Bölüm 2.26

446 52 4
                                    

Sana bakarken, sana dokunurken, sen tam karşımda dururken, nasıl oluyor da seni daha çok görmek, daha çok hissetmek, daha çok seninle olmak istiyorum?

*****

I think I want you more than want
I know I need you more than need
I want to hold you more than hold
When you stood in front of me

*****

"Ve işte beklenen insan. Yetiş Toprak, kurtar beni şunlardan. Başım şişti bir saattir. Kovuyorum gitmiyorlar da."

Toprak onun mekana girdiğini ilk fark eden Alper abiye gülümsedi. Adamın sözleriyle barda limonatalarını yudumlayan arkadaşları anında ona dönmüşlerdi.

"Şükür!" dedi Kerem ellerini gökyüzüne açıp. "Sonunda aklı başında bir insan. Gel abicim. Sahiden yetiş. Kurtar hepimizi."

"Hayırdır?" dedi Toprak gülerek Alper abiye bakıp. Ama onun cevap vermesine izin vermemişti Kerem. Toprak taburelerden birine çöktüğü an ona doğru uzattı işaret parmağını.

"Allah aşkına şu geri zekalıya doğru yolu göster abi. Yine tuttu Duru damarı. Tutturdu arayacağım diye. Anlatamıyorum. Kız seni terk etmiş, koymuş kıçına tekmeyi, kim bilir kimin yanında şimdi... Baksana sen de önüne."

"Aslına bakarsan yarım saat önce teraslarında dedesinin dibinde oturuyordu." dedi Toprak. "Bizimle pek muhabbete etmedi gerçi ama... evdeydi yani."

Mert'in umut dolu suratı anında ona çevrilmişti. Arkadaşı bir köpek yavrusu gibi ona bakarken gülüşüne engel olamadı Toprak.

Aradığı desteği bulamayan Kerem sinirle üfledi. "Biz de bu adama güveniyoruz gelsin de arkadaşımızın aklını toplasın diye. Kendi aklı başında mı ki..."

Toprak sırıtışına engel olamadı. Alper abiyle göz göze geldiklerinde onun aklından geçen pisliği anlamıştı. "A... Ece mi o?" dedi adam gözlerini kısıp. Hemen onun oyununa uydu Toprak. "Evet Ece valla." dedi arkasını dönüp.

Kerem anında tuzağa düşmüştü elbette. "Hani nerede?" dedi tabureden neredeyse düşerek. İki saniye sonra etrafındaki herkes kahkaha atmaya başlayana kadar şapşal bir aşık gibi kızı aramıştı gözleri.

Elindeki havluyu onun suratına fırlattı Alper abi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elindeki havluyu onun suratına fırlattı Alper abi. "Başkalarının kalplerine laf edene kadar kendininkine söz geçir sen önce şapşal çocuk." dedi gülerek. "Sal bu oğlanı da yaşasın ne istiyorsa doya doya. Şimdi denemezse sonra daha çok pişman olur bak."

Geçmişte sevdiği kadını kaybettiği için pişman olan bir adamın tavsiyeleriydi bunlar. Alper abiyle Ayça Hanım arasında olanları hiçbir zaman tam öğrenememişti Toprak. Ama o an adamın dudaklarında dolanan hüzünlü tebessümün kadınla ilgili olduğuna neredeyse emindi. Elbette kendi derdiyle meşgul olan Mert yakalayamamıştı bu derin duyguları. Gözleri aldığı gazla yeniden parladı. "Demi ama Alper abi!" dedi umutla. "Sonra pişman olsam daha mı iyi? O zaman ben mesaj atıyorum. Atayım değil mi? Atıyorum bakın."

BAHAR UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin