Cezanın İlk Günü

309 25 7
                                    

Alarm çalıyordu. Saate bakıp alarmı kapattım. Kapının önünde ilk gün bana bakacak Profesör vardı. Babam, abim veya Gilderoy olmasını hiç istemiyordum. Özel anlarım izlenmeyecekti en azından. Üstümü değişip yüzümü yıkadım. Omzuma çantamı astım ve asamı cebime attım. Kapıyı açıp baktım. Remus bekliyordu. Beni görünce ciddi bir şekilde elini uzattı.
Remus : Asanı teslim etmen gerekiyor. Son yapılan büyüler her zaman kontrol edilecek.
Asamı çıkarıp verdim. Remus bir büyü ile son yaptığım büyülere baktı. Bana döndü. Asamı geri verdi. Bende cebime attım.
Remus : Derslerden sonra bütün günün benimle birlikte geçecek. Verilen ödevleri yapacaksın ve boş vaktinde ne dersem onu yapacaksın.
Başımla onayladım.
Remus : Yemek salonuna. Önümden yürü.

Yemek salonunda bir yer bulup oturdum. Draco da oradaydı. Beni gördüğü zaman nasıl bir acıyla baktığını fark etmiştim.
Remus : Başkaları ile göz teması yok!
Yemeğime döndüm. Draco Cedric ile oturuyordu. Lara ve Pansy başka bir masadaydı. Yemeğime odaklandım. Yediğim yemek hoşuma gitmemişti. Boğazıma diziliyordu. Yemeyi bıraktım.
Diana : Sınıfa gidelim.
Remus : Senin dediklerin değil bizim dediklerimiz geçerli Diana.
Diana : Ama doydum. Yemek yemeyeceğim. Burada durup ne yapacağım?
Remus : Kural kuraldır. Ders başlamasına 10 dakika kalana kadar buradayız....

Yemekten sonra Quiddicht sahasına gittik
Ders uçuştu. Remus beni teslim edip kendi dersine gitmişti.
Hooch : EVVET! HADİ BAKALIM HERKES BİR SÜPÜRGE ALSIN!
Süpürge almak için diğerleri ile gittim.
Hooch : Hayır Diana! Sen değil! Senin bu tarz şeyler için kısıtlaman var.
İçimden "adil değil" diye geçirdim.
Hooch : Hepiniz dizilin ve beni bekleyin. Diana benimle gel.
Beni alıp hazırlık odasına soktu. Yere bir sürü kupa atılmıştı.
Hooch : Ders yasaklı etkinlik içerdiği için senin görevin tüm binaların kazandığı Quiddicht kupalarını temizlemek ve parlatmak. Başla bakalım.
Hooch bunu söyleyip çıktı. Yere bırakılan kupaların önüne oturdum. Bezi alıp ilk kupayı temizlemeye başladım. Bittikten sonra ayırdım. Hufflepuff'a ait bir kupaydı. Diğerini aldım. Bu ise Gryffindor'a aitti. Aynı şekilde temizlemeye başladım ve tüm ders boyu devam ettim...

Dersten sonra Hooch'un yanında bekledim. Kupaların çoğu temizlenmişti. Bir süre sonra Remus gelip beni teslim aldı ve diğer dersim için Gilderoy'un sınıfına götürdü. Beni teslim edip gitti. Sınıf daha bomboştu. Gilderoy bana küçümseyici bir gülümseme ile bakıyordu.
Gilderoy : Hah. Belki bir iksir Profesörü yerine bakanlıkta çalışan birinin kızı olmalıydın?
Hiç bir şey demeden kendime bir yer bulmak için arkamı döndüm.
Gilderoy : Bu şekilde davranman yasak. Ekstra ceza istemiyorsan tabi.
Yeniden önüme döndüm.
Diana : Oturmak için yer bulabilir miyim?
Gilderoy : Bilmem bulabilir misin?
"Ciddi misin?" anlamında bir bakış attım.
Gilderoy : Diana Crouch Snape. Bakanlıkta adı gayet geçti. Belki bunun hakkında yazmalıyım. Evet. Benim gözetmenin olduğum gün bunu yapalım. Diana Crouch Snape bir gününü nasıl geçiriyor? Gerçekten çok heyecanlı, yerin altında ne saklıyor? Ahahahaha!
Gilderoy gülmeye devam ederken gözlerimi devirip arkamı döndüm ve en arka sıraya geçtim. Gilderoy da peşimden geldi.
Gilderoy : Bana ilham verdin Diana. Ahahaha! Hadi biraz daha sohbet edelim. Bir günün ne ile geçiyor? Her saniye biriyle düello atarak mı? Hahaha!
Derin nefes aldım ve kitabımı çıkarıp okumaya başladım.
Gilderoy : Ovvv! Güzel kare. Diana Crouch Snape kitap okumayı seviyor. Sana kitaplarımı öneririm. Gerçekten seninki gibi bir hayat dolu.
Diana : İnsanların benimki gibi bir hayata sahip olmasını istemezdim. Düşünmelerini bile.
Kendimi kitabıma verdim. Sonunda ders başladı.
Gilderoy : Evet. Bugün sizlerle cin perileri inceleyeceğiz.
Gilderoy masada duran bir şeyin üstünden örtü çekti ve bir kafesin içinde onlarca mavi uçan şeyler göründü.
Gilderoy : Hadi onları yakından tanıyalım.
Gilderoy kafesin kapağını açar açmaz bir kaos yaşandı. Herkes kaçışmaya ve mavi şeyler saldırmaya başladı. Önüme bir parşömen açtım. Cin periler diye bir başlık attım.  Herkes sınıftan çıkmaya çalışıyordu.
Gilderoy : Sakin olun hallediyorum!
Cin periler Gilderoy'un asasını kaptı ve havada onunla uçmaya başladılar. Herkes gitmişti. Sadece ben kalmıştım. Sesli bir şekilde bağırdım.
Diana : Cin periler asla dışarıda durmamalı veya kafesten bir anda dışarı bırakılmamalı. Hayatımdaki en önemli bilgi olacak. Teşekkürler.
Gilderoy : Sana diyorum!
Gilderoy'a baktım.
Gilderoy : Onları yakala ve kafese kapat.
Gilderoy bunu söyleyip masasının altına geçti.
Diana : Büyük bir zevkle. Petrifinta!
Büyük bir ışık dalgası odada yayıldı ve bütün cin perileri dondurdu. Yere düşen cin perileri alıp kafese tıktım.
Diana : Hallettim Profesör.
Yeniden yerime geçip kitabımı açtım ve okumaya devam ettim.
Gilderoy : Ama nasıl? Hangi büyü?
Diana : Kendi ürettiğim büyülerden. Hepsini bir yere yazıyorum. İleride bende kitap şeklinde çıkartırım belki ha?
Gilderoy başıma geldi. Kitabımı kapatıp sırama oturdu. Kollarını bağlamıştı.
Gilderoy : Pekala. Beni dinle seni küçük kötü cadı. Bunlara bir son ver anladın mı? Böyle devam edersen seni seven kimse kalmaz. Abin ya da baban...
Diana : Kapat o çeneni!
Gilderoy : Vovovov! Böyle konuşabileceğinizi kim söyledi küçük hanım. İzleniyorsunuz. Yaptığınız her hata size bir ceza olarak dönecek.
Ona öfkeyle baktım. Kitabımı çantama koydum. Başımı koluma gömdüm ve sıraya yattım.  Gilderoy başımdan kalktı ve masasına gidip cin perilere baktı.
Gilderoy : Bunları çöz ve sonra resimlerimin tozunu al.
Homurdanarak kalktım. Gidip perileri çözdüm ve elime bir bez alıp tüm resimlerin tozunu almaya başladım. O sırada zil çaldı. Kapı açıldı ve Remus göründü.
Remus : Sınıf ne çabuk boşaldı?
Gilderoy : Hah! Bu küçük cadının bulunduğu bir ortamda durmak istemediler. Yalvardılar. Dersi o olmadan yapalım diye.
Remus bana anlamaz gibi baktı. Bense çantamı aldım ve Remus'un yanına gittim. Gilderoy kollarını bağlayıp bize baktı.
Gilderoy : Sana baktığım gün çok eğleneceğiz Diana.

Gözlem odası
Barty : Ben sana gösteririm eğlenmeyi.
Dumbledore'un oluşturduğu odaya Barty kapanmıştı. Bir kenara yatak yapmıştı. Şimdi ise yorgana sarınmış tüm gün pencereden bakarak Diana'yı izliyordu. Arada önünde duran bir kutu dondurmadan alıyordu.
Snape : Onun hepsini yersen hasta olursun. Hem sen ne ara depresyona girdin?
Barty : Dün Diana izlenmeye alınır alınmaz. Dondurma?
Snape : Kalsın. Bir şeyler var mı bari?
Barty : Kızın yazar olabilir. Nasıl yapıyor bilmiyorum ama kendince büyüler geliştirmiş.
Snape atılıp izlemeyi geriye sarar.
Barty : Hey!
Snape : Nerede o! Bul onu!
Barty büyü sahnesini açar.
Snape : Hmmm... Nasıl?...
Barty : Başka zaman düşün!
Barty onu iter ve kaldığı yere geri döner.
Snape : Pekala.
Barty : Baba.
Snape : Efendim?
Barty : 4 kez siz ona baksanız?
Snape : Bunu konuştuk Barty...
Barty : Gerçekten. Ona öyle davranamam. O da buna dayanamaz.
Snape : Bunu Dumbledore'a söyle bana değil.
Snape odadan çıkar.

Diana
Bütün dersler bittikten sonra Remus beni odama götürdü. Sadece özel anlarım izlenmeyecekti. Onun dışında her anım izlenecekti. Kim izliyor onu bile bilmiyordum. Çantamı astım ve ödevlerimi açıp yapmaya başladım. Zaten ekstra ödevler ile zamanım tamamen doluydu. Küçük bir kısmı kalmıştı ki kapım açıldı.
Remus : Yemek vakti. Yemek salonuna.
Günlük rutinim belli olmuştu. Şimdi tek düşüncem Remus'un bana ne yaptıracağı ve yarın bana kimin bakacağıydı....

Kayıp Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin