Geçmişe Zorlu Bakış

586 39 14
                                    

İşte karşınızda başrolümüz Diana!
Kendisi Bilmem kaç aileye bağlı.
1/ Severus Snape'in kızı.
2/ Agatha Chris'in kızı.
3/Bartemius Crouch Junior'ın üvey kardeşi, Bartemius Crouch Senior'un üvey kızı.
4/ Rowan Taylor'un üvey kardeşi, Bay ve Bayan Taylor'un üvey kızı (yaklaşık 10.dereceden)
5/ Bayan Prinz'in üvey kızı,Jessie Prinz'in üvey kardeşi.
6/ Draco Malfoy'un vaftiz kardeşi, Lucius ve Narcissa Malfoy'un vaftiz kızı.
Eğer ayrımcılık yapmayacak olursak başrolümüz : Diana Malfoy Taylor Prinz Crouch Chris Snape .
Ama kendisi sadece DİANA CROUCH SNAPE......

Rowan gülümsedi. Elimi tutup sıktı.
Rowan : Rowan Taylor.
Masaya geçtik.
Harry : Eeee Diana? Yarın adına hangi soy ismini ekleyeceksin?
Diana : Potter olmadığı kesin.
Harry gülümsedi. Yemekten sonra McGonnagal'ın dersine gittik. Profesör beni görünce yanıma geldi.
McGonnagal : Geçmiş olsun Bayan Snape. İyileşmenize sevindim.
Diana : Teşekkürler Profesör.

Ders çok yavaş akıyordu. Rowan hızla yan masada not alıyor, Amelia ise önündeki tabağı kuşa çevirmek için bin takla atıyordu. Elimdeki tüy kalemle önümdeki parşömene bir kaç şeyler çizdim. Ardından adımı yazdım : Diana Crouch Snape. Derken tüy kalem elimden düştü. Aşağı eğilip kalemi geri alıp doğruldum. Kağıda baktım. Yok artık..... B.C.J. Bcj ne anlama geliyordu? Üstelik yazı parmak izi gibiydi. Yine kağıdımda yazılar belirdi. Naber? Korku içinde kağıdı buruşturdum. Derin nefes aldım. Yandaki diğer kağıtta yazılar çıktı. Korkma. Elime kalemimi alıp yazdım. Kimsin?. Tam o sırada kulağıma birisi adımı fısıldadı. Kulağıma elimi geçirdim. Ne oluyordu? Saçlarımda bir şey hissettim. Elimi attım ama hiç bir şey bulamadım. Elime bir şey dokunduğu anda elimi kendime çektim. Kağıtta yeniden yazılar belirdi. Masanın altına eğil. Kalemimi atıp onu almak istermiş gibi eğildim. Masanın altına tamamen geçtiğim sırada karışma abimin havada uçan kafası belirdi. Gülüyordu.
Diana : Abi?? Ne işin var senin? Sana noldu?
Barty : Şimdi olmaz. Dersler bitince odanda konuşalım.
Yeniden yok oldu. Kalemimi alıp çıktım. Ders kaplumbağa hızıyla devam etti ve abim kağıda binbir türlü şaheser döktü. Ders  sonunda eşyalarımı toplayıp kızlar tuvaletine gittim. Heralde buraya gelmezdi abim?
Barty : MERHABAAAA!
Diana : Abi! Kızlar tuvaleti burası! Çık hemen! Görünmez olman erkek olduğunu değiştirmez.
Barty : Bu biraz üzdü......
Sinirle ona baktım.
Diana : Offfff.
Alnını öptüm. Gülümsedi. Görünmez oldu ve kapı açılıp kapandı.

İksir dersinde ise herkes kaplumbağa hızıyla zorla iksir yapıyordu. Bense yine Melez Prens'in kitabı ve abimin kulağıma ne yapmam gerektiğini fısıldaması ile kitaba bakmadan hızla iksir yapıyordum. Bu babamın gözünden kaçmamıştı ve büyük ihtimalle çoktan aklımı okumuş abimin görünmez olduğunu öğrenmişti. İksiri ocakta bıraktım ve alnımı sildim.
Barty : İki dakika 4 saniye oldu. Şimdi 6 kez saat yönü 5 kez saat yönü tersine çevir.
Dediğini yaptım.
Barty : Sayfayı çevir.
Dikkatli olmalıydık. En küçük hata ile abimin olduğu anlaşılırdı. Sayfayı çevirdim.
Barty : Hmmmmmmm. Diyor ki abine öpücük ver.
Sinirle ona baktım. Yani kitabın durduğu boşluğa. Bana bakıp gülümsediğine yemin edebilirim. Ama kanıtlayamam. Önüme döndüm.
Barty : İksir burada bitiyor. Rengi koyu mor olduğu zaman şişeye koyacağız.
Oturdum. Elimi çeneme yaslayıp iksirin mora dönmesini bekledim. Kırmızı..... Biraz mavileşme ve morlaşma.
Barty : Altını kıs.
Dediği gibi altını kıstım. Tam 3 dakika 28 saniye sonra iksir koyu mora döndü. Altını kapatıp soğumasını bekledim. Soğuduktan sonra iksiri şişeye boşalttım ve babamın masasına bıraktım. Babam bacak bacak üstüne atıp ellerini kenetlenmiş şekilde bizi izliyordu. Masaya iksiri bıraktığım anda ayaklandı. Kollarını biraz geri çekti ve iksirimi alıp inceledi. Ardından masada duran Amortentia şişesini alıp iksirin içine damlattı. Pembe mor hologramlı iksiri bir kağıda sürdü. Biraz bekledi ve oldu. Kağıt Amortentia gibi yani bana hiç bir şey gibi kokmaya başladı ve kağıtta iksirin yapılışı yazdı.
Snape : Olağanüstü.
Babam şişeye kağıt yapıştırıp o yazdı ve yanına imzasını attı. İksiri alıp bir kenarda benim yaptığım parlayan iksirlerin ve diğer kimisi güzel, kimisi tuhaf, kimisi sadece ot yığınından ibaret olan iksirlerin durduğu rafta yerini aldı. Yerime döndüm. Melez Prens'in kitabını kurcalamaya başladım. Derken babamın pelerini üstünden yere düştü. Herkes korkarak babama baktı. Ne olduğunu bilmiyorlardı. Bense gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Babam hızla arkasına döndü. Yerden pelerinini alıp geri taktı. Elini havaya kaldırdı ve bir şeyi tutmak için hamle yaptığı sırada masada duran kağıtlar havaya saçıldı. Herkes panikle çığlık atarak kimisi sıranın altına, kimisi birbirine sarılarak kaldı.
Snape : HERKES SAKİN OLSUN!
Babam sinirle etrafa bakıyordu. Bense gülmemek için dudağımı ısırarak kitaba bakıyordum. Rahatlığım gözünden kaçmadı ki başıma gelip kollarını bağladı.
Snape : Diana?
Diana : Evet Profesör?
Snape : Profesör ha?
Ona baktım. Hala gülmemek için zor duruyordum.
Snape : Dersimiz bitmiştir. Notlar Uygun olarak alınacak.
Herkes koşarak dışarı çıktı. Sonunda büyük bir kahkaha sesi duyuldu ve  yeniden başı yerde görünen abim ortaya çıktı. Babam başına gidip boynundaki bir şeyi çekti. Görünmezlik pelerini. Abim yerde kıvranarak gülüyordu.
Snape : Kocaman adamsın çocuk gibi davranıyorsun Barty. Şartlarda dersleri sabote etmemek vardı hatırlarsan?
Diana : Sen mi yaptın?
Snape : Neyi?
Diana : Pelerin.
Abimin gülmesi kesildi. Yere yatıp ellerini başının altına koydu.
Barty : Şamarcı söğüt babanın dediğine göre altında bir saman yığını olmasını istemiyormuş. Bu yüzden bu görünmezlik pelerinini aldık. 3 kişiyi gizleyebilecek kadar büyük. Artık yatağını benimle paylaşmak zorundasın.
Snape : Lara yakında başka bir odaya geçecek!
Barty : Bu Diana ile uyumama engel değil.
Snape : Barty! Derste zaten rezil ettin beni. Şamarcı söğütüne dönersin ona göre.

Son ders uçuş. Süpürgemle alanda tur atıyordum çünkü zaten Quiddicht takımında vardım ve önümüzde Slytherin - Hufflepuff maçı vardı. Hufflepuff  olsa bile oyuna önem veriliyordu. Kaptan bizi aralıksız çalıştırıyordu. Ben tutucuydum. Babam sağolsun beni zorla takıma almıştı.
Kaptan : Diana.
Kaptan yanıma yanaştı.
Kaptan : Prova yapacak kadar iyisin değil mi? Bir şey demem gereklide.
Diana : Söyle.
Kaptan derin nefes aldı.
Kaptan : Maç günü yani 7 gün sonra. Dolunay var.....
Bunu tamamen unutmuştum. Elim sol gözüme gitti.
Kaptan : Üzmek istemedim. Ama gerçekten iyi oynuyorsun. Provalara katılabilir ve istersen yedek oyuncu olarak kalabilirsin.
Gözlerimi kapattım. Derken acıyla çığlık attım.

Kurtların içeri girmesi. Rowan'ı götürmeye çalışmaları ve benim kenara atılıp üstüme bir kurtadamın atlaması. Ardından saçları omzuna gelen birinin beni taşıması.

Kaptan : DİANA! DİANA! PROFESÖR HOOCH! KENDİNE GEL DİANA!
Gözümü açtım. Süpürge yere düşmüştü ve ben kaptanın süpürgesinde ona yaslıydım.
Kaptan : Diana? İyi misin? Noldu?
Diana : Ahh. Önemli değil aslında ama. Beni yere indirir misin?
Kaptan : Tabi.
Yere hızla indik. Ayağımı yere basar basmaz Edyth yanıma geldi ve beni kolunun altına aldı.
Hooch : Bayan Snape. İyi misiniz? Hastane kanadına götürmemizi ister misiniz?
Diana : Hayır Profesör. Odama dönüp dinlenebilir miyim lütfen?
Hooch : Tabi ki. Edyth onu götür ve geri dön.
Edyth başını salladı.

Slytherin binasının önünde Edyth bana sarıldı.
Edyth : Dikkat et. İyice dinlen.
Başımı salladım. Ben içerir geçerken o dersine döndü.
Odama dönüp kapıyı abimin geçmesi için biraz daha tuttum. Eminim ki şuan çıldırmış şekilde. Kapıyı kapatır kapatmaz örtüyü üstünden attı ve beni bağrına bastı. Kendimi ona bıraktım.
Barty : Noldu? Çok merak ettim.
Ağlayacaktı neredeyse.
Diana : Bilmiyorum. Bi anda kurt saldırısına döndüm ama sanki birisi buna zorladı.
Barty : Yoksa..... Tamam. Halledeceğim. Sen yat dinlen. Döneceğim.
Beni yatağıma yatırdı. 15 dakika sonra babamla birlikte geri döndü.

Kayıp Snape'in Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin