Durdurmuştum

33.7K 1.3K 46
                                    

Eric yanıma otururken '' Şimdi başka birşeyler yapacağız.'' dedi. Bundan daha iyi olabileceğim birşeyler olmasını dua ederek '' Ne gibi?'' diye sordum. Koca bir şişe suyu yarısına kadar içerken gülümseyerek '' Yakartop gibi. '' dedi..

'' Şaka mı?''

'' Gayet ciddiyim. Reflekslerin için çok iyi bir alıştırma olur.''

'' Bildiğimiz beden eğitimindeki yakartop oyunu mu?''

'' Hayır toplar gerçekten alevden ve Aaron'la Harry yapacak. Saçmalama Adena tabikide normal yakartop oyunu.''

Başarısız olabileceğim her konuyu bir güne toplamayı becermiş gibiydi. Neyseki günün sonunda koşu vardı da bu sabah normalden daha hızlı koştuğum gibi o zamanda koşabilirsem en azından birşeyde başarılı olacabilecektim. Bana uzattığı şişedeki kalan suyu içtikten sonra ayağa kalktım. Yakartop oynamayı gerçekten de istemiyordum ama yapacak bir şey yoktu.

Leslie ve Harry mesafe bırakarak bir tarafıma Aqua , Aaron ve Eric diğer tarafa geçtiler. Top Eric'in elindeydi. Bana gülümsedi ama bunun dostça bir gülümseme mi yoksa maydan okurcasına bir gülümseme mi olduğunu anlayamamıştım. Neyseki sert bir başlangıç yapmadı ve topu beklediğimden daha yavaş bir şekilde attı.

Bir adım yana kayıp toptan kurtuldum ve Leslie'yle Harry' döndüm. Aynı şekilde bir süre top düşündüğümden yavaş bir şekilde gidip geldi ama birkaç dakika sonra Aqua topu aldığında gözlerindeki sevinç görülmeye değerdi. Topu olabildiğince sert bir şekilde fırlattı. Nedense bu kadar güzel olan bir kızın sportif ve güçlü olmadığını düşünüyordum ama attığı top oldukça hızlı ve sertti. Son anda yana çekilerek toptan kaçtım ve zaman kaybetmeden döndüm.

Sertleşmeye başladıklarını belli edercesine Leslie topu savurdu. Ortaokulda yakartop maçlarında gördüğüm bir taktiği uygulamış ve topu çok daha alçaktan atmıştı. Bu yüzden zıplayarak toptan kaçtım ve topu elinde tutarken gülümseyen Aaron'a baktım. Dudaklarıyla birşey heceledi ama anlayamamıştım. Bunun dikkatimi dağıtmasına izin vermeden topa konsantre oldum ve atışından kaçtım.

Bir sonraki top bacaklarımı hedef alarak atılmıştı ve son anda bu atıştan kaçmıştım. Aqua topu yakaladığında hiç acıması olmadığını belli edercesine topu suratıma doğru fırlattı ve reflekslerim ilk defa benden yana olarak topu tutmamı sağladı. Eric adeta oğlunu ilk futbol antremanına götürmüş bir annenin gururuyla beni alkışladıktan sonra topu Harry'e attım ve atışını bekledim.

Her şey gayet güzel bir şekilde gidiyordu ve daha top bana çarpmamıştı bile. Sadece bir kere kolumu sıyırıp geçmişti ama sanırım kimse bunun farkına bile varmamıştı. Tam bu işte başarılı olduğumu düşündüğüm sırada topun Eric'lerin olduğu tarafta olduğunu düşünerek oraya döndüm ama bir anda sol koluma aldığım darbeyle acıyla yere yığıldım.

Dişerimi birbirine kenetleyip çenemi sıkarak çığlıklarımı içime attım ama dün akşamdan sonra oluşan yaraların üzerine gelen top canımı beklediğimden çok daha fazla yakmıştı. Aqua gülümseyerek '' O kadar da sert atmadı ki..'' diye söylenirken Eric yanıma geldi ve gözlerini kolumda sabitledi.

'' Ceketini çıkar.''

'' Buna gerek yok.''

'' Adena kolunun kanadığını görebiliyoruz. Çıkar şunu.''

Sesi beklediğimden de sert çıkınca ona karşı gelmenin bir işe yaramayacağına karar verdim ve ceketimi çıkardım. Hepsi yüzlerini buruşturarak koluma bakıyordu. Ne kadar kötü olduğunu görmek için başımı çevirdim ve gerçekten de berbat görünüyordu. Eric çıkardığım ceketi kanamalarını önlemek için koluma sararken yan gözle bana bakıp '' Bunun nasıl olduğunu anlatacak mısın?'' diye sordu.

Bakışlarımız bir an için Aaron'la birleşti ama kimsenin birşey anlamasını istemiyordum bu yüzden gözlerimi onun üzerinden çekip yere diktim ve '' Önemli birşey değil.'' diyerek omuz silktim.

'' Adena bunun seni tehlikeye attığının farkındasın değil mi? Bize neler olduğunu anlatmak zorundasın.''

'' Gerçekten önemli birşey değildi. Stephan dün gece evime geldi. Benden özür dileyeceğini sanmıştım ama yine beni öptü. ''

'' Bu çocuk tüm işi mahvetmeye mi çalışıyor? Ona karşı dikkatli olmalısın. Herkese karşı dikkatli olmalısın. Bu sonsuza kadar sürmeyecek merak etme. Birkaç aya geçmesi lazım.''

'' Birkaç ay mı?''

Benden bir adım uzaklaşırken gülerek '' Ne o yoksa bir acelen mi var?'' diye herkesin anlayabileceği imalı bir cümle kurdu. Omuz silkip umursamıyormuş gibi yaptım. Aaron'un gözlerinde ufak bir pişmanlık ya da suçluluk duygusu bulma umuduyla ona baktım ama umrunda bile değildi.

Yeniden yerime geçerken '' Yakartopa devam mı ediyoruz?'' diye sordum ama Eric'in başını evet anlamında salladıktan sonra tekrar eski yerlerimizi aldık. Topun kimde olduğuna bakmak için gözlerimi etrafta gezdirdiğim sırada Aaron'da olduğunu gördüm ama benim bunu görmemle onun topu bana doğru fırlatması saniyeler içinde olmuştu.

Belki topu tutabilirim , tutamasam bile en azından suratıma çarpmasını engelleyebilirim diye kollarımı ileri uzattım ama çok geçti. Top öyle sert bir şekilde kafama çarpmıştı ki beynimin içerde kafatasımın duvarlarına çarptığını bile hissedebiliyordum. Galiba beyin kanaması geçirecektim. Dengemi kaybedip arkaya doğru sendelediğim sırada kendimi onun kolları arasında buldum ve vücudunun sıcaklığı bedenimi kapladı.

Yardımsız ayakta durabileceğimden emin olduktan sonra beni bırakırken " O kadar kolay olacağını düşünmemiştin herhalde değil mi?" diye sordu. Elimi başıma doğru götürürken yarın kesinlikle şişeceğine emin bir şekilde " Hayır ama beyin kanaması geçirmeyeceğimi umuyordum." dedim.

" Yere düşseydin belki ama sana bir şey olmasına izin vermem. Biliyorsun değil mi?"

" Bu pek inandırıcı gelmiyor."

Daha çok bana olabildiğince zarar vermeye çalışıyormuş gibi duruyordu. Söyledikleriyle yaptıkları bu kadar çelişen birine nasıl güvenirdi ki insan. Bir an düzgün yürüyebileceğimden bile emin olamayarak adım attım. Diğerlerinin yanına gittiğimizde Harry başıma bakarken " Bravo Aaron senin yüzünden kız yarın büyük bir baş ağrısıyla uyanacak. Bu kadar sert atmana ne gerek vardı ki!" diye sitem etti ve birşey söylemesemde ona tamamen katılıyordum.

Eric'e dönüp " Devam mı?" diye sordum. Başını h ayır anlamında sallamasından sonra olduğum yerde durup açıklamasını bekledim. Ellerini yorgun bir şekilde saçlarından geçirirken '' Reflekslerin aslında gayet iyi. Bir kere daha havayla ilgili deneme yapalım ve sonra koşuya geçelim.'' dedi. Onlarda benim kadar olmasada yorgun görünüyorlardı.Başımı salladıktan sonra ondan uzak bir kenara geçip beklemeye başladım.

Eric hava küresini bana fırlatacağı sırada Aqua'nın tiz çığlığını duydum ve dikkatim dağılarak bakışlarım ona kaydı. Bu bir saniyelik boşluğıun bana pahalıya patlayacağı aklıma gelince ellerimi korkuyla aniden öne uzattım. Bir hava dalgası ellerimin üzerinden geçip yavaşca yüzüme çarptı. Şaşkınlığın etkisiyle sadece birkaç adım gerileyip yere oturuverdim.

Çalıların arasına fırlamamıştım. Bir ağaca çarpmamıştım. Canım yanmamıştı. Havayı hissettiğim tek yer yüzümdü ve bu gerçekten ilerleme kaydettiğimi gösteriyordu. Kendime inanamayan bir şekilde oturduğum yerde kalmaya devam ettim. Bunu bana birkaç gün ya da hafta önce söyleseniz size saçmaladığınızı ve bir doktora görünmeniz gerektiğini söylerdim ama şimdi ben bana doğru gelen bir hava dalgasını durdurmuştum.

ATEŞLE OYNAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin