Bölüm 1.13

872 89 31
                                    


Do you only wanna dance?

*******

Toprak barda oturan Kerem'in yanına çöküp gözlerini içki rafında anlamsız bir noktaya dikmişti. Karman çorman olmuş duygularını nasıl dile getireceğini bilmediğinden konuşmuyordu. Öfkeli miydi? Kesinlikle. Cemre'yi sarsıp kendine getirmek istiyor muydu? Yüzde yüz. O halde duyduğu şefkat, gösterdiği anlayış nedendi? Niye alttan alıyordu bağırıp çağırmak varken? Üzüldüğü, acıdığı için mi kızın sözlerini yutuyordu her defasında?

"Hala burada kalmak istediğine emin misin?" dedi Kerem düşüncelerini bölerek. Bıkkınlıkla önündeki kola bardağıyla oynarken gitmek için duyduğu istek tüm hareketlerine yansımıştı.

"Evet." dedi Toprak. "Kızın biri saçma sapan davrandı diye dediğini yapacak değilim. Burada olmak istiyorum, o yüzden de bir yere gitmiyorum."

Kerem omuz silkti. "Duru'lar gelince bir daha konuşalım bu kararını bence."

Toprak onun neyi ima ettiğini biliyordu. Duru da arkadaşları da gösterişli mekanlarda takılan süs bebekleriydi ve Alper Abi'nin barını hor görmeleri şaşırtıcı değildi. Öyle görünüyordu ki Kerem de onlarla takılmaktan nasibini almış, Cemre'nin nefretini kazanmayı başarmıştı. Az sonra kızlar Mert'le birlikte geldiklerinde ortalığın karışacağına şüphe yoktu. Yine de...

"Ben kalıyorum Kerem." dedi Toprak kendinden emin bir edayla. "Burada olmayı seviyorum. Alper Abi'yi seviyorum. Özlediğim ne varsa hepsini hatırlatıyor bu mekan bana. Yeniden çocukluğuma dönüyorum. Umursamazca eğlendiğimiz anları yaşıyorum bu eski masalara her oturduğumda. Durular kalmak istemiyorlarsa giderler. Bize tahammül edemeyen birileri varsa onlar da gider."

Belli ki Kerem böyle derin bir açıklama beklemiyordu. Dikkatle Toprak'ı incelerken önce yüzüne samimi bir tebessüm yerleşti, sonra da "Tamam." dedi. "Kalalım madem. Senin gelmenin şerefine geçmişe dönelim birlikte."

Toprak arkadaşının omzuna vurup gülüşüne karşılık vermeye çalıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Toprak arkadaşının omzuna vurup gülüşüne karşılık vermeye çalıştı. Belli etmek istemiyordu, ama hala öfkeliydi. Omzunun üzerinden denize yakın masalardan birinde oturan Cemre'ye baktı. Ne dediğini tam duymasa da el kol hareketlerinden kızın da sinirini atamadığı anlaşılıyordu. Bir an için göz göze geldiklerinde Cemre'nin yüzü iyice kızarmış, gözleri kısılmıştı. Tavırlarına bakılırsa Toprak'tan nefret ettiğine şüphe yoktu. Ama neden? Bu kadar sinirlenmesinin nedeni neydi? Hem de ona yardım eden birine karşı?

"Cemre niye çıkıştı sana öyle?" dedi Kerem onun nereye baktığını görünce.

Toprak olanlardan kimseye söz etmemişti. Yangını tek bir kişiye söylediği anda kızın başının derde gireceğini bildiğinden özellikle susmuştu. Önceki gece olanları ise henüz kendi bile anlamamışken kime nasıl anlatacağını bilmiyordu. Daha önce böyle bir şey ne görmüş ne de yaşamıştı. Cemre'nin halini unutamıyordu. Kızın inlemeleri kulaklarından, göz yaşlarıyla kaplanmış suratı gözlerinin önünden gitmiyordu bir türlü.

BAHAR UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin