Merhaba.
Gösterdiğiniz muhteşem performansa teşekkür ederim ☺️Hemen yeni bölümü bırakıp kaçıyorum.
Sınır yine 1000 oy ve 1000 yorum.
Keyifli okumalar...
💙🖤Bölüm 60: "Matem"
Matemin rengi mavi, matemin rengi siyahtı. Saat yirmi sekizi vurduğunda mavi kanayarak siyahın üzerine aktı.
Sabah güneşi birbirine karışan iki rengin, iki ruhun yatağına doğduğunda belki de onun göğsünde acısız ve sancısız geçirdiğim son uykunun tadını çıkarttım. Usulca aralanan kirpiklerimin arasından irislerime akın eden ışık uykumu tamamen dağıtmıştı. Oldukça yavaş bir ritimle açıp kapattığım gözlerim cam duvarlarda geziniyordu.
Biraz sonra belimdeki kollarının kımıldanmasından onun da uyandığını anladım ama hiç kımıldamadan gökyüzünü izlemeye devam ettim. Bir süre daha bu şekilde uzanmak istiyordum. Üzerimizdeki örtüyü atıp da geceden kalma renklerden arınmak için banyoya girdiğimizde bütün sorunların üzerimize akın edeceği hissi batıl bir inanç gibi sarıyordu içimi.
Onunla seviştikten sonra bu şekilde, karışmış renkler gibi yatağın içinde uzanmayı seviyordum. Ruhumu besleyen bir terapi gibiydi. Parmakları saçlarımın arasında görünmez yollar çizerken başımı geriye atarak onun gözlerine baktım. Mavi benim adımdı ama aslında mavi oydu. "Günaydın," dedim uyku mahmuru bir sesle. Alnını alnıma yaslayarak gözlerini yumdu ve mırıldandı: "Günaydın." Beni biraz daha kendine çekerek sarıldığında sıcağa rağmen onun kolları arasına kaybolmayı reddetmedim.
Onun mahmurluğu dağılana kadar ikimiz de sessiz kaldık. Belimde beklemekte olan eli omurgamın bittiği yere bir sonsuzluk işareti çiziyordu. Ardı arkasına tekrarlanan işaret hayalimde canlanırken gözlerimi kapatarak bekledim. Söylemeliydim ama böylesine güzel bir andan sonra dilime düşmezdi kanser.
Belki bir daha hiç böyle olamayacaktık. Beni doya doya hiç öpemeyecekti, ilaçlarla zayıflayan bedenim onun asi dokunuşlarına hiç dayanamayacaktı; asla lacivert olamayacaktık bir daha. Olasılıklar kafamın içinden gezip duruyordu. Ben, çekeceğim acıdan çok ona vereceğim acıyı düşünmeye devam eden bir kadın olarak kalacaktım hep.
Hiçbir şey söylemeden onu öptüğüm de her zaman dilsiz kelimelerimin anlamlarını az ya da çok anlayan birisi olarak bana istediğim karşılığı verdi. "Senin bir karın ağrın var ama dur bakalım," diye mırıldandı dudaklarını dudaklarımdan kopardığın da. "Yakında çıkar ortaya." Gözlerimi bir hırsız gibi kaçırarak onun göğsündeki dövmelere sabitledim ve sessiz kaldım. Bu karın ağrısı değil, ruh sancısıydı. "Duş alacağım, sonra da kahvaltı için dışarı çıkalım." Başımı sallayarak onu onayladım ve istemeyerek de olsa kollarımı bollaştırarak onun gitmesine izin verdim.
Üşüyen omuzlarıma ince örtüyü çekerek anadan doğma halde yatakta uzanırken abim aklımın bir köşesinden sarktı. Ben kimseyi mutlu edemiyor muydum? Abim hapisten yeni çıkmıştı ve daha yeni gülmeye başlamışken onun boğazında bir yumru gibi kalacaktı bu haber. Kıvanç ile artık bir düzen oturtmuşken bir bomba gibi dağıtacaktı her şeyi bu haber.
Neden hep yük oluyordum?
Kafamın içindeki esrarlı düşünceler arasında biraz kaybolduktan sonra Kıvanç'ın banyodan çıktığını duydum. Çok geçmeden ben de banyoya girdiğimde el alışkanlığı olarak kapıyı kilitledim ama kilidi açmaya elim varmadı ve kendimi hiçbir şey olmayacağına inandırarak üstümdeki tek parça şeyi, sadece banyo yolunda üzerime geçirdiğim tişörtü çıkarttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK •Tamamlandı•
Teen FictionBerfin, abisinin ne iş yaptığından habersiz liseyi iyi derece ile bitirmek isteyen bir öğrencidir. Bir gün abisini polislerin götürmesinin ardından abisinin gerçek işini öğrenir. Kurye. Uyuşturucu kuryesi. Abisini kurtarmak için o dünyaya girmesi ve...