Bölüm 2.31

403 51 13
                                    

Bazen gerçekle yüzleşmemek için kendinden kaçarsın...
****

Sometimes it's hard to face reality...

*****

Toprak önündeki kağıt tomarı içinde az önce aldığı notu arıyordu. Bu değil, bu da değil, bu hiç değil... Kitapları kenara itti, defterleri karıştırdı, yazılı sayfaları baştan gözden geçirdi. Zar zor bulduğu motivasyonunun her saniye ellerinden kayıp gittiğini hissediyordu. Oflayıp bir an için gözlerini kapadı. Dışarıda bambaşka bir hayat akıp gidiyordu onsuz. Güneş pırıl pırıldı, hava limonata gibiydi, bahar rüzgarları çiçek kokularını taşıyordu okul bahçesine. Toprak'sa kendini kütüphaneye kapatmış, yarınki sınava hazırlanmaya çalışıyordu.

Hepsi tamamdı da, Cemre'nin o güzel gülüşüne nasıl karşı koymuştu, nasıl onu çağıran çilek aromasına direnip yine de kendinde bu çalışma azmini bulmuştu bilmiyordu Toprak. Muhtemelen bu hırsın evde onun başarısız olmasını bekleyen babasıyla bir ilgisi vardı. Ya da her daim pişman olacağını hatırlatan abisiyle... Bir de belki, sınava girmek kadar sıradan bir sorunla kafasını meşgul etmek istemişti. Nasılsa dışarıda onu bekleyen asıl problemler hiçbir yere gitmiyordu. Oflayıp biraz daha kağıtları karıştırdı Toprak. Tam aradığı notun yere düştüğünü fark ettiği sırada kapının açıldığını görmüştü. Ve aralıktan bir peri kızı gülümseyip o ana kadar kendine söylediği tüm yalanları çürüttü.

Ah Çilek...

Kıza bakarken gülümsemekten kendini alamadı Toprak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıza bakarken gülümsemekten kendini alamadı Toprak. Sanki yarım saat önce onu görmemiş gibi yeniden hasretle dolmuştu kalbi. Selen'le çatıda yaşadığı talihsiz olaydan sonra neyse ki kendini hızlı toparlamıştı Cemre. Aradan geçen günlerde ne Cenk'in ne de kardeşinin okula gelmemiş olması olayı atlatması için güzel bir hediye gibiydi. Başlarındaki Levent belasına rağmen yanakları yeniden al al, yüzü ışıl ışıldı bugün Cemre'nin.

"Bu odayı kullanan ilk ve tek insan sensin biliyorsun değil mi?" dedi ardından kapadığı kapıya yaslanıp. Dudaklarındaki muzip neşe gözlerinde de parlıyordu.

Toprak anında kaptırdı kendini onun haylazlığına, küçükken ağaca tırmanmak için onunla inatlaşan o afacan oğlana döndü bir anda. "Aslında..." dedi. "O kadar da tek sayılmam. Baya talep oldu kütüphaneye sen aşağı indikten sonra. İki saniye yalnız bırakmadılar diyebilirim."

Toprak o bildik hırçınlığın Cemre'nin ifadesine yerleşmesini izledi keyifle. Hemen aralarındaki boşluğu kapatıp karşısına oturuvermişti kız. "Buraya senden başka çalışmaya gelen mi oldu?" dedi şüpheyle.

Şu çaktırmamaya çalıştığı kıskançlığıyla öyle tatlıydı ki, oyunu sonsuza dek uzatıp onu delirtebileceği halde başını iki yana salladı Toprak. "Gelselerdi de kovalardım zaten. Senin olmadığın bir ortamda, benimle yalnız kalmaya biri cüret edecek ve ben izin vereceğim... Haşa!"

BAHAR UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin