21.SİGARA

66.5K 3.9K 1.9K
                                    

Merhaba...
1370 oy ve 1000 yorum.

Rica ediyorum 'yb' ya da random atmayın yorum olarak. Teşekkürler.

Malum bölüm ismi sigara, o zaman herkes bu bölümü Müslüm Baba'yla okusun.

Keyifli okumalar...

Bölüm 21: "Sigara"

Kemikleri kırılan bir bağın sancısını göğsümün ortasında hissediyordum.

Çıkarttığım formayı spor çantasına tıkıp çantanın fermuarını çektim. Ezgi dışarıda beni bekliyordu. Çantayı omzuma takıp bileğimdeki lastiği saçlarıma dolarken soyunma odasından çıktım. Ezgi'yle birlikte okulun arka bahçesinden çıkıp üzerimdeki bakışları görmezden gelerek ilerlemeye devam ettim.

Kulağımı dolduran o korkunç dedikodular dikenli bir ip gibi boğazıma dolanıp beni boğuyordu.

Bitti artık, Kıvanç'la ayrılmışlar.

Kızı dövmüş, hastaneye kaldırmışlar.

Tecavüz etmiş zavallı kıza, kim bilir başka neler yapmıştır?

Aptal kız, herkes Kıvanç'tan kaçarken sen kimsin onun evine giriyorsun?

Dişlerimi sıkarak başımı dik tuttum. Bütün bunların acısını Kıvanç'ın göğsünden söküp almak istiyordum. Bana çektirdiği acı sadece o evin duvarları içinde sınırlı kalmamıştı. "Çantalarımız nerede?" dedim Ezgi'ye.

"Cengiz'e vermiştim," dedi. "Kötü haber... Cengiz şu an Kıvanç'ın yanına," diye mırıldandı.

"Git al şu çantaları," dedim dişlerimin arasından.

"Ya taşıyamam ben onları!" dedi Ezgi. "Montun falan da var." Dişlerimi sıkarak gözlerimi devirdim. Aynı anda onların oturduğu çardağa doğru yürüdük. Üzerime saplanan bakışlara bir yenisi daha eklendi. Bütün gözler çekilse, onun gözleri üzerimde durdukça sanki herkes bana bakıyormuş gibi baskı hissetmeye devam edecektim.

Kısa saçları geçen birkaç gün içerisinde hiçbir değişikliğe uğramamıştı. Kaşları çatık, gözleri keskindi. Üzerinde yırtıkları olan uçuk mavi, boz bir tişört vardı. Deri ceketi çardaktaki masanın üzerinde duruyordu. Üşümüyor muydu?

Gözlerinin altındaki halkalar bir ton açılmıştı ama varlığını hala koruyordu. Kıstığı gözleri bütün bedenimi ezberlercesine bakarken onun bakışlarına karşılık vermedim. Çardağın yanında durduğumuzda hiçbir şey söylemeden montumu alıp üzerime giydim. "Siz nereye?" dedi Cengiz.

"Antrenman bitti," dedi Ezgi. "Bana geçiyoruz, çok yorulduk. Gidip biraz takılacağız."

"Berfin sen Ezgi'de mi kalacaksın?" Cengiz'e baktım. Başımı iki yana salladım.

"Hayır." Montumun fermuarını çektim.

"Gideceğin zaman beni ara. Seni ben götüreyim." Uzanıp okul çantamı aldım, sırtıma taktım.

"Gerek yok abi. Ben kendim giderim. Sağ ol." Spor çantamı da sağ omzuma takıp okul çıkışına doğru yürümeye başladım. Ezgi'nin bu uyuşuk halleri beni deli ediyordu. Ellerimi ceplerime sokup ağır adımlarla ilerlemeye devam ederken Ezgi koştur koştur yanıma geldi.

BATAKLIK •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin