Bölüm 1.22

724 67 6
                                    

O zaman dans :)))

******

I've got a thing about you
And I don't really know what to do

******

Toprak farkında değildi, ama yumruklarını sıkıyordu. Konunun nereye gideceğini bildiğinden daha Burak'ı gördüğü ilk an oradan uzaklaşmak istemişti. Öyle görünüyordu ki Burak sinirini tamamen atmadan hiçbir yere gitmesine izin vermeyecekti.

"Beni bu numaralarla kandıramazsın." diye çıkıştı Toprak bir kez daha kaza günü rastlantı eseri oradan geçtiğini söylediğinde.

"Burak kendine gel." diye araya girdi Cemre. "İnsanlar bir şey oldu zannedecek."

"Zannetsin!" diye bağırdı Burak. Öfkesi bu kez Cemre'ye yönelmişti. "Daha iki gün önce sen bu çocuğu kovalamıyor muydun Cemre? Ne değişti de kahramanınız oldu şimdi? Ne yapmıştı sana en başta o kadar kızdıracak? Şimdi niye onu bana karşı savunuyorsun? Konuş Cemre!"

Burak kesinlikle delirmiş gibi davranıyordu. "Sakin ol Burak, ne yapıyorsun?" dedi Leylim korkuyla. Yerinden kalkabilse Cemre'nin önüne kendini siper edecek gibiydi. Toprak daha fazla bu işe bulaşmamalı, mümkünse bir an önce yanlarından uzaklaşmalı, hatta partiyi terk etmeliydi. Ama Burak'ın öfkeyle Cemre'nin üzerine yürüdüğünü görünce kendini tutamadı ve "Hey!" dedi onu kolundan çekip. "Derdini benimle hallet."

İşte bu Burak için bardağı taşıran son damla olmuştu. Öfkeyle arkasını dönerken yumruğu savrulmaya hazırdı. Muhtemelen Toprak'ın sağ gözünün altında haftalarca kalacak mor bir lekenin sorumlusu olacaktı. Tabi tam o anda Can çıkagelmeseydi.

 Tabi tam o anda Can çıkagelmeseydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayırdır?" dedi Can şaşkın şaşkın. "Neden toplandınız?"

Toprak tüm dikkatini Burak'a verdiğinden fark etmemişti, ama onlar didişirken etraflarında minik bir kalabalık oluşmuştu. Tanıdığı tanımadığı insanlar aç gözlerle Burak'la aralarındaki laf dalaşının gerçek bir şova dönüşmesini bekliyorlardı. Kerem ve Mert de gerginliği fark edip yanlarına gelmiş, hemen arkasında lazım olursa müdahale etmek için bekliyorlardı.

Toprak istese Burak'ı anında yere serebilirdi, ama bu anlamsız kavganın geceyi mahvetmesini istemiyordu. Cemre de onunla aynı şekilde düşünüyor olacak öne atılıp Can'ın koluna girdi ve abisinin dikkatini kendi üzerine çekmeyi başardı.

"Öyle havadan sudan muhabbet ediyoruz." dedi kesinlikle doğal olmayan bir gülüşle. "Ben de tam senin yanına geliyordum. Dedemler gelmiş. Gidip onları karşılamamız lazım."

Abisi ona inanmadıysa da uzatmak istememiş gibiydi. Cemre Can'ın kolunda uzaklaşırken son bir kez Burak'a sonra da Toprak'a baktı. Ateş saçan gözlerindeki mesaj açıktı: Uslu durun! Yoksa size yapacağımı bilirim!

"Bu iş daha bitmedi." dedi Burak arkasını dönmeden önce. "Elbet gerçeği öğreneceğim!"

Kerem "Şimdi bitir o işi!" diye diklendiyse de Toprak onu durdurmuştu. Zaten Burak da doğru bir zaman olmadığını kabullenmiş olacak etraflarını saran kalabalığın arasından omuz atarak kendine yol yapıp gözden kayboldu.

BAHAR UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin