Analiz

45.8K 1.7K 242
                                    

Eve döndüğümüzde çok yorgun olduğumu söylerek odama çıktım ve neyseki onlarda çok yorgunlardı bu yüzden neden öyle salak gibi bardağı düşürdüğümü sorgulamadılar bile. Aynı rüyayı aylar boyunca her gece görmüştüm ve bu gece bir kez daha görürsem kesinlikle emin olacaktım.

Hala inanamıyordum. Hala anlamsız geliyordu. Onların rüyamda gördüğüm insanlar olmalarının mantıklı bir açıklaması yoktu. Gerçekten gecenin geri kalanında sürekli bunu düşündüm ama hiçbir açıklaması yoktu. Ama bunun yanında bugün olan çoğu şeyi açıklıyordu.

Mesela neden Eric ve Leslie'yle göz göze geldiğimde öyle irkilmiş ve buz kesmiş gibi olduğumu. O huzursuluk duygusunun , tüylerimin diken diken olmasının sebebinin ne olduğunu açıklıyordu işte. Ama rüyamda gördüklerim sadece 3 tane değildi. Tam sayısını bile hatırlayamıyordum ama 4 ya da 5 olduğuna emindim. Yani geriye sadece iki kişi kalmıştı. Gördüğümde yine aynı şekilde reaksiyon vereceğim rüyamdakilerden geriye kalan son iki çift göz..

Eric'in ela rengi gözleri.

Leslie'nin kahverengi gözleri.

Bugün restorandaki çocuğun sanki karanlığın hiç görmediğim bir tonuymuş gibi olan siyah gözleri.

Geriye kalanlardan birinin mavi gözler olduğunu hatırlıyordum. Mavinin çok güzel çok hoş bir tonu. Ama diğerini hatırlayamıyordum ve bu gece ilk defa aynı rüyayı görmeyi umarak uyuyacaktım.

Sabah Sally'nin kapımı tıklamasıyla uyandım ama ağzımı açıp bir şey söyleyemeyecek kadar uykuluydum. Yatağımın bir kısmının aşağıya doğru çöktüğünü ve Sally'nin saçlarımı okşadığını hissettim.

'' Tatlım iyi misin? Hiç uyuya kalmazdın merak ettim.''

İşte bu cümle bir anda gözlerimin açılmasına ve yataktan fırlamam sebep oldu. İnanamayarak '' Uyuya mı kaldım?'' diye sorduğumda başını evet anlamında salladı. Sally odamdan çıkarken yorganı üstümden attım ve tuvalete gidip yüzümü yıkadım. Rüya görmemiştim.

O rüyayı görmeyi ilk defa o kadar çok istiyordum ki terli ve nefes nefese uyanmamanın keyfini bile çıkaramamıştım. Tam bir hayal kırıklığıydı ama ben bu olayı bile bir şekilde onlarla bağlıyordum. Artık gerçek hayatımda oldukları için rüyama girmiyorlardı. Yani geceleri o korkunç rüyayla boğuşmaya elveda demiştim ama daha kötüsü gerçek hayatımda beni bekliyordu. Rüyalarım tam anlamıyla gerçek olmuştu.. İyi anlamda değil tabi.

Aylardan sonra sabah uyandığımda leş gibi olmadığım için duş almama gerek kalmamıştı. Üzerime bir şeyler giydikden sonra yolda yemek için bir elma alarak evden çıktım. Biraz geç kalacaktım ama yeni kız olduğum için anlayışla karşılayacaklarından emindim. Okulun otoparkının ordayken zilin çaldığını duydum ve dışardaki birkaç öğrencide aceleyle içeri girdiler.

Çantamdan ders programımı çıkarıp öğleden önceki derslerime bir göz gezdirdim. Fena değildi.

İki tane arka arkaya edebiyat dersim vardı ve sonrada ispanyolca. Dil ağırlıklı bir başlangıç olacak gibi gözüküyordu ama edebiyat derslerini severdim. Eski okulumda bir ay içinde pek ilerleyememiştik ama ben yarım kalan kitabı bitirmiştim bile.

Okula girip dün Bayan Hollick'in verdiği sınıfların yazılı olduğu krokiyi çıkardım ve edebiyat sınıfını bulduktan sonra 3. kata çıktım. Koridoru dönünce sağdaki sınıftı. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım ve içeri girdim. Öğretmen ders anlatmayı bırakıp gülümseyerek bana döndü ve cana yakın bir şekilde elini uzattı.

'' Merhaba , Adena olmalısın geleceğini söylemişlerdi. Ben Bay Bardin''

'' Evet. Biraz geç kaldım kusura bakmayın.''

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin