3.KURYE

89.3K 4.6K 3.3K
                                    

Merhaba.
Keyifli okumalar...

Bu arada akşam Sarışın'dayız.

Bölüm 3: Kurye

Önümde bambaşka bir yol vardı. Farklıydı. Şahit olmadığım şeyler değildi. Kafamda, bu işleri yapan onlarca katil, onlarca torbacı, onlarca ahlaksız kadın vardı. Zihnimde uyanan kitap karakterleri bugün birebir şahit olacağım o şeyi zaten defalarca kez bana yaşatmışlardı ama gerçekte yaşamak hiçbir şeye benzemezdi.

Elimden geldiğince derslerimi aksatmamalıydım. Bu yüzden kafam ne kadar dağınık olursa olsun kendimi ders çalışmaya zorlamıştım bu akşam. Saat on bire geliyordu. Kıvanç, beni ne zaman götürmeyi düşünüyordu bilmiyordum. Fakat geç saatlere vuran akrep beni zora sokuyordu. Evden çıkmak istemiyordum. 

Ayağımdaki siyah pantolonun üzerine omuzları düşük bir kazak giydim. Kazağın boynumu fazlaca gösteriyor olması sorun değildi çünkü abimin hediye ettiği deri ceketi giyecektim. Saçlarımı toplarken kapının dışından gelen korna sesiyle pencereye doğru ilerledim. Kıvanç'ın arabası hemen yolun ortasında farları açık bekliyordu. Gergince yutkundum ve ayakkabılığa yürüdüm. Kendimi karman çorman hissediyordum. Siyah spor ayakkabılarımı giyip anahtarı cebime attım. Çıkana kadar Kıvanç defalarca kez kornaya basmıştı.

Sabırsız.

Arabanın kapısını açıp kendimi sıcak, parfüm kokan arabanın içine attım. Kıvanç bana kenardan bir bakış atıp vitesi ileri attı ve gaza yükledi. "Tam olarak ne yapacağız?" dedim ellerimin kanı korkudan çekilirken.

"Teslimat."

"Nasıl olacak?"

"Sen beni izleyeceksin," dedi direksiyonu sola kırarken. "Öğrenmen kolay olacaktır. Orada ayriyeten anlatacağım zaten."

Konuşmak istemediğini anlayarak sustum. Aklımda dönen onlarca soruyu sormak istiyordum ama Kıvanç'a güven olmazdı. Her an her şeyi yapabilecek kapasitede olduğu için sustum ve yolculuğun bitmesini bekledim. Daha önce bir bara gelmemiştim. Birincisi abim bacaklarımı kırardı, ikincisi buradaki insanlar beni korkutuyordu. Aynı Kıvanç'tan korktuğum gibi... Ne de olsa aynı mekanda yoğurulmuştu karakterleri.

Kıvanç arabayı kaldırımın kenarına park edip arabadan indi. Ben de kapının kolunu çekip kendimi soğuk geceye bıraktım. Yağmur hafiften atıştırıyordu. Ellerimi ceplerime soktum. Kıvanç, arabanın arkasından bir evrak çantası aldı. İçinde mal vardı tahminimce. Beni şöyle bir süzdü, kafasını iki yana salladı bıkkın bir edayla. "Bu ne hal?" dedi kıyafetlerime bakarken. Kafamı eğip giydiklerime baktım.

"Ne varmış?"

"Kızım geldiğin mekanın farkındasın değil mi? Ortama uyum sağlayacak bir şey giyecektin." Yanıma gelip çantayı kaputun üzerine bıraktı. "Çıkart ceketini."

"Üşüyorum," dedim bir adım geri gidip omuzlarımı kafama doğru çekerken.

"İçerisi sıcaktır," dedi sırıtırken. İması kıymık gibi batarken gözlerimi kaçırdım. Hayvan herif! Bana yaklaşıp ceketimin fermuarını indirdi. Ellerimi ceplerimden çıkartıp ceketimi çıkarttım. "İlk kural uyum sağlamak, bunu bu yüzden yapıyoruz. Yoksa ben de meraklı değilim seni istemediğin kişilere benzetmeye," diye hamurdandı ceketimi omzuna atarken. Kazağımın eteğine bir düğüm atıp içine büktü, göbeğimin bir kısmı açılmıştı. Omzuna attığı ceketimi, üzerime doğru eğilerek arkamdan geçirdi ve bel hizamda düğüm attı. Geri çekilip eserine baktığında ne yapacağımı bilmez halde ona bakıyordum. Kaşlarını çatarak saçlarımdaki tokayı çözerken gece karanlığında kıvam kazanan mavi gözleri gözlerimi buldu. "Oldu." Çantayı alıp beni belimden ittirerek bara doğru yürüttü.

BATAKLIK •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin