Merhaba💙
1300 oy ve 1000 yorum.
Keyifli okumalar...Bölüm 26: "Yalan"
Duygu durumum, hırçın bir deniz kadar çalkalantılıydı. Kendime dair keşfettiğim bazı duygular ve gerçekler beni iyi yönden etkilememişti. Aşık olduğum adamın duygularla işi yoktu, aşka inanmayan bir adam benim hissettiklerime de inanır mıydı?
Elimi alnıma atıp ağır ağır ovdum. Başım ağrıyordu. Dün gecenin ardından, sabah güneşi üstümüze düşmüş ve utancımı aydınlatmıştı. Kıvanç'ın bırak gözlerine bakmayı, koluna bacağına, herhangi bir uzvuna dahi bakamıyordum. Üstelik iç sesim bana karşı asla benimki gibi duygular beslemeyecek bir adama aşık olduğumu söyleyip duruyordu. Onun ağzına kürekle vurmak istiyordum.
Makinenin kapağını kapatıp içeri yürüdüm. Ezgi, Cengiz ve Bade buradaydı. Kahvaltıyı birlikte yapmıştık. Onlara kahve içip içmeyeceklerini soracaktım. Kapının önüne geldiğimde, "Ne demek aşka inanmıyorum ya?" dedi Bade. Hemen bir adım geri gittim. Bu açıdan beni görmeleri imkansız bile duyulabilirdi. "Kıvanç, ciddi olamazsın."
"Niye ciddi olmayacakmışım?" Sehpanın üzerindeki sigara paketine uzandı. Ayağındaki siyah eşofman dün gece de ayağındaydı. Gece çıkarttığım tişörtü de üzerine giymişti. "Ben bana aşık olduğunu söylediği için kaç kızdan ayrıldım haberin var mı?" Dünkü bakışlarının sebebi bu muydu? Şarkıdaki adama aşık olduğunu söyleyen kadının ben olup olmadığımı mı ölçmeye çalışıyordu? Yani ona aşık olduğumu söylesem beni de mi bırakacaktı? Bu kadar aptal ve aşık olduğum için kendime küfürler dizdim.
O haklıydı.
Kim onun gibi birine aşık olacak kadar aptal ve kör olabilirdi ki?
"Neden?" dedi Ezgi.
"Neden mi? Aşk, alınganlığı ve duygusallığı, beklentiyi getirir. Ben daha kendi beklentilerimi karşılayamıyorum, başkalarının beklentileri karşılamak benim işim mi?" Kırıkları irislerimden belli olan umutla onu izlerken o beni fark etmeden rahat bir edayla sigarayı dudakları arasına yerleştirip çakmakla tutuşturdu. "Üstelik ben aşka inanmıyorum. Cidden var mı hala aşka inanan?"
"Ben inanıyorum," dedi Ezgi. "Neden inanmayayım ki? Üstelik aşk beklenti karşılamak falan da değildir."
"Tam da öyledir." Kafasını arkaya atıp sigara dumanını üfledi. "Sevgi bir yere kadar ama aşk, boş iş."
"Ne yani?" dedi Bade. "Şimdi Berfin seni seviyor olsa, ne yapacaksın? Bırakacak mısın onu?"
"Ne alaka?" Eğilip küllüğe uzayan külü çırptı. "Ben de ona değer veriyorum, aşkla aynı şey değil."
"Ya Berfin aşka inanıyorsa ve sana aşıksa?" dedi bu defa Cengiz. "O zaman da benden uzak dur bacım, mı diyeceksin?" Bir an Cengiz'in söylediğine gülmek istedim ama o kadar gergin ve hüzünlü hissediyordum ki, gülemedim. Bok vardı aşık oldun bu herife!
"Biz Berfin'le bunları en başında konuştuk," dedi Kıvanç rahat rahat. O günü hatırlıyordum, balkonda anlatmıştı. "Berfin'in benden böyle bir beklentisi olamaz. O da çok iyi biliyor benim ne düşündüğümü. Berfin'e de söyledim, bu aptalca ve o bu kadar aptal değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK •Tamamlandı•
Teen FictionBerfin, abisinin ne iş yaptığından habersiz liseyi iyi derece ile bitirmek isteyen bir öğrencidir. Bir gün abisini polislerin götürmesinin ardından abisinin gerçek işini öğrenir. Kurye. Uyuşturucu kuryesi. Abisini kurtarmak için o dünyaya girmesi ve...