Mektup elimden öylece düşüverdiğinde gözlerimden yaşlar süzülüverdi. Her şey açıklığa kavuşmuştu ama ben ve Kral Hyun Joon için her şey bir anda kararmıştı.
Bütün hayatı boyunca intikam yemini ederek büyüyen ben, aşkı ve dostu için ömrü boyunca acı çeken kraliyet entrikalarında boğulmuş Kral Hyun Joon ve hiçbir şeyden haberi olmadığı halde öldürülen Kraliçe Jung'un oğlu ağabeyim sandığım Lee Kwan Joon... Biz bunları yaşamayı hak etmemiştik.
Boğazımda bir yumruk oluşmuştu. Kral Hyun Joon'a baktığımda o da donuk bir haldeydi. Bir şey söylemeden sarıldığımda o da kollarıyla beni sarıverdi.
"Geçecek... Geçmeli... En azından birlikteyiz." dedi. Başımla onayladım ve hiçbir şey söylemeden başımı göğsüne yaslamaya devam ettim.
***
Aradan birkaç gün geçti. Biraz da olsa kendimize gelmeyi başarabilmiştik. Eski kral Lee Dae Joon'un konağına gitmek için sonunda cesaretimi toplayabilmiştim.
Konağına geldiğimde düzgün bir şekilde yaptığım selamlamanın Kral Lee Dae Joon'u oldukça şaşırttığı göz bebeklerinin büyümesinden belliydi.
Yanına yani yatağının kenarına oturdum ve elini nazikçe alıp saçlarıma götürdüm.
"İyi büyümüşüm değil mi, baba?" dedim.Gözlerinden yaşlar süzülmesiyle eski kral Lee Dae Joon'a sarılmam aynı anda oldu. Ağlamaya başladım.
"Bana neden hiçbir şey söylemedin? Bunca yıl senden nefret ederek yaşadım. Yaptığın fedakarlıkları ve yaşadığın acıları bilmeden..."
***
Gözlerim kızarık bir şekilde eski kralın konağından çıktığımda midemin bulantısı yüzünden elimi ağzıma götürdüm.
Bugünlerde kendimi çok yıprattığım için mideme yansıdığını düşünerek önemsemedim.
***
Konağıma geldiğimde Binbaşı Shin'i kapının önünde beni beklediğini gördüm. İçeri geçtikten sonra bana karşı mahcup hissettiğini anladım.
Gülümsedim ve "Nasılsın baba?" diye sordum. Baba dediğimi duyunca yüzünde bir tebessüm oluştu.
"Geçen olanlardan sonra bana gücenirsin diye düşünmüştüm."
"Belki eski kralın emriyle bana bakmış olabilirsin. Ama geriye bakıp düşündüğümde sevginden şüphe ettiğim bir an bile yok. Beni gerçekten evladın gibi sevdiğini biliyorum."Binbaşı Shin birden bana sarıldı. Kim bilir, belki de çok şanslıydım. Hayatım boyunca üç babam olmuştu.
Birisi beni uzaktan özleyerek hayatını geçiren öz babam, Lee Dae Joon.
Diğeri bencil bir insan olduğu için kaderimi değiştirse de hayatımın yarısına kadar kendi kızıymış gibi davranan amcam, Lee Dong Joon.
Öbürü ise emirle bana bakmaya başlasa da, gerçekten severek beni büyüten, Binbaşı Shin.Belki şaşıracaksınız ama, bu üç adam da beni kızı olarak sevdi. Hissettim. Hissetmenin ötesinde bir yargı olabilir miydi?
***
Hava karardığında Kral Hyun Joon konağıma geldi. Düşünceli ve halsizdi. Bir şeyler olduğu belliydi.
"Bir şey mi oldu?"
Yemek yerken kaşığını bıraktı ve bana baktı. Söylesem mi, söylemesem mi diye düşündüğü belliydi.Elini nazikçe tuttum ve gülümsedim.
"Evlilik, her şeyi paylaşmak değil miydi?" dedim.Bana baktı ve "Lee Kwan Joon yaşıyor olabilir." dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joseon: İntikam
Ficção Histórica1600'lü yıllarda Joseon Kralı Lee Dong Joon hastalığı nedeniyle vefat eder. Oğlu, veliaht prens henüz 13 yaşındadır. Ölen kralın kardeşi, Büyük Prens Lee Dae Joon, onun tecrübesizliğinden yararlanarak tahta geçer. Buna rağmen veliaht prens ve yandaş...