Aklımda sorularla, kalbimde bir çarpıntıyla öğle yemeğine inerken Çınar'ın söyledikleri dışında birşey düşünemiyordum. Bu tatili benim için unutulmaz yapacakmış.. Ben zaten bu tatili hiçbir türlü unutamazdım, orası kesindi. Yine de söylediğinde ciddi miydi, yoksa öylesine mi söylemişti merak ediyordum.
Öğle yemeği için otelin en büyük restaurantına geldiğimizde hocalarımız dışında herkesin orada olduğunu gördüm. Kimseyle daha fazla göz teması kurmak istemediğimden başımı yere eğerek Miraç'ın yanına kadar yürüdüm. Benim için sandalyeyi geriye çekerken göz ucuyla da yüzüme baktı. "Niye geç kaldınız?"
"Tartışıp duruyoruz, neden olacak?" dedim otururken.
Merve, "Geç kalınca insanın aklıma herşey geliyor tabi." dedi ve gülümsedi.
"Ne geliyormuş?" dedim gözlerimi koca koca açarken. "Tartıştık dedim işte. Başka birşey yok."
Merve ve Miraç birbirine bakıp gülümsediler. En azından biraz olsun rahatlamıştım. Miraç bu durumu kabullenmişti ve annemlere anlatacakmış gibi görünmüyordu.
Çınar tam karşıma oturduğunda bir an ne kadar da uyumlu göründüğümüzü düşündüm. İkimizin de altında lacivert kot vardı ve ben siyah bir kazak giyerken o da siyah bir kapüşonlu giymeyi tercih etmişti. Ben onun kadar mükemmel görünmüyordum ama en azından ayak uydurabilmiştim. Gülümsedim. Şimdilik herşey yolunda gidiyordu. Çocuklar gibi utansam bile..
••
İnsanı büyüleyen, beyaz bir manzara vardı dışarda. Otelden dışarı adım attığım andan itibaren buraya geldiğim için seviniyordum. Ne zamandır bir tatile ihtiyacım vardı. Tamam sevinmemin tek nedeni burayı çok sevmiş olmam değildi. Çınar'a bu kadar yakın olduğum için de mutluydum.
"Artık selam bile vermiyorsun yani öyle mi?"
Bulut'un sesini duyunca tedirgin bir şekilde arkamı döndüm. "Geldiğini görmemiştim, özür dilerim." Onu çok üzdüğümün farkındaydım. Ama herkesi memnun etmek için uğraştığımda da üzülen ben oluyordum.
"Onunla tekrar birlikte misin?"
Bu sorunun cevabını bilmiyordum işte. Biz sevgili olduğumuzu söylemesek bile- ki değiliz- herkesin böyle düşündüğünü biliyordum. Çınar'ın yanından ayrılmıyordum, gece onunla kalmaya karar veriyordum. Bizi sevgili sanmaları gayet normaldi.
"Birlikte değiliz," diye itiraf ettim. Bulut kötü biri değildi ve ona yalan söylemek istemiyordum. "Ama onun yanında olmak istiyorum."
"Beni şaşırtıyorsun." dedi Bulut. Hayal kırıklığına uğradığı her halinden belliydi. Ama yapabileceğim birşey yoktu.
Belimde güçlü bir el hissettim.
"Nereye kayboldun sen?"Çınar beni Bulut'un yanında görünce kaşları çatıldı ve yüz ifadesi değişti. "Seni bekliyordum." dedim. Gerçekten de onu bekliyordum. Bana kayak yapmayı öğretecekti ve bunun için birkaç şey alıp gelmesi gerektiğini söylemişti.
Çınar elimi tuttu. "Beni yanlış insanların yanında bekleme bir daha."
Başımı iki yana salladım. "Bulut benim arkadaşım." İkisinin de yüzüne baktım. "Sizin derdiniz ne böyle? Birbirinizi incitmekten keyif mi alıyorsunuz?"