Asa Davası

1.1K 73 6
                                    

Sabah odamın kapısı açıldı ve içeri Profesörler daldı.
Snape : Diana! Uyan!
Diana : Hey! Noldu?
Uykumdan neden yarım saat önce uyandırılmıştım ki.
Diana : Sorun ne?
Doğrulup oturdum.
Dumbledore : Asa önceden bir Ölüm Yiyene aitmiş. Bunun hakkında senin onunla Bi ilişkin olduğu ve ona asasını geri götürmeye çalıştığın söyleniyor.
Diana : Ama ben öyle bir şey yapmam.
Snape : Ama bakanlık öyle demiyor. 1 saat içinde davan olucak hazırlan.
Odadan çıktılar. Donup kalmadan hemen yataktan fırladım. Üstüme yeni bir şeyler giyip cübbemi üstüme alıp dışarı fırladım.
Snape : Gelin benimle.
Profesör Snape'in odasına gittik.
Snape : Oturup beni bekleyin.
Profesör üstünü çıkarınca biraz utandım. Bana bir bakış attıktan sonra üstüne beyaz gömleğini giydi. İşi bittiğinde takım elbiseli şekilde önümdeydi.
Snape : Gelin.
Koşarak Dumbledore'un odasına geldik. Dumbledore elindeki valizi Snape'e verdi.
Dumbledore : Gerekirse hemen bana bir patronus yolla.
Snape : Tamam. Hadi Diana gidiyoruz.
Profesör ile Hagrid'in Kulübesine gidip okul arazisinden çıktık.
Snape : Kolumu tut.
Kolunu tuttum. Ve cisimlendik. Londra'da bilmediğim bir yere geldik. Midem bulanıyordu.
Diana : Kusucam.
Snape : İlk defa cisimlendiysen normaldir.
Kenardaki kovayı bana uzattı. Kustum.
Diana : Özür dilerim.
Snape : Sorun yok. Gidelim.
Bi telefon kulübesine girdik. Profesör bi kaç tuşa bastı.
Ses: Sihir Bakanlığına hoş geldiniz. Gelme nedeniniz nedir?
Snape : Saat 7.30'daki Asa Davası.
Ses : Anlaşıldı. Bakanlığa hoş geldiniz.
Telefon kulübesi yerin altına girmeye başladı. Biraz korktum. Profesöre yaklaştım. Aşağısı çok gürültülüydü. Bacalardan başka büyücüler geliyordu. Profesör beni kolumdan tutup çekmeye başladı. Uzun bir kuyruktan sonra asansöre bindik.
Lucius : Severus? Bakanlıkta ne işin var?
Snape : Lucius? Ah. Diana'nın davası için.
Lucius : Diana?
Snape : Diana? Nerdesin?
Diana : Burdayım!
Boyum biraz kısa olduğu için Profesörün arkasında kalmıştım. İkisi eğilip bana baktı.
Lucius : Diana kim?
Diana : Ben eeeee..
Snape : Öğrencim.
Profesör olanları baştan sona anlattı.
Lucius : Demek öyle. Nesin sen peki?
Diana : Anlamadım?
Lucius : Kan statün ne?
Diana : Bilmiyorum ben yetimhaneye bırakıldım ve sonra evlatlık alındım. Ailemi bilmiyorum sadece beni bırakan kişinin birkaç görüntüsü var ve.....
Snape : Geldik. Sonra görüşürüz Lucius.
Profesör beni kolumdan sürükledi. Bekleme salonu gibi bir yere geldik. Oturup beklemeye başladık. Ayaklarımı sallayarak kendimi eğlendirdim.
Diana : Profesör?
Snape : Evet?
Diana : Ne kadar bekleyeceğiz?
Snape : Hmm...... 15 dakika.
Bel çantamdan kitabımı çıkarıp onu okumaya başladım.
Snape : Gidelim.
Beni yine sürükledi. Kapıda çantayı açıp kontrol ettiler. İçinde kıyafetler vardı. Anlamadığım şekilde benim kıyafetlerimden de vardı. Benim çantamı aldılar ve vermediler.
Diana : Ne zaman çantamı alacağım?
Snape : Çantayı boş ver şimdi!
Soruşturma odasına girdik. İçeride bir sürü kişi vardı. Profesörün arkasına saklanmaya çalıştım. Beni götürüp ortadaki sandalyeye oturttu. Kendisi de boş olan bir yere oturdu.
Yargıç : Dava başlıyor! Sen Diana Prinz misin?
Diana : Evet?
Yargıç : Peki hakkında bulunan suç asayı Ölüm Yiyene götürecektin?
Diana : Ne?! Saçmalık! Asla böyle bir şey yapmam. Ve Ölüm Yiyen ne?
Yargıç : Kim olduğunu bilirsin senin yardımcıları.
Diana : Kim olduğunu bilirsin sen kim?
Herkes şaşırmış gibiydi.
Yargıç : Adını anmıyoruz. O asayı neden aldın?
Diana : O asayı ben yanlışlıkla panikle almıştım. Hiç bir suçum yok.
Yargıç : Yasalar öyle demiyor. Bunun yüzünden Azkaban'a atılabilirsin.
Snape : Afedersiniz.
Herkes Profesöre döndü.
Snape : Reşit olmadığı için Azkabana atılamaz diye düşünüyorum.
Yargıç : İstisnalar hariç.
Snape : Albus Dumbledore'un dediğine göre....
Yargıç : Yasalar Albus Dumbledore'un dediği gibi işlemiyor. En iyisi davanın üst kademeye taşınması. Bir sonraki dava 12.30'da.
Bütün gün bu şekilde geçti. Her yerde dava taşındı. Son davaya geldik.
Yargıç : Bu bilgiler doğrusunda gidersek ailesi belkide bir Ölüm Yiyendir. Son kararınız nedir?
Odada derin bir sessizlik içinde fısıltılar duyuldu. Elden ele bir kağıt dolaştı. Son olarak Yargıç'ın eline geldi. Biraz mırıldandıktan sonra bize döndü.
Yargıç : Hakem heyeti geçmez ateşin çıkması ile Azkaban' a atılması kararını almıştır. Dava bitmiştir.
Diana : Ne?!
Yargıç : Ruh emiciler götürün!
Diana : Profesör Snape! Yardım edin!
Profesör koşarak çıktı. İki kukuletalı şey beni kolumdan tuttu. Her taraf buz gibiydi. Sanki her şey Bi anda sönmüştü. Beni alıp bir arabaya oturttular. Karşıma iki adam geldi. Birisi asasını ağzıma uzatıp dilimi dışarı çıkardı. Biseyler yaptıktan sonra konuşamadım.
Adam : Dilini aldım. Gidelim!
Uçarak bir yolculuğa çıktık. Gözümden yaş akıyordu. Oturup Dumbledore'un biseyler yapmasını beklemekten başka çare yoktu.
Adam : 11 yaşında Azkaban ha? Çok acı çekeceğe benziyorsun.
Yolculuk bittikten sonra uzun üçgen bi yapının içine indik. Beni bilmediğim yerlere götürdüler ve boş Bi hapse tıktılar. Hala konuşamıyordum.
Adam : Dilini sabah vereceğim küçük kız. Hadi! Gidelim.
Odanın en köşesine çöktüm başımı ellerimin arasına aldım. Ağlayarak birinin beni çıkarmasını bekledim.

Dava çıkışı Snape ne yaptı
Angelina iki ruh emici tarafından götürülken Snape dışarı fırlar. Kapının dışında Lucius beklemektedir.
Lucius : Snape? Sonuç ne?
Snape : Azkaban 'a götürecekler hemen Dumbledore' a haber göndermem lazım.
Lucius : Gerek yok. Ben yardım ederim. Yargıç bey! Biraz konuşabilir miyiz?
Yargıç ve Lucius uzun süre konuşurlar. Snape artık paniklemiştir.
Yargıç :Ah. Pekala Bay Malfoy.
Yargıç oradan uzaklaşır.
Lucius : Sadece binanın tepesine çıkmamız kaldı. Bizi Azkaban'a götürecekler ve Diana'yı alacağız.
Snape : Ohhhh. Hadi o zaman.
Lucius : Önce Bi dur. Geçen aile soy ağacına baktım ve senin adın altında Diana Prinz adında biri vardı. Diana senin kızın mı?
Snape duraklar. Cevap vermez. Ne cevap vereceğini düşünür.
Snape : Öyle sayılır.
Snape hızla asansöre ilerler. Lucius ardından koşar.
Lucius : Her şeyi anlat.
Snape : Vakit yok gitmemiz lazım.
Lucius : O halde arabada anlatırsın.
Lucius Snape'in kolunu tutar ve cisimlenirler. Çatıda bir araba ve Yargıç ikisini beklemektedir. Snape ve Lucius arabaya biner. Önce aşağı düşerler ve daha sonra yükselirler. Arabayı testraller çekmektedir.
Lucius : Dinliyorum.
Snape : Bak. Bi gün bara gittiğimde biraz fazla kaçırdım. Bi kadın yaklaştı ve Bi şeyler yaşadık. Kadın 3 gün sonra hamile olduğunu anlattı. Biraz konuştuk ve Seherbaz olduğunu öğrendim. Oda benim gibi melezdi. Kadın doğurmak istediğini söyledi. Bense hiç bir şekilde çocuğa babalık yapmayacağımı söyledim. Kadın ben ona yeterim dedi ve doğurdu. Maalesef 1 yıl sonra görev sırasında can verdi. Eve gidip onu aldım ve yetimhaneye verdim. Bir şey hatırlamaz sandım ama bi kaç şey kalmış.
Lucius : Demek öyle. Peki onu yanına şimdi alacak mısın?
Snape : Onu 10 yıldır görmedim. İyi bir aileye gitmiş gibi sağlıklı ve güçlü bir şekilde karşımda. Belki orada kalması daha iyidir.
Arabacı : Geldik. İniyoruz.
Araba aşağı iner. Lucius ve Snape hemen arabadan aşağı atlar. Görevli kişiler onları aşağı indirir. Her tarafta mahkumlar vardır. Ruh emiciler etrafta süzülerek onlara en ağır cezayı veriyordur. Sonunda bir hapishanenin önüne gelirler. Duvarın dibinde küçük bir kız ağlamaktadır.
Snape : Diana! Açın kapıyı.
Kız döner ve bakar. Kapı açılır açılmaz koşar ve Snape'e sarılır. Snape başta şaşırsa bile sonradan burada bi kaç dakika bile kalmanın acı verdiğini düşünür ve oda Diana'ya sarılır. Görevli asasını Diana'ya doğrultur ve dilini ona geri verir.
Snape : Geçti artık gidiyoruz.
Snape Diana'yı kucağına alır ve hapishaneden çıkarlar.
Lucius : Bi fikrim var. Neden bizim evimize gitmiyoruz? Diana uyumuş zaten. Bize gidelim. İyi bir uyku çekersiniz.
Snape düşünür. Ve bir patronus yapar.
Snape : Gidelim.

Kayıp Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin