8'imiz bahçede gezinmeye başladık. Yeşil bir bahçeydi. Herkes etrafa dağılmıştı. Bir ağacın altında Andrew'ın oturduğunu görünce yanına gittim. Beni görüp yanını işaret etti. Yanına oturdum. Beni kolunun altına aldı.
Andrew : Nasılsın Prenses?
Diana : Fena değil.
Andrew : İyi güzel. Görev için heyecanlı mısın?
Diana : Sayılır. Plan size açıklandı mı?
Andrew : Hayır. Planı bilen tek kişi şuan Lord.
Voldemort : Diana! Buraya gel!
Uzaktan Voldemort'un seslenmesi ile sağ tarafıma baktım. Voldemort ve Bellatrix kaldırımdan bana biraz öfkeyle bakıyordu. Ayağa kalkıp yanlarına gittim.
Diana : Efendim?
Voldemort : Eş olarak takılmamız daha sağlıklı olur diye düşünüyorum. Bellatrix, Andrew'ın yanına git.
Bellatrix bana kötü bir bakış atıp uzaklaştı.
Voldemort : Eyfel Kulesine gitmek ister misin?
Diana : Bilmiyorum. Orası çok yüksek olmalı.
Voldemort : Yüksekten korkuyor olamazsın.
Diana : Bilmiyorum.
Voldemort : Öyle gidelim. Öğreniriz.
Voldemort beni kolumdan tuttu ve cisimlendik.Eyfel Kulesinin yakınında bir ara sokağa gelmiştik. Midem bulanıyordu. Kenarda duran varili kendime çekip içine kustum. Hala cisimlenmeye alışkın değildim. Voldemort kolunu uzattı. Bende koluna girdim. Ara sokaktan çıkıp Eyfel Kulesine yaklaştık. Yakından gerçekten güzeldi. Alt taraftaki merdivenlere vardık ve tırmanışa geçtik. Önümüzde uzun bir yol vardı.
Uzun süre boyunca merdiven çıktık. Yükseklik beni biraz korkutmuştu. Belli etmemeye çalışarak devam ettim ve aşağı bakmadım.
Sonunda en üste vardık. Demir telleri tutarak kenarda kaldım. Voldemort cesurca en kenara gidip demire yaslandı ve etrafı izlemeye koyuldu.
Voldemort : Çok güzel. Sende baksana?
Bana döndü ve başını sağa yatırdı.
Voldemort : Evet birisi feci korkuyor.
Öylece durmuş ona bakıyordum.
Voldemort : Gelsene?
Attığım bir adımda kule yıkılacak gibi hissediyordum. Tuttuğum yeri bırakmadan bir adım attım. Elimi Voldemort'a uzattım. Gelip elimi tuttu ve beni yürüttü.
Voldemort : Bu kadar korkma.
Diana : Çok kötü.
Gözümü araladığım an boş gökyüzü ile karşılaştım. Hızla gözümü geri kapattım.
Diana : Aşağı inebilir miyiz?
O sırada ön tarafıma demir çarptı. Arkama Voldemort geçti ve ellerini belime sardı.
Voldemort : Ben buradayım. Korkmana gerek yok. Gözünü açabilirsin.
Diana : Hayır lütfen inelim.
Ellerini tutup başımı iki yana salladım.
Voldemort : Hadi. Gözünü aç. Ben yanındayım.(o zaman yandık demektir ~yazar)
Gözümü açtım. Biraz aşağı baktım. Başım döndü ve kendimi geri attım. Voldemort beni sıkıca tuttu.
Voldemort : Hadi ama. Korkma yüksekten.
Diana : Anlamıyorsun. Bu benim için çok zor. Lütfen aşağı inelim. Veya beni ortaya götür.
Voldemort : Peki.
Voldemort beni yarı yürütüp yarı sürükleyerek ortaya götürdü. Sırtıma soğuk demir çarpar çarpmaz kendimi yere atıp oturdum. Voldemort önümde diz çöktü. Başımı tutup göğsüne yasladı.
Voldemort : Daha iyi misin?
Diana : Biraz.
Voldemort : Bir kez daha denemek ister misin?
Başımı iki yana salladım.
Voldemort : Lütfen Diana.
Diana :..... Peki... Son kez.
Ayağa kalktım ve kendimi Voldemort'a yasladım. İkimiz kenara kadar gittik. Ellerimi demire koydum ve etrafa baktım. O kadar kötü değildim. Ama hala korkunçtu.
Voldemort : O kadar kötü değilmiş değil mi?
Diana : Yani.... Şimdi aşağı inebilir miyiz?
Voldemort : Tabi.Otele döndük ve akşam yemeği için yemek salonuna gittik. Masalar 4 kişilikti. İki masayı birleştirip yerleştik. Voldemort başa, ben yanına, benim yanıma Andrew, onun yanına Bellatrix, diğer uca Lucius, yanına Narcissa, yanına Karen ve son olarak Voldemort'un ve Karen'ın arasına Dolohov geçti. Menüye göz attım. Değişik yemekler vardı ancak midemi bozmak istemiyordum. Hepimiz klasik birer biftek aldık. Herkes sessizce yemeğini yemeye koyuldu.
Yemek bittikten sonra odamıza döndük. 1 saat sonra balo başlayacaktı. Ancak biz erken gidecektik. Önce Voldemort giyinip odadan çıktı. Klasik bir takım elbise giymişti. Ardından ben odaya giyip üstüme önce zırhımı sonra elbisemi giydim. Infinitecalsym büyüsü ile zırhı gizledim. Elime kalkan ve kılıcımı aldım. Sırtıma ok ve yayımı astım. Aynı büyü ile onları gizledim. Takılarımı taktım. Saçımı yapmak için biraz uğraştım ve ardından tacımı takıp odadan çıktım. Lucius ve Narcissa uyumlu birer kıyafet giymişlerdi. Dolohov ve Karen zaten hazırdı. Andrew bir sandalyeye oturmuştu. Bellatrix ortada yoktu. Çıkmamla bana odaklandılar.
Narcissa : Çok güzel olmuşsun Diana. Yaşından büyük gösteriyorsun.
Diana : Teşekkürler.
Andrew : Doğru seçimleri yapmışız.
Voldemort bana elini uzattı. Elini tuttum ve beni kendine çekip alnımı öptü. Tam o sırada Bellatrix odadan çıktı. Aşırı görkemli bir elbise giymişti. Andrew ayağa kalkıp kolunu Bellatrix'e uzattı. Bellatrix onu takmadı. Voldemort'a bakıyordu. Voldemort beni öpmeyi bırakıp geri çekildi.
Voldemort : Bizim odamıza geçelim ve orada planı konuşalım.
Odaya geçtik. Andrew gidip koltuğa oturdu. Onun yanına Lucius ve Dolohov geçti. Bellatrix kenara dikilip gözlerini üzerimde gezdirdi. Narcissa ve ben yatağa oturduk. Voldemort konuşmaya başladı.
Voldemort : Herhangi bir savaş anında "INFINITECALSYM" büyüsü ile zırhlı halimize dönüyoruz. Narcissa ve Andrew nişancılarımız. Savaş anında siz yüksekte bir yere saklanıp yukarıdan destek vereceksiniz. Bizler ise kılıç ve kalkan ile savaşacağız.
Diana : Neden büyü yok?
Voldemort : Girişte asalarımızı alacaklar.
Diana : Anladım.
Bellatrix : Diana daha çok küçük.
Herkes ona döndü.
Bellatrix : Kılıç ve kalkan kullanabileceğinden ne kadar eminiz?
Voldemort : Diana daha da iyisini yapacak. Hatta gidip ihtiyacımız olan şeyi o alacak.
Başımla onayladım.
Bellatrix : Sadece o mu? Ya elimizden onu kaçıracak olursak? Biz de alabiliriz?
Voldemort : Hayır. Diana bunu başaracak eminim. Karışmayın. Diana ne yapacağını biliyor. Sakın siz onun peşine düşmeyin.
Bellatrix : Hayal kırıklığı.
Voldemort : Bellatrix!
Narcissa : Her neyse. Bu kadar mı?
Voldemort : Evet. Girişte asanızı masaya bırakın ve isim soyadı söyleyin. Listede adınızın yanına işaret konduğu zaman içeri girin. Herkes eşinin soyadı ile geçiyor.
Bellatrix : Bellatrix Clark?! Iyy!
Andrew'ın soyadının Clark olduğunu buradan anlamıştım. Diana Clark Crouch Snape. Hayır asla.
Voldemort : Öyle ama Bellatrix.
Bellatrix : Lestrange kadar iyisi yok bi kere.
Andrew : Merak etme 1 günlüğüne Clark'sın. Ve iyi ki bir Clark değilsin. Yoksa soyadımı değiştirmek için dava açmam gerekirdi.
Voldemort : Kapışmayın! Siz eşsiniz. Orada da kavga etmeye kalkışmayın.
Bellatrix : Andrew duyuyor musun?
Andrew : Duyuyorum Bayan Clark.
Bellatrix öfkeyle Andrew'a yürüdü.
Voldemort : Bellatrix!
Bellatrix : Ama!...
Voldemort : Andrew haklı. Bu saatten sonra Bayan Clark'sın.
Andrew mest olmuş gibi omuz silkti.
Voldemort : Hadi artık gidelim. Rollerinize alışın.Otelin önüne gelen 2 arabaya geçtik. Andrew ve Bellatrix yanyana küs 2 kardeş gibi oturdu. Bense başımı cama yasladım.
Voldemort : İyi misin Diana?
Diana : Biraz başım ağrıyor. Karnım da.
Voldemort : Eminim geçer. Dayanmak zorundasın.
Diana : Elimden geleni yapacağım.
Bellatrix : Belki onun yerine bir başkası şişeyi kapabilir.
Voldemort : Diana ölmedi Bellatrix. Sadece rahatsız olduğunu söyledi.
Voldemort : Gözünü kapat ve biraz daha uyu.
Başımı salladım ve gözümü kapattım. Kısa sürede uyumayı başardım.Voldemort : Diana. Uyan hadi. Geldik.
Gözümü açtım. Durmuştuk. Sadece Voldemort ve ben vardık. Doğruldum. Sırtım ağrıyordu.
Diana : Sırtım...
Voldemort ellerini omzuma koydu ve sıkmaya başladı. Küçük bir inilti çıkardım.
Voldemort : İyi mi?
Diana : Evet.
Voldemort masaja devam etti. Ardından cebinden bir şişe çıkardı.
Voldemort : İç bunu. Biraz olsun ağrını yatıştırır.
Diana : Tamam. Teşekkürler.
Şişeyi alıp içindekini içtim. Kıyafetimi düzeltip arabadan indim. Ardımdan Voldemort indi. Kolunu bana uzattı. Koluna girdim. Kapıda diğerleri vardı. Andrew ve Bellatrix sonunda kavga etmeden duruyordu. Tamam. Bellatrix'i biraz kıskanıyordum. Ve o da beni kıskanıyordu. Bunları kafamdan uzaklaştırdım ve birlikte merdivenlerden çıkmaya başladık...
![](https://img.wattpad.com/cover/281818051-288-k400066.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Snape'in Kızı
FantasySize baba diyebilir miyim? Profesör dondu. Bana döndü. Gözü yaşlı gülümsedi. Tabi ki öyle diyeceksin. Diana 11 yaşına geldiğinde Hogwarts'tan kabul mektubunu alır. Küçüklükten beri aradığı babasının Snape olduğunu düşünmektedir. Aynı zamanda bir k...