32."DEĞİLSİN"

68K 3.4K 2.8K
                                    

Hepiniz yeni bölüme hoşgeldiniz!
Sabah başlayıp bu saate anca bitirdim. Beğeneceğinizi umuyorum.
Geçen bölüm ne yaptınız öyle ya?
Sizi nasıl seveyim ben, yanımda olsanız döverek ya da ısırarak severdim ama şu koşulda mümkün görünmüyor.

- 1morkalem
- perilimsi148
- tugcesudeyildiz2005
- zcvzcv221

Bu takım en az yazarları kadar manyak olduklarını göstermiş oldular.
Sizi çok seviyorum, diğer okurlarımı da seviyorum tabi ki ama o manyak yorumları göreydiniz, ve benim gibi gülmekten yataktan düşecek seviyeye gelseydiniz anlardınız.
Bu bölüm size yavrular💜🖤
Keyifli okumalar.

Sınır 1400oy ve 1500 yorum.
💙🖤

Bölüm 32: "Değilsin"

Birbiri peşine düşen dakikaların, birbiri peşine düşen yolların ardından zihnimin ve benliğimi alışkın olduğu pis kokulu bir sokaktaydı. Bu tip kirli sokaklara öylesine alışmıştım ki ruhumun beyaz elbisesinin etekleri kir içinde kalmıştı. Şimdi, oturduğumuz bu mekanın içinde, üzerimize iğne gibi saplanıp duran umut dolu kaçamak bakışlar altındaydık. Karşımda duran mavi gözlü canavar sakin bir tavırla bir şeyler içiyordu, ben de elim çenemde onu izliyordum.

Elimin altında çevirdiğim vişne suyuna bakındım. Ne olacağını bilmiyordum, sadece o nereye çekerse ben oradaydım. Beni çektiği yerlerde olmanın sakıncasını görmüyordum. Ona duyduğum bu dipsiz güven içinde, bir annenin bebeğini kundaklaması gibi kundaklıyordu sıcaklığı. Elimdeki içecekten bir yudum daha alıp etrafa bakınmak için başımı kaldırdığında üzerimdeki gözler hemen başka yönler seçti kendine.

L biçimindeki bar tezgahının kısa tarafından çıkan adamın bize yöneldiğini gördüm. Kel, kafasında dövmesi olan otuzlu yaşlarında, kilolu bir adamdı. Uzun da sayılabilirdi. Sert adımlarla bizim oturduğumuz locanın yanına geldi ve ikimizi birden süzdü. Kıvanç elindeki bardaktan gözlerini ayırmıyordu. Bakışları umursamaz ve biraz da tehlikeliydi. Sanırım böyle bir gücüm olsa dahi şu an aklından geçenleri okumak istemezdim.

"Kimleri görüyorum?" dedi adam. "Bataklık'tan azıttıkları piç, buralara gelmiş." Kıvanç dişlerini göstererek güldü. Onun tepsini fark etmeden önce elimdeki bardağı sertçe masaya vurmuştum. İçimden geçen bu bardağı onun kafasına çarpmaktı ama şu an için bunu yapamazdım. Kıvanç, tehlikeli ve sinsi gülüşünü bardaktan ayırmadan oturmaya devam etti. Bu adamın ona, bizim bildiğimiz anlamda, piç demediğini biliyorduk ama bu söze alerjim vardı artık.

"Sana biraz şeref vereyim diye geldim." Arkasına yaslandı Kıvanç. Memnuniyetsiz bir ifadeyle adamı süzdü. "Ama görüyorum ki ağzına kadar pezevenklikle dolusun. Alacak gibi değilsin." Adam sinirle masadaki içki şişesine vurdu, şişe biraz ileriye uçup yere çakıldığında parçalanma sesiyle herkes bize döndü. İlk defa Kıvanç kadar umursamaz hissettiğimi fark ettim.

"Seni çiğ çiğ yerim." Adam ellerini masaya koyarak eğildi.

"Boğazında kalırım," dedi Kıvanç ona alayla bakmayı sürdürürken.

BATAKLIK •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin