Bölüm 1.50

574 61 14
                                    

So much on my mind, I think I think too much

Read between these lines, unspoken weight of words

But time comes to rest when you are by my side, it blurs...

.............

Toprak uyuyamıyordu. Kalbini yoran onca his, aklını meşgul eden sayısız düşünce varken bundan böyle rahat bir gece geçiremeyeceğini kabullenmişti. Saat beşe doğru sinirle üzerindeki örtüyü savurup kendini yollara attı ve kan ter içinde kalana kadar koştu. Serin gece yanmak üzere olan beynini bir nebze rahatlatmış olsa da enerji patlaması yaşayan bedenini zapt edemiyordu. Okula Cemre'yle birlikte gitmek için sözleşmemiş olsalar bisikletine atlayıp sahile sürebilirdi. Onun yerine erken olmasına rağmen hazırlanıp yan zeytinliğin önüne gelmiş, ağaçların arasında bulduğu bir köşede beklemeye başlamıştı.

Cemre evden çıkıp onu gördüğünde bu şekilde bakmamış olsa Toprak verdiği karardan pişman olabilirdi, ama kızın gözlerinde gördüğü ışık ona devam etme gücü veriyordu. Evde bulduğu eski bir telefonu kullanmaya başladığından ruhunu zehirleyen mesajları tekrar tekrar okuma lanetinden kurtulmuştu. Ah bir de aklından silebilseydi Selen'i... Kızın ne diyeceğini merak etmekten kendini alamayan kalbine söz geçirebilseydi... Sana ihtiyacım var derken Toprak'a nasıl bir zarar verdiğini biliyor muydu acaba Selen?  Muhtemelen yol açtığı enkazdan haberi bile yoktu.

Toprak nasıl bir yanıyla Cemre'ye çekilirken diğer yanının geçmişe takılı kaldığını anlayamıyordu. Kontrol edebilse kanser olan uzuvlarını kesip atar, tüm yüklerini ardında bırakıp onu gerçekten mutlu eden tek insana doğru koşardı. Cemre yanında pedal çevirirken onu izliyor, kızın rüzgarda uçuşan saçlarında huzuru buluyordu. Onun sesi, onun gözleri yeni yaşam sevinci olmuştu. Hala okula mesafe varken kızı durdurup öpmesi gerçekten Cemre'ye karşı duyduğu arzudandı. Onsuz kalmak istemiyordu Toprak. Ayrı geçen dakikalarda delice özlüyordu Cemre'yi. Kimseyi merak etmediği kadar onu merak ediyordu yastığa başını koyduğunda.

 Kimseyi merak etmediği kadar onu merak ediyordu yastığa başını koyduğunda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ama...

Yanlış düşünceler hala koca bir ama olarak Toprak'ın zihninin arka planında duruyor, sinsi bir afet gibi her yeri yakıp yıkacağı anı bekliyordu. Neyse ki Kerem ve Duru'sundan ayrıldığı için artık onlarla takılan Mert yanındaydı. Gün içinde Toprak'ın kafasını dağıtması için iki çocuk da ellerinden geleni yapıyorlardı. Toprak'ın ve Cemre'nin aynı anda ortadan kaybolmalarından sonra zaten ikisinin arsında bir şeyler olduğunu tahmin etmiş, olanları kabaca Toprak'tan dinledikten sonra arkadaşları için aşırı mutlu olmuşlardı.

Kerem bu yeni aşkın Selen'den gelen saçma mesajları ve zararlı anıları silip götüreceğine emindi. "Madem bir bok yedin arkasında duracaksın!" demişti Toprak Cemre'yle yaptıkları konuşmayı anlattığında. O kadar haklıydı ki. Toprak Cemre'ye kız arkadaşım demişti bir kez. Onun elini tutmuş, öpmüş, hayatına kimseyi sokmayan Cemre'nin kalbine sinsice sızıvermişti. Geri adım atmak için de kararsız olmak için de fazlasıyla geçti. Tüm okul Cumartesi günkü partiye hazırlanırken o da şüphelerini bir kenara bırakıp Cemre'yle geçireceği geceye odaklanmalıydı.

BAHAR UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin