Size Zülal'i ve Ata'yı getirdim. Bölümü yazarken gerçekten çok zorlandığımı itiraf etmeliydim. Özellikle de Ata'ya dair her kelimeyi yazarken, sanki gözümün içine beni neden öldürdün der gibi baktı. Çok zorlandım ama Zülal'in bu mutluluğu ve heyecanı yaşaması için değer gibiydi.
Bölüm şarkısı 'Şanıma İnanma' Bu şarkı benim için Zülal'in şarkısı. Ne zaman ve nerede dinlesem aklıma daha müzik girdiği an Zülal geliyordu. Dinlediğinizde beni çok iyi anlayacaksınız.
Bölüm Zülal'in ağzından.
Sınır: 700 oy ve 1000 yorum.
Sınır geçilirse bölüm yarın gelecek.
💙🖤Keyifli okumalar...
BATAKLIK – ÖZEL BÖLÜM 2
DENİZ VE ZÜMRÜT
Her şeyin başlangıcında serseri bir adam ve çapkın bir kadın vardı.
Kadının kalbi, adamın aklı çocuktu ve nereden baksan aşkın ve sevginin tadını daha önce aldıklarına inanan iki farklı kişilerdi. Nereden baksan onlar birbirilerinin aşkından yanan iki aynı kişiydi. Nereden baksan onlar birbirine ölen, biri toprağın altına diğeri de acının altına gömülen iki kişilerdi.
Gözlerimi aynadaki aksimde dolaştırırken gözlerimin üstünde bir havai fişek patlamış gibi görünen pembe fara baktım. Bu kadar havai bir renk tercihim değildi ancak bedenimi saran kalın kemerli tulumun rengi annem tarafından seçilmişti ve onun sitemlerinden kurtulmak için bir kez de olsa bu elbiseyi giymeliydim. Rimeli kirpiklerimden son kez geçirdikten sonra ayağa kalktım.
"Zülal!" Annem gerdanını süsleyen, babam tarafından geçen sene yıl dönümlerinde hediye ettiği gerdanlığı takarken odama girdi. "Tatlım hadi, geç kalıyoruz!"
Masanın üzerinden saatimi alarak bileğime geçirdim ve tokasını kapatırken topuklu ayakkabılarımı ayaklarıma geçirdim. "Şermin'in doğum günü var," dedim boy aynasında kendimi baştan sona süzerken. "Saçlarımı toplamasam daha mı iyi olur acaba?" Annem yüzümde dolanan gözlerini saçlarıma çevirdi.
"Hayır tatlım, çok hoşsun." Gülümseyerek yanıma yaklaştı ve benden kısa kaldığı için yavaşça bana doğru sokuldu. İşte tam şu an bir şey isteyeceğini anlamıştım. Gözlerim şüpheyle kısılırken isteyeceği şeyi beklemeye başladım. "Zülal..." diye mırıldandı. Eli tulumun V şeklinde olan dekoltesini düzeltiyordu. "Nalan'la konuştum bugün." Nalan'ın, annemin beni evlendirmeye çalışan arkadaşı olduğunu bildiğimden gözlerimi devirerek ondan uzaklaştım. "Ah, bir dinlesene beni!"
"Ay anne, yeter artık!" Çantanın içine ihtiyacım olursa diye rujumu attım. "Evlenmeyeceğim dedim!"
"Ama Nalan'ın oğlu seni çok beğeniyormuş! Hem de sen yirmi dört yaşına geldin tatlım! Daha ne kadar ısrar edeceksin evlenmeyeceğim diye! Ben torun istiyorum!" Odamdan çıkıp annemin beni takip eden ısrar dolu adımlarına aldırmadan merdivenleri inmeye başladım. Bu tartışmayı kaçıncı yapışımız olduğu hatırlamıyordum bile. "Bak çocuk yakışıklı, tahsilli! Babasından bağımsız bir şirketi bile var!"
"Anne! Rica edeceğim, yeter artık!"
"Yine ne oluyor?" dedi babam mavili siyahlı kravatını düzeltirken. Ona doğru yaklaşıp bu işi elinden aldım. Babam asla kravatını bağlayamazdı. Sürekli kravatlarıyla cebelleşirdi, onu ya annem ya da ben kurtarırdık. Babam keyifle kravatını düzeltme işini bana bırakırken ona nazım geçtiğini bildiğim için yavru köpek bakışlarımı onun gözlerine diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK •Tamamlandı•
Ficção AdolescenteBerfin, abisinin ne iş yaptığından habersiz liseyi iyi derece ile bitirmek isteyen bir öğrencidir. Bir gün abisini polislerin götürmesinin ardından abisinin gerçek işini öğrenir. Kurye. Uyuşturucu kuryesi. Abisini kurtarmak için o dünyaya girmesi ve...