Merhaba...
Çok tuhaf bir bölümle geldim. Çok kırılıp döküldüm bu bölümde ama çok memnunum. Bataklık'ın finaline az kaldı ve sadece beş altı bölüm sonra bitecek olması beni çok etkiliyor. Son bölümlerde gittikçe duygusallaştırıyor beni.
Sınır: 1000 oy ve 1000 yorum.
Sınır geçilirse bölüm yarın gelecek.Bölüm şarkıları;
Şebnem Ferah- Mayın Tarlası
Feridun Düzağaç- Kül/ Beni Bırakma
İlyas Yalçıntaş- Sadem
Koray Avcı- Senin İçin DeğerKeyifli okumalar...💙🤍🖤
Bölüm 65: "Mavinin adı Umut"
Anahtarı çevirdi, bir kez daha ve bir daha.
Üçüncünün ardından kapı açıldı ve alışkın olduğum koku burnuma doldu. Tam bir ay önce saçlarımda, on kilo artımla ve daha dinç ama daha hasta bir şekilde terk ettiğim evime gelmiştim. Daha zayıftım, saçlarım yoktu ama daha sağlıklıydım. İçeri doğru bir adım attığımda hemen yanımda duran adamın katkısıyla evi aşık da yuva olan dairenin sıcaklığı beni kendine çekti.
Duygusallığım yine üzerimdeydi.
Kapı arkamızdan kapanırken ağzımdaki maskeyi indirdim, ayakkabılarımı da kenara bıraktım. Yavaş adımlarla sanki yıllar süren özlemin ardından yurduna dönen bir sürgün cezalısı gibiydim. Mutfak kapısının önünden geçerken başımı uzatıp içeriye şöyle bir kontrol ettim. Yüzümde kocaman bir gülümse, bedenimin her yerinde çocuksu bir heyecan vardı. Buradaydım, yeniden evimde.
Salona girdiğimde her yerden anılar fışkırmaya başladı. İyiler, kötüler, gözyaşları ve kahkahalar... Bütün delilikleri burada yaptığımızı düşününce eskiden kaldığımız ev eski ağırlığını kaybediyordu. Üzerimdeki kapüşonun fermuarını indirip L koltuğun sırtına attım ve tam odanın ortasında durarak yüzümü ona döndüm.
"Sonunda yine buradayız," dedim kocaman gülümsemeye devam ederken. Deri ceketini benimkinin üzerine bırakıp bana yürüdü ve beni belimden kavrayarak kendine çekti. Her dokunuş, diye geçirdim aklımdan. Asla değişmeyen o heyecanı hep içime işliyordu. Kafasını yana doğru yatırdı, asla söndüremediğim ya da küçültemediğim gülümsememe dudaklarını yasladı. Yüzük parmağım ve başparmağımla çevresini sarabileceğim kadar ince olan kollarımı onun boynuna doladım ve parmaklarımın ucunda yükseldim.
Biz gerçektik, bildiğim ve yemin gibi sayıklayabileceğim nadir şeylerdendi bu. Biz gerçektik. Yalan ilişkilerden, sahte aşklarından değildi, biz gerçektik.
Belimde ki kollarını sıkarak parmak uçlarımda ki yükü hafifletmek isteyecek kadar ince ruhlu bir adamı sevmiştim, onun hakkındaki tek pişmanlığım onu daha fazla sevememek olurdu sadece. Erkeklerin ki kadar baskın ve kompleks olmasa da kadınların da kadınlık gururu vardı. İnsan hep gururu okşansın istiyordu. Sürekli arzulanmak gibi mesela. Beğenilmek, birileri tarafından istenmek dikkat çekmek kadınların fıtratında olmalıydı.
Aynaya baktığımda kendimi görememek dünyadaki en zor şeylerden birisiydi. Özellikle de yanımda Kıvanç gibi en kötü halinde bile dikkat çeken bir adam varken ona yetememe korkusu beni yerden yere vuruyordu. Elbette bu düşündüklerimi duysa bana çok kızardı ancak istesem de istemesem de sürekli aklımdaydı.
Dudaklarını dudaklarımdan kopartarak geri çekildi, mesafe santimlerden ibaretti. "Aklımı karıştırma," diye fısıldadı dudaklarıma doğru. Ne dediğini anlayamayarak onun gözlerine baktığımda geri çekilmeden gülümsedi. "İyileştiğin zaman hepsinin acısını çıkartacağım haberin olsun." Dudaklarını dudaklarıma sürterek benimle flört ettiğinde hafifçe kıkırdadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK •Tamamlandı•
Teen FictionBerfin, abisinin ne iş yaptığından habersiz liseyi iyi derece ile bitirmek isteyen bir öğrencidir. Bir gün abisini polislerin götürmesinin ardından abisinin gerçek işini öğrenir. Kurye. Uyuşturucu kuryesi. Abisini kurtarmak için o dünyaya girmesi ve...