Abim elinde kahvaltı tepsisi ile döndü. Sakince kahvaltımı ettim.
Snape : Bitirince üstündekini çıkar. Yaranın ilacını tazeleyelim.
Diana : Tamam.
Tepsiyi kenara bırakıp üstümü çıkardım. Andrew dışarıyı izliyordu. Abim ise koltukta tavana bakarak yatıyordu.
Snape : Uzan bakalım.
Düz bir şekilde uzandım. Babam göğsümdeki bandajları çıkardı. Yuvarlak bir yara vardı. Çevresi mosmordu.
Barty : Bakabilir miyim?
Snape : Diana isterse.
Diana : İstiyorsan eğer evet.
Abim gelip yarama baktı. Elini yakınına koydu. Biraz ilerletince tısladım.
Barty : Enfeksiyon kapmış. Daha güçlü bir ilaç gerekli. Ok demirdendi. Bak.
Abim bir kaç gündür yerde bekleyen oku gösterdi.
Snape : Haklısın. Madem bu kadar bilgin var, ilacı sen hazırla.
Barty : Başım üstüne.
Abim bir kenara kazanını çıkardı ve bir şeyler yapmaya koyuldu. Babam ise yaramın etrafını temizledi. Kurumuş kanları sildi. Yaramın üstüne bir parça sargı bezi koyup üstüme ince battaniyeyi örttü.
Snape : Abin ilacı hazırlasın. Sonra sargılarız.
Diana : Tamam.
Yatıp tavana bakmaya başladım. Kapı açıldı.
Voldemort : Sizden bir kaç dakikalığına Diana ile beni yalnız bırakmanızı istiyorum.
Snape : Peki.. Hadi çocuklar.
Abim kazanını da alıp çıktı. Andrew da hiç ses çıkarmadı. Babam kapıyı kapattı. Voldemort yanıma gelip oturdu.
Voldemort : İyi görünüyorsun.
Diana : Evet...
Voldemort : Vurulduğunu söyledikleri zaman çok korktum Diana. Gerçekten.
Elimi tuttu.
Voldemort : Seni kaybetmek istemiyorum. Hazır baban ve abin de buradayken sana bu kitabı vermek istiyorum.
Voldemort elindeki kırmızı bir kitabı bana verdi.
Voldemort : Oku ve lütfen dikkatini çeksin.
Diana : Peki...
Voldemort : Eğer ilgilenirim diyorsan sana yardımcı olmam için haber ver. Eğer ilgilenmezsen anlarım.
Voldemort elimi sıktı.
Voldemort : En yalnız anında bile yanında olduğumu unutma. Dünyanın en derin çukuru, en büyük dağı fark etmez. Ben her zaman seninleyim. Bunu asla unutma. Seni her şeyden koruyacak kadar önemsiyorum. Hangi an ne hissedeceğini, kime ihtiyacının olduğunu, kimi isteyeceğini iyi biliyorum. İşte bu yüzden abini ve babanı çağırdım. Sana sadık olmak istiyorum. Ama bunun tek taraflı olmasını istemem. Beni anlıyorsun.
Diana : Evet...
Voldemort alnıma küçük bir öpücük verip çıktı. Yeniden abim ve babam içeri girdi.
Snape : Andrew tatlı bir şeyler almaya gitti. İstediğin varsa alabilir.
Diana : Bir şey istemiyorum.
Voldemort'un verdiği kitaba baktım. Babama uzattım.
Diana : Bel çantama koyar mısın?
Snape : Bunun içinde de ayrı biri yok değil mi?
Aklıma yeniden Tom geldi. Başımı iki yana salladım ve gözlerimi kapattım. Ağlamamam gerekliydi. Tekrar olmazdı.
Snape : İyiliğin için yaptık Diana.
Cevap vermedim. Uyumak istedim. Belki yine rüyama girerdi?Gözümü açtığım zaman ateş üçgeninde olduğumu gördüm.
Diana : Ne? Bir-bir şey yapmadım!
Voldemort : Evet Diana. Ama şuan bir üçgenimiz yok. Çizgimiz var. Sence de üçgen daha iyi değil mi?
Diana : Az önce bana gelip sana sadık olmamı dedikten sonra bana bunu mu yapıyorsun cidden?!
Voldemort hiç bir şey demedi. Boş olan köşede bir şeyler belirdi. Gittikçe birleşen bir duman. Ardından ortaya Andrew çıktı.
Voldemort : Birlikte geçirdiğiniz bu kısa sürede çok iyi anlaştınız. Vaftiz abin olduğu ortaya çıktı. Yani üçgeni o tamamlayacak...
Bunu dedikten sonra ayağım kaydı ve alevlerin arasına düştüm.Gözümü açtığım an karşımda oturmuş çikolata yiyen Andrew'ı gördüm. Masum masum çikolatasını yiyordu. Ve benim yüzümden artık hayatı tehlikedeydi. Bunu birine söylemem gerekliydi. Abim olmazdı. Babam en iyisiydi.
Diana : Baba?
Andrew : İksirin eksik bir malzemesini almaya gittiler.
Diana : Tamam.
Andrew : Çikolata?
Diana : Hayır. Midem bulanıyor.
Andrew : Kusacak mısın?
Diana : Bilmiyorum.
Andrew banyoya girdi ve bir kovayla geri döndü.
Andrew : İhtiyacın olursa eğer buna kus.
Kovayı yanımda yere koydu ve yatağa oturup saçımı okşadı.
Andrew : Biraz daha uyu. Abin ve baban iksiri yapıp sargını yaparlar. Merak etme.
Gözlerimi yeniden kapatırken Andrew alnıma bir öpücük verdi.Hiç bir şey görmedim. Ama bir acıyla çığlık atarak uyandım.
Snape : Şşş! Yaranı kapatıyoruz.
Abim ve babam başımdaydı. Babamın elinde kan olmuş bir pamuk vardı. Abim ise içinde koyu yeşil bir sıvı olan şişeyi tutuyordu. Babam pamuğu yarama bastırmaya devam etti. Kıvranmaya başladım. Andrew gelip dizilerimi tuttu.
Snape : Kanamış. Kan akışı dursun. Sonra enfeksiyon iksirinden süreceğiz.
Babam pamuğu bir kez daha yarama bastırdı. Yatağa sert bir yumruk indirdim ve dişimi sıktım. Babam yarama üfledi. Biraz olsun iyiydi. Kanamam durduktan sonra abim elindeki şişeden temiz bir pamuğa iksir döktü. Yaramın çevresinden sürmeye başladı. Etrafındaki morluklara, kızarıklara sürdü. Yarama gelince babama bıraktı. Babam küçük dokunuşlarla yarama da iksirden sürdü. Ardından sargı koyup bantladılar. Üstüme kıyafetimi giydirdiler. Doğrulup oturdum.
Snape : Nasılsın?
Diana : Daha iyi.
Sesim biraz hırıltılı çıkmıştı.
Snape : Sesinin öyle çıkması normal. Kalbine yakın bir yerden ciğerine ok saplandı. Nefes alıp verişinde çok sorun yoksa eğer geçer.
Elimi boğazıma attım. Biraz ovdum.
Barty : Akşam yemeği. Ayağına mı gelsin?
Başımı salladım. Abim başıyla onayladı ve aşağı indi. Kısa sürede herkese bir şeyler alıp döndü. Önüme tepsiyi bıraktı. Sakince bir tavuk kanadı alıp yemeye koyuldum. Bugünkü menü güzeldi. Meyve suyumdan bir yudum aldım. Sessizce yemeğimizi bitirip oturduk. Sıkılıp camın önüne gittim. Eyfel çok güzel duruyordu. Abimlerle oraya gitme isteği içimde doğdu.
Diana : Eyfel Kulesine çıkalım mı?
Snape : Ne? O nereden çıktı?
Barty : Andrew da olacak mı?
Diana : Hepimiz olacağız.
Andrew koltukta uyuyordu.
Snape : Pekala. Gidelim.
Barty : Ollley! Andrew uyan!
Abim Andrew'ı kucağına alıp banyoya soktu ve yüzünü yıkamasını söyledi.Yeniden uzun merdivenlerin başına geldik. Derin bir nefes aldım. Öncekinde iyi şeyler olmamıştı. Ama bu defa çok güvendiğim insanlar benimleydi.
Snape : Diana istersen başka şeyler yapalım? Lunapark mesela?
Barty : Evet Diana. Biraz korkmuş gibisin.
Diana : Hayır... Hadi çıkalım.
Emin adımlarla yukarı çıkmaya başladık. Uzun bir süre çıktık. Aşağı bakmamaya özen gösterdim. Açık yere gelmeden önce babama döndüm.
Snape : Ne oldu?
Diana : Yukarda beni belimden tutar mısın?
Snape : Tutarım meleğim. Korkma.
Barty : Ahh! Andrew da benim belimi tutar. Hatta Titanik sahnesini yaparız!
Andrew : Suçum neydi? (Andrewgül'ün suçu neydi? ~yazar)Yukarı çıktım. Babam peşimden geldi ve beni belimden tuttu. Sakince kenara yaklaştık. Şehirdeki sokak lambaları sanki bir elektrik akımı gibi harika duruyordu. Yeniden aşık olmuştum. Babam başını omzuma koydu.
Snape : Çok güzel değil mi?
Diana : Evet...
Sağa baktım. Abimler gerçekten Titanik sahnesini yapıyordu. Andrew arkadaydı ve çok da memnun gibiydi. Abim de çok mutluydu.
Snape : Off.. Bu ikisi sana fena örnek oluyorlar.
Diana : Merak etme. Ben hepinizi örnek alıyorum.
Snape : Hem Severus Snape'i hem Barty Crouch Junior'ı hem de Andrew Clark'ı?
Diana : Ah evet. Hepsi harika örnekler.
Babamın ellerini elimle tuttum ve bende Titanik sahnesindeki Juliet gibi kollarımı iki yana açtım. Babamsa Romeo'm oldu...Aşağıda biraz daha gezdikten sonra elimizdeki pamuk şekeri yiyerek odamıza döndük. Andrew ve abim yan odada kalacaklarını söylediler. Bir odada Narcissa ve Lucius, diğerinde Voldemort ve Bellatrix kalıyordu. Dolohov ve Karen gitmişti. Babamla üstümüzü değişip yatağa yattık. Beni sıkıca sardı. Kapı açıldı ve abim geldi.
Barty : Pijamam kalmış.
Günü bozmak istemiyordum. Ama bir sorum vardı.
Diana : Baba.... Abi?
Snape : Efendim?
Barty : Meleğim?
Diana : Size bir şey sorabilir miyim?
Snape : Tabi.
Diana : Şey... Beni asla bırakmayacaksınız değil mi?
Babam hızla doğruldu ve beni kucağına aldı. Başımı göğsüne koydum. Çenesini başıma yasladı.
Snape : Söz veriyorum. Mezara kadar seni asla bırakmayacağım.
Abime döndüm. Gülümsedi. Yanıma gelip yanağımı öptü.
Barty : İncir ağaçları çiçek açtığı zaman seni bırakacağım.
Abim çıktı.
Diana : İncir? Ne?
Babam güldü.
Snape : İncir ağaçları çiçek açmaz kızım...
(Klişe AGAJGAHAGAHAGSJSG~yazar)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Snape'in Kızı
FantasySize baba diyebilir miyim? Profesör dondu. Bana döndü. Gözü yaşlı gülümsedi. Tabi ki öyle diyeceksin. Diana 11 yaşına geldiğinde Hogwarts'tan kabul mektubunu alır. Küçüklükten beri aradığı babasının Snape olduğunu düşünmektedir. Aynı zamanda bir k...