar mı gücenmişti?

***

Ertesi gün, öğle yemeğimi yerken baş nedime izin isteyerek huzuruma geldi.

"Kraliçe majesteleri, size söylemem gereken iki şey var. Biri iyi, biri kötü..."

Elimdeki yemek çubuklarını kenara bırakırken "İyi olandan başla." dedim.

Belki iyi şey, kötü şeyin etkileyiciliğini azaltır diye umut ettim.

"Eski kral majestelerinin tahtta geçmesi kraliyet konseyi tarafından kabul görmedi. -Tahttan inen bir kral, nasıl tekrar tahtta çıkabilir... Bu uğursuzluktur.- diye kraliyet konsey üyeleri Kral majestelerine karşı çıkmışlar."

Derin bir nefes aldım. Eski kral, öz babam olabilirdi lakin tahtta durması gereken kişi Kral Hyun Joon'du.

"Kötü olan habere geç."

Beni etkileyecek kadar kötü bir haber ne olabilirdi ki zaten?

Umursamaz bir tavırla yemek çubuğumu alıp yemek yemeye bile başlamıştım.

"Kraliyet müsteşarının kızı, Park Min Hee. Neden geldiğini öğrenemedim ama başka bir şey öğrendim. Kraliçelik intihabında eski kraliçe Moon Yeun Ja ile son mertebede kalmışlar. Hatta Kral Hyun Joon, Park Min Hee'yi uygun bulsa da ana kraliçenin isteği üzerine Moon Yeun Ja seçilmiş."

İçime nedense tuhaf bir kuşku düşmüştü. İhtimal vermesem de içime sinmediği için Kral Hyun Joon'un konağına gitmem gerektiğini düşündüm.

***

Kral Hyun Joon'un konağına geldiğimde baş nedim yine koşarak yanıma geldi.

"Kraliçe majesteleri..."

Elimi kaldırdım ve "Ne söylersen söyle, içeri gireceğim." dedim ve yürümeye devam ettim.

İçeri girdiğimde Kral Hyun Joon ile Park Min Hee'yi karşılıklı çay içerken gördüm.

Saygıyla eğilip selamladıktan sonra "Bir izahınız var mıdır, Kral majesteleri?" diye sordum.

"Evet var. Baş cariyem Park Min Hee ile tanış."

Baş cariyem?

Sanırım eski kraliçe Yeun Ja'nın ben geldiğimde hissettiği şeyi anlayabiliyordum.

Joseon: İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin