Bölüm 2.2

492 55 6
                                    

Günün sonunda sen yağmuru beklerken ben fırtınayı kovalıyordum...

*****

Cause at the end of the day
You wait for rain and i chase the storm...

*****

"Al biraz iç." dedi Burak elindeki plastik bardağı uzatıp. Hemen sonra karşı duvara yaslanmış boş gözlerle yoğun bakımın kapısını izleyen Leylim'e yöneldi.

"Bu da sana."

"İstemiyorum." dedi Leylim başını Burak'ın uzattığı bardaktan kaçırıp. "Mideme giren her şey geri çıkıyor."

Burak sıkıntıyla nefes verip yardım isterce Cemre'ye baktı, ama Cemre karışmak yerine suyu dudaklarına götürüp ısırmaktan paramparça ettiği dudaklarını ıslatmıştı. O an ruh hali kendinden daha berbat bir Allah'ın kulu vardıysa dünya da o da şüphesiz Leylim'di ve Cemre daha kendi aklını başına toplayamazken ona ne diyebileceğini bilmiyordu.

"Acaba bir iki saatliğine de olsa sizi eve götürmeme izin mi verseniz?" dedi Burak. O da yorgundu, onun da göz altları çökmüştü. Yine de bu hayatta en çok sevdiği iki kadın için güçlü durmaya çalışıyordu. "Cemre, Leylim... Duydunuz mu beni?"

"Ben bir yere gitmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ben bir yere gitmiyorum." diye mırıldandı Cemre. Elindeki plastik bardağı buruşturup ayaklanmıştı. Kaç yüzüncü voltasını attığını bilmediği koridorda ileri geri yürümeye başladı bir kez daha. Az ileride Duru'yla oturan teyzesiyle göz göze geldiğinde bakışlarını kaçırıp Burak'a çevirdi. "Sence beni onun yanına alırlar mı?"

"Kimin, Zeynep'in mi?"

Cemre başıyla onayladı. Kızın uyandığı haberi geleli neredeyse iki saati geçiyordu ve henüz ailesi dışında kimsenin onu görmesine izin verilmemişti. "Onunla konuşmam lazım." dedi Cemre. "Bildiklerini benim de duymam lazım."

"Cemre..." Burak onun yanına gelmek için ayaklanmıştı. "Ne duymayı bekliyorsun ki? Bir kazaydı. Korkunç bir kaza... Olanları bilmek neyi değiştirecek?"

"Çok şeyi."

Cemre de Burak gibi koridorun başında beliren Levent'in sesine dönmüştü şimdi. Hızla yanlarına gelen adamın yüzündeki kendinden emin ifadeye bakarak hayırlı bir haber getirmediğini tahmin etmek zor değildi.

"Ne oldu Levent?" dedi ayaklanan Ayça. Şimdi Duru gibi o da kocasının yanına gelmişti. "Bir haber var mı?"

"Kızın sorgusu bitmiş." dedi Levent dudağı yukarı kıvrılırken. "Tam tahmin ettiğim gibi."

"Ne demek şimdi bu?"

Levent Cemre'ye dönerken gülüşü daha da büyüdü. "Aynen size söylediğim gibi bu sıradan bir kaza değilmiş demek."

"Nasıl yani?" dedi Leylim onların yanına gelip. "Kaza değilse..."

"Biri Can'ı ve kız arkadaşını kasten ve bilerek öldürmeye çalışmış. Kız bir arabanın onları takip ettiğini, Can'ın ondan kaçmak için bir süre uğraştığını ama sonra arabanın onlara korkunç bir hızla çarpıp uçurumdan yuvarlanmalarına neden olduğunu söylemiş."

BAHAR UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin