Bölüm 1.46

588 67 5
                                    






You say it best when you say nothing at all...

..............

Cemre sırtını yatağa yaslamış bilgisayarı da kucağına yerleştirmişti. Son zamanlarda okuldan kaçarak uzaklaşmak gibi bir adet edindiğinden ve insan içine çıkmamak için elinden geleni ardına koymadığından evde geçirecek fazlasıyla vakti oluyordu. Okul sonrası mağazaya uğramış, dedesiyle zeytin ağaçlarının arasında yürüyüşe çıkmış, akşam yemeğini bile yemiş, ama saat sekizi zor etmişti.

Teyzesinin suratına bakmamasına zaten alışıktı ama Duru'nun Mert'le çıkarken elde ettiği bir nebze insanlık da ayrılmalarıyla yok olduğundan beri evde takılmak tam bir işkenceye dönüşmüştü. Tam da bu yüzden kendini kapadığı odasında yarım saattir enerjisini Instagram'da atıyordu Cemre. Arama sekmesine ilk olarak Toprak'ın adını yazması tamamen bilerek ve isteyerek olsa da çocuğun profilinde harcadığı zaman kontrolü dışındaydı. Bakabileceği beş on resim olmasına rağmen eli sayfayı kapatacak tuşa bir türlü uzanmıyordu.

Şüphesiz ki en çok oyalandığı Toprak'ın kahkaha atarken çekilmiş bir fotoğrafıydı. Ah... böyle bir gülüş insanlık için çok fazlaydı. Kameraya bile bakmadığı halde çocuğun bakışlarını üzerinde hissediyordu Cemre. Bir teknenin burnunda oturmuş gün doğumunu selamlıyordu Toprak. Üzerindeki kazağa ve kızarmış yanaklarına bakılırsa hava sıcak değildi. Oysa bu resmi gören kim olursa olsun içinin ısınmasına engel olamazdı.

Toprak'ın geriye kalan diğer resimleri ya arkadaşları ya da Su'ylaydı. Özellikle kardeşiyle olan fotoğrafta öyle bir neşe vardı ki oğlanın gözlerinde, Cemre'ye onu hiç bu kadar mutlu görmediğini düşündürtmüştü. Onları hiç tanımayan biri bile iki kardeş arasındaki sevginin gücünü ilk bakışta anlayabilirdi. Cemre resme bakarken abisini özlemekten kendini alamamıştı.

Telefonda Can'ın mesajlarını bulup Tam bir hayırsızsın! yazdı ve kusan emoji koyup gönderdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonda Can'ın mesajlarını bulup Tam bir hayırsızsın! yazdı ve kusan emoji koyup gönderdi. Kucağına bıraktığı alet anında titremeye başladığında abisinin omuzlarına yüklediği vicdanın işe yaradığını düşünüyordu ki ekrandaki ismi görmesiyle kalakaldı. Gözlerini kırpıştırsa da telefonu burnunun dibine soksa da bu arayan kişiyi değiştirmeyecekti.

Bir an duymamış gibi yapmanın en doğrusu olduğuna karar verip telefonu kendinden uzaklaştırdı Cemre. Aynı anda bilgisayarın ekranında hala açık olan fotoğraf nefesini kesmişti. Gerçekten ne yapıyordu Allah aşkına? Tüm gece Toprak'ın sanal bir kopyasını izledikten sonra çocuğun telefonlarına çıkmayacak mıydı yani?

"Of..." diye mırıldandı titreyen parmağı sonunda yeşil tuşa ulaştığında. "Alo?"

"Bir an bana küstüğünü düşündüm." dedi Toprak. Cemre onun ilk kez telefonda duyduğu sesinden etkilenmemeye çalıştıysa da teninin ürpermesine engel olamamıştı.

"Özür dilerim." dedi. "Duştaydım. Son anda duydum telefonu."

Sessizlik. Gerçekten duştaydım mı demişti? Hala havlumlayım diye ekleseydi bir de bari. Bornozumla yatağa uzandım ve içimde de hiçbir şey yok. Lanet! Lanet! Lanet!

BAHAR UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin