2.Bölüm "Karar"

1.7K 120 20
                                    

Dakikalar zamanın içinde kaybolmaya devam ederken, ben sadece susuyordum. Sessizlik beni rahatlatıyordu. Durup düşünebiliyor ve duyduklarımı beynimde anlamlandırmaya çalışıyordum.

Bu sabah sıradan bir güne uyandığımı sanıyordum oysa. Ama şimdi anlıyordum ki hayatımın dönüm noktasını yaşıyorum. Bugün hayatımın tamamen değiştiği gündü. Henüz anlamıyordum. Neler olup bittiğini bile bilmiyordum. Sadece hissemiştim. Bir his... Her şeyin değiştiğini hissediyordum. Cevabım ne olursa olsun, nereye gidersem gideyim sanki hep bu anı yaşayacaktım. Bundan sonra neler olacak, hiç bilmiyordum. Zaten en kötüsü de belirsizlik değil miydi?

••

-2 saat önce-

"Bu, bu olamaz!" diye bağırdım. Sesim çatlamıştı ve üzerimde toplanmış bakışlar yüzünden nefes alamıyordum. "Bu parayı kabul etmem söz konusu bile olamaz!"

Bulut nefesini usulca dışarı verdi ve yavaşça kolumdan tutup karşımdaki ihtişamlı koltuğu işaret etti."Sakin ol Nisan, otur lütfen.."

Onun sakinliği karşısında şaşırmıştım ve konuşmak için doğru kelimeleri seçmekte zorlanıyordum. Yine de onu dinleyip oturdum ve konuşmaya devam ettim."Siz...benimle dalga mı geçiyorsunuz?"

Bulut bakışlarını yüzümden çekti ve başını aşağı eğdi. "Hayır Nisan," dedi sakince. "Neden öyle birşey yapalım? Bize de sürpriz oldu bu durum."

"Bak ben para falan istemiyorum tamam mı?" diye çıkıştım. Konuşurken Bulut dışında kimseye bakmıyordum. Bu evde istenmediğim ortadaydı. Zaten benim de burada kalmak gibi bir niyetim yoktu. "Eve gitmek istiyorum."

Henüz bir dakika bile oturmamışken hiddetle ayağa kalktım. Bulut, ben kapıya doğru ilerlerken yanıma geldi ve tekrar kolumu kavradı. Bakışlarımız buluşunca gerildiğimi hissettim."Nisan, kalsan da gitsen de bu para senin. Dışarı çıkıp konuşalım. Kaçarak bir yere varamazsın."

Başımı ellerimin arasına aldım ve sakinleşmek adına bir iç çektim. "Peki," dedim sessizce. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve bu tuhaf ötesi durum karşısında ağzımdan başka bir kelime çıkmadı.

Evdekilerin bakışları kapıdan çıkarken bile üzerimdeydi. Aslında onlara hak veriyordum. Haluk Yücetan, mirasının yarısına beni layık görmüştü. Hem de bu kadar kalabalık bir ailesi varken.. Onların yerinde olsam bu durum karşısında nasıl bir tepki vereceğimi düşünüyordum.

Bulut'u takip ederek büyük bahçedeki havuzun kenarına kadar yürüdüm. Hava serin olduğu için aniden üşümüştüm. Bulut birden durdu ve bana döndü."Bunun senin için biraz tuhaf olduğunu biliyorum Nisan."

"Biraz mı?" Sesimdeki iğneleme karşısında Bulut kaşlarını şaşkınlıkla yukarı kaldırdı. Ardından başını yavaş yavaş sallayarak konuşmasına devam etti. "Ben dedeme hak veriyorum."

Alay edercesine güldüm. "Bence deden hastalığının son evresinde olduğu için kendinde değildi. Büyük bir yanlışlık olmuştur eminim. Niye servetini bana bıraksın?"

Bulut kendini gülümsemek için zorladı.
"Dedem gayet kendindeydi Nisan. Eğer ailemizi tanısaydın sen de ona hak verirdin."

"Aileni yeterince tanıdım," dedim başka bir iğnelemeyle. "Beni öldürecekmiş gibi bakıyorlardı, görmedin mi?"

"Bu gayet normal değil mi?" diye sordu Bulut. Kollarını göğsünün üstünde birleştirdi ve bana bir adım daha yaklaştı.

"Ben zaten miras falan istemiyorum," dedim omzumu silkerek. "Nereyi imzalamam gerekiyorsa imzalayayım, bitsin bu saçmalık."

Nisan Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin