10.ÇEKİM

84.8K 4.4K 2.3K
                                    


Keyifli okumalar...
🖤💙

Bölüm 10: "Çekim"

Güzel bir tadı vardı yaşadıklarımın. Farklılığın tadı başkaydı. İyi hissettireceğimi hiç düşünmemiştim.

Yattığım yerde gerinerek doğruldum ve ağzımı hayvan gibi açmamaya çalışarak esnedim. Yüzümü ovuşturup ayağımı yataktan sarkıttığımda saat dokuzdu. Paytak adımlarım yatağın etrafından dolanıp odanın kapısına vardı. Evin dar koridoruna çıkıp su içmek için mutfağa yürüdüm.

Kıvanç bugün erkenciydi. Normalde benden önce kalkması söz konusu dahi olamazdı. Burada kaldığımız süre boyunca onu hep ben uyandırmıştım. Şimdi ise kendine kahve bile yapmış, tezgaha yaslanmış içiyordu. Alnına düşen siyah saçlarının dokusunu merak ediyordum ama henüz dokunmaya çalışacak kadar kafayı yememiştim. Sadece içine göre fazla süslenmiş bir hediye paketi gibiydi.

"Günaydın," dedim sağ gözümü ovuştururken.

Elindeki kahve kupasını tezgaha bıraktı, çıkarttığı tok ses boş olduğunu gösteriyordu. Sürahiden bardağa su koydum ve çektiğim sandalyeye çöktüm. Bedenimi boğan mavi gözleri üzerimdeydi. İçimdeki kızın kalbine sokulan bakışlardı bunlar. Benden bağımsızdı çoğu zaman. O herkesin kafasındaki, hayatının tam tersi dünyada yaşayan kız... Bana bakarak çok daha karanlık olan o kadın... Kıvanç'ın kız hali olacak kadar kötü kadın...

"Üzerine bir şeyler al," dedi Kıvanç. "Mal almaya gideceğiz."

"Kahvaltı?"

"Bir yerlerde yaparız."

"Geldiğimizden beri bir gün dahi oturmadık," dedim sızlanarak. "Her gün bir şeyler yapmamız gerekiyor. Hem ne zamandan beri mal alıyoruz, biz dağıtıcı değil miyiz?"

"Buraya zaten satış yapmak için geldik, bu bir. İkincisi Volkan'dan aldığımız mallar bitti. Normalde bugün gidecektik ama senin yüzünden ekstra siparişler oldu." Kaşlarımı çattım. Benim yüzümden mi?

"Ben ne alakayım şimdi?"

"Yüzünü görmene izin verilen müşteriler dışında kimse seni görmedi ve seni isteyen adam da benden dayak yedi. Doğal olarak bu kadar olay olan kızı pek çok kişi seni merak etti. Komik olan ise seni profesyonel sanmaları." Başını iki yana salladı. "Kısaca, kendi başına iş çıkarttın. O yüzden çok konuşmadan git giyin."

Her koşul altında, iyi ya da kötü, beni aşağılamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Kaşınan tırnak diplerimi onun derisiyle doldurmak istiyordum bazen. Kibirli halleri beni deli ediyordu! Aptal herif!

Üstelik kim beni, neden görmek istesindi ki? Ne onların dünyasını dolduran kadınlar gibiydim ne de gerçekten profesyoneldim. Bir de beni göreceklerini sanarak ekstra sipariş vermeleri yok mu? Bu insanlar delirmiş olmalılar.

Üzerime sadece bir kazak geçirip eşofmanıma dokunmadım. Onların aptal işleriyle uğraşmaya çalışırken kaltağa dönüyordum zaten. Hayatım boyunca giyinmediğim ve asla da heveslenmediğim şeyleri giydiriyorlardı bana. Onların çıkarlarını besleyecek şeyler yapmıştım ama muamele hala aynıydı. Tabi ki Kıvanç'tan minnet dolu cümleler beklemiyordum. Dilinde ki zehri seyreltse yeterdi.

Montumun fermuarını çekerken o da botlarını giyiyordu. Kapıyı açıp ondan önce evden çıktım, varlığı hemen arkamdaki varlığını koruyordu. Gecekondunun birkaç satırlık merdivenlerine çıktığımda mutlulukla çığlık attım. Kar yağıyordu! Geceden bu yana da yağmış olmalıydı çünkü her yer bembeyazdı.

BATAKLIK •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin