5. Bölüm "Hırsız"

498 40 3
                                    

Not: Multimedyadaki şarkıyı bölüm sonunda dinlemenizi tavsiye ederim. Bence bölüm sonuna yakışan, okuduktan sonra hislerimizi harekete geçiren bir şarkı oldu. Siz de deneyin. (:

••

Derin bir karanlığın içinde minicik, bembeyaz bir nokta gibiydim. İmkansız olduğunu bilmeme rağmen fark edilmeyi ve kurtarılmayı bekliyordum. Beni sonsuz karanlığımdan kim kurtarabilirdi ki? Bu benim kaderimdi, çaresizliğimdi. Ben umutsuz vakaydım, bu hissizliği ezberleyeli uzun zaman olmuştu. Ama umutlarım, içimden söküp atamadığım hatıralarım beni hep yanıltıyordu. Ne olursa olsun, bana acı veren bu bekleyişten vazgeçemiyordum. Düşünmek kolaydı, zor olan hissedebilmekti. Gözlerimi açıp gökyüzünün güzelliğiyle buluştuğum an, hissetmeye ne kadar da ihtiyacım olduğunu anladım. Artık bir şeyler olsun istiyordum, hayatımda bir şeylerin değişmesini istiyordum.

Uzun, titrek bir nefes aldım ve elimi kalbime bastırdım. Kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki az sonra vücudumu delip geçecekti. Kafamın içinde dolaşıp duran düşünceleri bir kenara bırakıp geçen saniyeleri fark etmeye, neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. Gözlerim hızlıca hareket etti ve saniyeler önce üstünde durduğum balkonu gördüm. Düşmüştüm. Acı hissediyor muydum? Hayır, fiziksel bir acı hissetmiyordum. Tenim sadece rüzgarın getirdiği esintiyi algılayabiliyordu. Zihnim bulanıktı ve bu karmaşa başımı döndürüyordu. Gözkapaklarım da tıpkı vücudum gibi ağırlaşmıştı. Kısa bir an için her şeyi unuttum, aklımdaki her ayrıntı silindi. Parmaklarımı soğuk ve ıslak toprağa bastırdım. O an anladım, canlı ve gerçektim. Şu an yaşadıklarımın hepsi gerçekti. Bir nefes... Saçlarımın arasına karışan bir nefes vardı. Sonradan anladım, tanımadığım bir bedene karışmıştım. Beynimin içinde korkunç bir alarm çalmaya başladı, tekrar başım döndü. Ben kimin bedenine sarılıyordum? Ben kimin nefesini tenimde hissediyor, kalp atışlarını bu kadar yakınımda duyabiliyordum?

"İyi mi-sin?"

Tüm vücudumu korkunç bir titreme tuttu, iliklerime kadar ürperdim. Yabancı bir ses kulaklarımın dibindeydi, sesi beynimin içinde yankılanıyordu. Parmaklarımı topraktan ayırıp kollarının arasına sığındığım adamın kollarına dokundum. Başımı onun göğsünden kaldırdığım an neler olup bittiğini idrak edebildim. Düşmüştük. Balkonda son anda sesini duyduğum yabancı yüzünden irkilmiş, dengemi kaybetmiştim. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki, beni yakalayıp kendini siper etmesine inanamıyordum.

Sözcüklerinin arasına karışan öksürük seslerini duydum. Zor nefes alıyordu, iyi değildi. Kendimi bir çırpıda yana atarak sığındığım göğüsten ayrıldım. Bakışlarımı onun yüzüne çevirdiğim an başka bir şok yaşadım. Onu tanıyordum. Daha birkaç saat önce barda konuştuğum yabancıdan başkası değildi. Masmavi gözlerini yüzüme çevirdi ve verdiğim tepkileri izlemeye koyuldu. Ne tepki verdiğimi, yüzümün aldığı şekilleri tam olarak kestiremiyordum. Bir şeyler söylemek için dudaklarımı araladım ama anlamsız birkaç kelimeden başka bir şey çıkmadı. Ellerimi hareket ettirdim ve omzuna dokundum. İyi olduğundan emin olmak istiyordum. Böyle bir şeyi neden yapmıştı? Neden benim için hayatını tehlikeye atmıştı?

"Korkma," diye fısıldadı, sakinliğini koruyordu. Kıvırcık saçları dağılmış, elmacık kemiklerinin üstü kızarmıştı. Göğüs kafesi hızlı hızlı inip kalkarken yüzünü buruşturdu. Acı mı çekiyordu? Elini göğsüne bastırdı ve öksürmeye devam etti. Yan dönmek için dizlerini kendine doğru çekti ve başını toprağa doğru çevirdi. Ona yardım etmeli miydim? Omzuna dokunmak için uzandım, sonra ellerimi geri çektim. Hayır... Şimdi duvarların arkasına saklanmanın vakti değildi. Ona yardım etmeliydim, bunu yapmalıydım.

Parmaklarımla sol omzunu kavradım. "Tamam," diye fısıldadım. "Tamam, geçti. Geçti, tamam mı?" Sesim, hücrelerime sinmiş korkuyu açığa vuracak kadar çaresiz ve kırılgandı.

Nisan Güneşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin