Ben geldim!
Yeni bölümde sizi dağlamaya geldim.
Çook yorum istiyorum, biliyorsunuz ben yoruma hep açım.1200 oy ve 1000 yorum.
Keyifli okumalar...
💙🖤Bölüm 44: "Geleceğin Emareleri"
İz bırakmak için önce yaralamak gerekir.
Dilek ne kadar yaralamıştı onu? Dikek onu sevenleri hep çok yaralamıştı. Böyle olmak zorunda değildi ama o hırsları yüzünden kendini ve çevresindeki tahrip etmeyi seçmişti. Özellikle sevdiği adama ve oğluna. Bildiklerini susmuştu, yaptıklarını gizlemişti, oğlunu sevdiğini göstermekten korkmuştu. Çünkü oğlunun babası tarafından terk edilmişti. Bu terk ediliş, Dilek'in hayatı boyunca sindiremediği tek şey olmuştu.
Kimse bilmezdi Ahu'yu üç yerinden bıçakladığını.
Kimse bilmezdi oğlunu kilerdeki dolaba kilitledikten sonra üç farklı gecede üç kez intihar etmeye çalıştığını.
Kimse bilmezdi oğlu aç kaldığı süre boyunca ağzına tek lokma koymadığını.
Dilek bilirdi haklı olmadığını. Dilek bilirdi hiçbir şeye layık olmadığını. Sevmişti ama sevememişti oğlunu. Sözleri kadar çelişkili kalbi, oğlunun kalbi gibiydi. Üzüldüğü zaman en çok sevdiklerini üzüyordu. İsterdi ama. İsterdi oğluyla uyumayı, isterdi onun mavi gözlerine her baktığında sevdiği adamı hatırlamamayı. Ona tokat atıp, ona sırtını dönen adamı görmemeyi; o iri mavi gözlerde sadece oğlunu görmeyi isterdi.
Üç lanet gece sabaha kadar bırakmıştı onu dolapta. Sadece üç lanet gece... Birincisi kendini asmaya çalıştığı ama hizmetliler tarafından kurtarılarak hastaneye kaldırıldığı gece. Oğlunun babasına bir mektup yazıp arkadaşına vermiş ve oğluna yaptıklarının cezası için kendini asmak istemişti.
Başaramamıştı.
İkincisinde kollarını kocasından yadigar kalan usturalar ile bileklerini kestiğindeydi. Oğlu gelip geceleri onu izlerdi, biliyordu. Kıvanç gelir, içeri girmeden annesini izler ardından da odasına dönerdi. Sonra Dilek kalkar, oğlunun odasına varır o uyurken ağlayarak güneş doğana kadar onu izlerdi. Oğlu kalkıp gelmesin diye onu dolaba kilitleyip bileklerindeki hayat damarlarını kestiği gece diğer oğlu görmüştü annesini kanlar içerisinde görmüştü ve evi ayağa kaldırarak onun hastaneye kaldırılmasını sağlamıştı.
Başaramamıştı.
Son denemesinde, oğlunu elinde bir şekerle sokmuştu oraya. Bu defa evde kimse yoktu. Oğlu da halasındaydı. Kendini camdan aşağı atacak ve bu işe tamamen son verecekti. Oğlunu kendi gururundan kurtarmanın başka yolu yoktu. Odasının camını açıp gecenin soğuğuna kendini bırakacağı anda kocası çıkıp gelmiş ve onu engellemişti.
Ve artık buradaydı. Bir aynanın karşısında kendi gözlerine tiksinerek bakan kırk sekiz yaşında bir kadın olarak... Cihan gelip onunla konuştuğunda kabul etmişti oğluna bir şeyleri açıklamayı. Daha doğrusu düşüneceğini söylemişti. Kendiyle yüzleşerek buna karar vermesi gerekiyordu.
Dilek kendi içinde iki ayrıldığını hissediyordu çoğu zaman. Anne ve Dilek.
"Düşünülecek bir şey yok," dedi anne. "Yıllar boyu ona tek bir şey dahi vermedin. Bütün suçu üzerine al, bırak bari babasıyla mutlu olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK •Tamamlandı•
Teen FictionBerfin, abisinin ne iş yaptığından habersiz liseyi iyi derece ile bitirmek isteyen bir öğrencidir. Bir gün abisini polislerin götürmesinin ardından abisinin gerçek işini öğrenir. Kurye. Uyuşturucu kuryesi. Abisini kurtarmak için o dünyaya girmesi ve...